Ablamın yüksek çığlığıyla telefonu kulağımdan uzaklaştırdım.2 kilo vermiştim ve bunun sevincini yaşıyordu.
Benim sevinmem gerekirken o seviniyordu
"Abla artık kapatmalıyım."
"Yoora sana bir haberim var."
"Dinliyorum abla"
"Ben gideceğim."
Sonraysa telefonunu kapatmış beni öylece bırakmıştı
Tamam gitmek veya gezmek hakkıydı ama neden şimdi gitmek zorundaydı ki?
Ona ihtiyacım varken böyle bir zamanda gidemezdi.
Telefonumu bir kenara atarak odamdaki kocaman yatağıma uzandım. Yatağım da benim gibi kocamandı.
Gözlerimi kapattım.
Ağlamak istemiyordum
O giderse yanlız kalacaktım. Hiç kimsesiz hissedecektim.
Ağlamak istemiyorum demiştim değil mi? Şu an gözlerimden akan yaşlarla şelale bile oluşurdu.
Ben hep dışlanan biriydim,bilirsiniz Kore gibi dünya güzellerinin olduğu bir şehirde dışlanıyorsanız 2 sebebi vardır. Ya yabancı birisinizdir ya da kilolu.
Ve 92 kilo olan ben alay konusu olmaktan geçmiş günün eğlencesiydim.
Beni anlayan sadece ablamdı ama o da gidiyordu işte.
Bakmayın ablam dediğime aramızda 10 saniye doğum farkı vardı. Abla demediğim zaman kendisinden çok büyük bir fırça yiyordum. Bu yaşıma kadar hep abla dediğim için alışmıştım artık
Annem güzel biri olmasının yanı sıra Kore güzeliydi,babam yakışıklı kaslı bir piyanistti.
Ama ben çirkindim işte
Ailenin tüm güzel genlerini alan Yoona unniemdi,ben de paspal kilolu Yoora
Onun hayatı hep güzel geçmişti, erkekler tarafından hep o beğenilirdi ben ise yanından geçtiğim her erkeği kendimden tiksindirirdim.
Sevgilim olsun istemiyordum,bu kendime olan küskünlüğüm bir erkek yüzünden değildi,sorun gerçekten bendim.
Saçlarım hep kabarıktı asla düzleştirilmez,düzleştirilse bile bonus kafa olurdum. Ayrıca mevsim değişikliği yüzünden çıkan kepekler kaşıntı yapardı o yüzden adım 'bitli' diye çıkmıştı okulda.
Yüzüm,annemin aksine esmerdi, bembeyaz bir cildi vardı annemin herkesin kıskanabileceği,ben ise sanki onların çocuğu değilmişim gibi hiç birine benzemiyordum.
Gözlerimde sorun vardı doğuştan, o yüzden gözlük kullanıyordum. Kullandığım gözlük yaşlıların taktığı bir gözlüktü. Benim için yaşam bu iki çerçeveli gözlükten geçiyordu.
Ergendim ve hala çıkan sivilcelerim ise bitmek bilmeksizin çoğalıyordu, vücudum iğrençti, ayaklarım bile artık beni taşıyamaz haldeydi.
Üzerime zor kıyafet bulurdum, pardon hiç bulamazdım.
Babam özel kıyafet diktirirdi bana
Yani kısacası hayatım bomboktu fakat 2 saat sonrasına kadar
Jeon Jungkook'u bulmuştum. Kendisi ablamın çocukluk arkadaşıydı, onlar vakit geçirirken ben hep uzaktan izlerdim onları.
Beni asla fark etmezdi
Gerçi fark etse bile kardeş olduğumuzu anlamazdı. Farklıydık ablamla ben,benzeyen tek bir noktamız vardı sadece,o da ikimizinde insan oluşuydu.
Jungkook ablamdan hoşlanıyordu ve bunu bilen sadece bendim, kendi kendine konuşurken duymuştum onu.
Ablam ise o kadar kördü ki onu görememişti,yanındaki cevheri görmemişti.
Jungkook onun için her ağladığında uzaktan izlerdim ve ben de onunla birlikte ağlardım.
Ne olursa olsun onu hiç yanlız bırakmamıştım.
Ta ki 6 sene öncesine kadar
Ablama açılan Jungkook sevgili olmuşlardı. Mutluydular
Ben ise odamda gözyaşlarıma mahkum oluyordum.
Şans eseri bir ara öpüştüklerini dahi görmüştüm. Dediğim gibi hayatım boktandı ve öyle olmaya da devam ediyordu.
Ve sonra ne oldu biliyor musunuz?
Ablam onunla sevgili olabilmek için neredeyse can verdiğim Jungkook'u kariyer uğruna terk etmişti. Aptaldı
Tam bir aptal
Ben ise aralarındaki en aptaldım
Ablamdan ayrılan Jungkook ağladığında yine onunla ağlamıştım. Sonra ise onun gidişiyle bir daha yüzünü görmedim.
Çok aradım
Sosyal medya kullanmıyordu ve ben onu 5 ay boyunca aramış sonraysa pes etmiştim.
Buydum işte ben hep pes ederdim.
Gözlerimi kapattım,ağlamamayı umarak birazdan uyuyacak ve hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam edecektim.
Her zaman yaptığım gibi
Hani derler ya sürekli hasta olursan artık o hastalığa bağışıklık kazanırsın kendimi bana sorsalar öyle tanımlardım ama işte öyle değildim. Ota boka kırılan bir yapım vardı.
Hayatımda ilerleyen tek bir düzgün noktam yoktu. Ailem artık ayaklarımın üstünde durabileceğime kanaat getirip bana bir ev vermişlerdi. Buzdolabım bomboştu sadece kendi odamın içinde eşyalar vardı onun haricinde ev boştu,bu konuda ciddiydim.
Neden kiloluyum hiç bilmiyorum, gün içinde yediğim yemek bir elin parmağını geçmezdi,evde kendimce spor yapmaya çalışırdım ama olmuyordu işte.
Utancımdan dışarı çıkamazdım. Bana öyle bir bakıyorlardı ki sanki birisini öldürmüşüm de ellerim hala kanlıydı.
Genel olarak hayatım böyleydi işte; ablamın hoşlandığı kişiye aşık olan adi kilolu bir kız kardeş -sürtük olamayacak kadar kiloluydum,burada olması gereken asıl kelime kızkardeş yerine orospu olmalıydı.-
Ki günümüz orospu sürtükler IU ile başabaş ilerler Suzy'e taş çıkartırdı
Ben de anca arkalarından bakardım.
Evet,hayatıma hoşgeldiniz ben ve boktan götünü dönmüş hayatıma.
Yeni kurgu yeni kitap eee ilk bölümü nasıl buldunuz?
Yayımlamayacaktım ama dedim ki sürpriz yapayım 🖤💜
Bu kurguyu Wattpad dışında bir sitede okuyorsanız yanlış yerdesiniz. Orjinali Wattpad @Lilliaa0 hesabındadır
ŞİMDİ OKUDUĞUN
R✔
Fanfiction*hayrankurgudailk4heheytbeeejdkqjdjs Jeon.jjk: Yoona sensin değil mi? Umutları her aynaya baktığında parça parça yok olan bir kız düşünün. Asla kendini sevemeyeceğini zihninin en başına not eden birini, güçlü duruyordu fakat o aslında naif birinden...