"3 AY SONRA"
Yüzümdeki baygın bakışlarımın çizgisi bu hayatta ne kadar çok yorulduğumu, takvim yapraklarının hızlıca sayfalarının yırtılıp mevsimlerin yön verişi süresince ne kadar yol katettiğimi görüyorum.
Kimi zaman gül bahçe olan,bir üzüm salkımı tanesi kadar güldüren bu hayatın kırk bin katır sillesiyle kendime geliveriyorum. Güldüğün kadar ağlarsın, ağladığın kadar gülersin deyimi zihnimin kör kuyularının bağrından çıkıp zihnime yerleştiği vakit anlıyorum hayatın bir imtihan süreci olduğunu.
Şimdi ise yitik bir sonbaharın esinitisiyle dudak kıvrımlarıma salamura olmuş acı bir tebessümümle uğurluyorum geçmişimi. Yüreğimin bağrına oturan zehirli sözcüklerin yaraları kabuk bağlamışken kanatmaya çalışan insanların önünde zihnimin perdelerini aralıyorum ki yaramın üstüne diken ekmeye teşebbüs etmesinler.
Boğazımda düğüm düğüm olmuş kelimelerin sancısıyla karşı karşıya geldiğim vakit yumruklarımı delice sıkar gözümden bir damla yaşın düşmesine mani olmaya çalışırım. Öyle ki bazen dişlerimde bu hesaplaşma dan payını alarak işkenceye maruz kalır.
Ben geçmişin ipini tutan geleceğin lakırtısını hesabaya katmayanım.
Zihnimde dönen film şeritlerinin arasında kaybolmaya yüz tutmuş olanım.
Mışlı mişli eklere yön tutan dilimde pelesenkleşen anılara sahip olanım.Bir gün tadacağım tüm güzellikler için arkamı dönersem geçmişin avuçlarında olan soluğum vadettiği geleceğe kanat açacak. Zihnim ise yeniden sahip olduğu bir gün dönümünün ikliminde kendinde yer bularak anıları yaşatmaya devam edecek...
"Dildar güzelim kahvaltı hazır haydi seni bekliyoruz" Gözlerimi kırpmadan öldürdüğüm her gecenin sabahında kahvaltıya gelmediğimi bildiği halde çağrıda bulunan Gamze'nin sabrını takdir etmek istiyordum. İçimden teşekkür dileklerimi sunarken odasının kapısının açılmasıyla boş bakışlarımı Gamze'ye değdirdim.
Ağzından derin bir nefes verip yanıma geldiğinde usulca yatağımın kenarına oturdu. Elini kaldırıp kısacık kestiğim saçlarıma uzanıp alnımı örten kahkülümü yana doğru aldı. "Ne zamana kadar böyle devam edeceksin Dildar? Görmüyor muyum sanıyorsun derbeder halini? Sadece ben değil Sedat'ta bu haline çok içerliyor. Hatta kendisini zor tuttum neymiş o oğlanın yanına gidip hesap soracakmış."
Yerimden hiddetle kalkıp işaret parmağımı sallayarak söylenmeye başladım." Sakın... Sakın Gamze söyle Sedat'a onla muhatap olmasın. Hem ben iyiyim sadece hala annemin yokluğunu atlatamadım. "
Gözlerimin içine söylediklerime inanmadığını belirten bir bakış attığında "Merak etme ben Sedat'ı bir şekilde oyalarım. Lakin sende kendine çeki düzen var. Onunla aranda ne geçti ne yaşandı bilmem ama kendine yazık etmenede müsaade etmem Dildar. Aynanın karşısına geçip kendine baksan haraplığını yüzüne vurur. Yapma böyle"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ (TAMAMLANDI)
Roman pour Adolescents"Gözlerin... Gözlerindeki o parlak siyahlık bana geceyi anımsatıyor. Etrafındaki beyazlar bir yıldız gibi yörüngenin etrafını sararken karanlıkta kaybolan ruhuma ışık oluyor." Ruhunun ruhuma denk gelmesi bu hayatta karşılaştığım en güzel tesadüfler...