44.BÖLÜM:"KAVGA"

555 36 59
                                    


Adımlarım beton zeminde yankılanırken burnumdan soluyarak sandalyenin kenarına sertçe dokundum. Eli kolu bağlı bir şekilde oturan Ahu'ya yukarıdan bakarken Zülfikar'a gözümle ipleri çözmesini ima ettim. Pencerenin kenarına dayadığı vücudunu öne doğrultarak hareket eden Zülfikar iki dizinin önüne çökerek Ahu'nun bileklerindeki ipi çözdü.

Gözlerine bağlanan bandajı çözdükten sonra  etrafına süt dökmüş kedi gibi bakan Ahu'yla karşı karşıya geldiğimde sert bakışlarımın radarına takıldı. Sandalyeden ayağa kalkarken tirek bir sesle "Aybars" diye seslenmesiyle olduğum yerde kendisini izlemeye koyuldum.

Kafamı aşağı yukarı sallayarak "Aybars'ı siklemeyip dünyanın bir ucuna göndermeme rağmen gizliden gizliye kaçtığın adam. Sana bir hoşgeldin karşılaması yapalım dedik. Nasıl beğendin mi sürprizi?"

Gözlerimdeki yakıcı kor alevin ağları gözlerine uğrarken elini önünde birleştirip aramızda mesafe bırakmayacak şekilde yaklaştı. Bu tutumuna istinaden kocaman boşluk bırakıp ağzımdan mırıltılar döküldüğünde konuşmaya başladı.

"Neden söylesene neden beni onu sevdiğin gibi sevmedin? Ben bu hayatta tutunacak bir dal arıyordum. Bana altın tepside sunduğun fırsat yaralarıma derman olurken şimdiki bu vaziyetimiz canımı acıtır Aybars. Önceden Ahu'yla Aybars vardı birbirine kul köle olan nasıl olurda kalbinden söküp attın bizi. Hiç mi özlemiyorsun o günleri? Hiç mi... "

Sözleri beynimde yankılanıp dururken sinirden patlayacak olan şah damarımı es geçerek elimi havaya kaldırıp yumruk yaptım. Sopsoğuk odada sadece ben konuşurken Ahu'nun gözlerinin içine delirircesine bakıyordum.

" Ulan ne özlemesi ne sevmesi? Beni katil mi edeceksin Ahu? Artık kafandan sil şu geçmişi. Kızım anlamıyor musun lisede ergence bir şeydi sana duyduğum ilgi alaka. Zaten aramızda olan boktan ilişkinin fitilini alevlendiren sendin. İlişkiyi yöneten tek taraflı bir hevesdi seninki. Ben hiçbir zaman seni sevmedim kendi kendine sana olan arkadaşlığımdan farklı anlamlar çıkararak gelin güvey oldun. Ahu var git yoluna. Beni rahat bırak. Ben kendime başka bir yaşam kapısı araladım yolumu çizdim daha fazla seni hırpalamak istemiyorum. Babana olan hürmetimden dolayı bunca zaman yaptıklarına göz yumdum ama bundan sonra gözünün yaşına bakmam. Anladın mı? "

Yüzünü ıslatan yaşların çokluğu canımı sıksa da ona karşı sert bir tutum sergilemeliydim. Yoksa benden bulduğu yumuşak davranışlarım kendisinde başka şeyler uyandırabilirdi. Kimsenin canı yanmasın diye uğraşırken en çok kendi canım yanıyordu. Zararı yine bana dokunuyordu.

Elini yüzüne atıp göz yaşlarını silerken yerdeki bakışlarını bana doğrulttu. Artık o da farkındaydı bazı şeylerin lakin içinde hazmedememesi ona yanlış kararlar aldırtmıştı. Bu düşüncesizce sergilediği davranışlar beni Dildar'ımdan ayırmıştı.

"Beni kimse sevmedi Aybars. Ne annemden ne babamdan en ufak bir sevgi kırıntısı gördüm. Bir tek senin bana olan tavırlarındaki yumuşaklık insanı değerleştiren hareketlerin o kadar çok hoşuma gitmişti ki hiçbir zaman aklımda acaba bana acıdığı için mi böyle davranıyor sorusunu dahi getirmedi. Hatta öyle ki yollarımızın bir olması için sürekli dua ederdim. Ben senin arkadaşlığını kaybetmek istemezdim. Eskisi gibi olamaz mıyız? Bir yolu yok mu bunun? Kimsem yok hayatımda çok yalnızım Aybars. Beni bırakırsan bir başıma ben ne yaparım? Bunu bana yapma"

ZEMHERİ (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin