7. Bölüm

137 37 64
                                    

  ___________
/Yazardan /                                       ___________

Uykusuzluktan ağırlaşmış gözlerini bir süre kapalı tuttu genç adam. Saatlerdir ayakta duran bacakları, neredeyse uyuşmuş bir halde titremeye başlamış, dik durmakta zorluk çekiyordu. Bacaklarını gevşetmek için dayandığı duvardan sırtını çekip koridor da bir kaç adım attı. Kızın olduğu odanın kapısında nöbet tutarken dün yaşadıkları yüzünden içeri girip girmeme konusunda kararsızdı. Onu ağlarken görmek istemiyordu ama yalnız kalmasına da içi el vermiyordu. Sonunda içinde boğulduğu duygu karmaşasına son verip omuz silkti ve sırtındaki ceketi eline aldıktan sonra kapıyı yavaşça araladı. Karşılaşmaktan korktuğu manzara yerine, kızın yatakta huzursuz bir uyku çektiğini görünce derin bir nefes verip yapılı bedenini içeri soktu ve kapıyı ardınca kapattı. Sessiz olmaya özen göstererek odanın ortasına doğru yürüdü. Gece lambasının zar zor aydınlattığı oda da kızın yüzünü seçmek neredeyse imkansızdı. Ancak yatağa yaklaştıktan sonra bulanık silüetten kapalı gözlerini ayırt edebilmişti. Çatık kaşlarının altında titreyen göz kapaklarını izlerken kalbinin sızladığını hissetti. Ona karşı duyduğu bu merhamet duygusuna kendisi de anlam veremiyordu. İşi gereği oldukça soğuk kişiliğe sahipti. Karşı taraf ile bağ kurmak yasaktı ama o bunu çiğnediğini hissediyordu.

Akasya'nın ayrık dudaklarından kaçan küçük iniltiler oda da yankılanırken, terden alnına yapışmış saçlarının aksine eli, soğuktan titreyen bedenini örtmek için pikeyi sıkıca kavramıştı. Başında dikilen genç adam parmak uçlarını alnına değdirdiğinde ateşe dokunmuş gibi hızla geri çekti. Neredeyse havale geçirmek üzere olan kızın doktora gitmemekteki ısrarını anlamıyordu. İnatçılığını yıkmanın bir yolu olup olmadığını merak etti. Asi tavırlarının nedenini bilse de ona karşı rahat olması için elinden geleni yapmaya çalışmıştı. Böylece gerek elde etmek istediği bilgilere kolayca erişmek olsun gerekte kızı kötü adamlardan korumak için burada kalmaya ikna edebilmek olsun işini rahatça yapabilecekti. Bu kadar savunmasız olmasına rağmen büründüğü güçlü tavrı karşısında onu epey zorluyordu genç kız.

Kafasını sallayıp düşünceleri bir kenara attıktan sonra cebindeki telefonu çıkarıp bir numaraya tıkladı. Uzun bir süre çalmasının ardından nihayet aradığı kişi yanıt verdiğinde bakışlarını yere indirdi.

"Neredesin sen?" dedi hattın diğer ucundaki kırılma seslerini gözardı ederek. Yasin, Atlas için çalışan en iyi adamlardandı. Ama bazen o kadar sakar oluyordu ki kendisini yaralayıp hastaneye kaldırıldığı dahi olmuştu. Bu yüzden onu saha görevinden alıp masa başı işe atamıştı. Her ne kadar alışık olsa da sakarlıklarına, yaralanmasını görmek istemiyordu.

"Bekleme odasındayım efendim. Bir şey mi oldu?" Nefesini düzene sokmaya çalışırken, ayağının altındaki cam kırıklarına basmamaya özen gösterdi. Bu kırdığı beşinci tabaktı. Bu kez yemek pişiren kadına nasıl bir bahane sunacağını bilmiyordu bile. Her defasında kırdığı şeyler için azar işitip durmuştu. Gerçi tabak, daha önce kırdığı şeylerin yanında hafif kalıyordu.

"Bana doktor bul. Kızın ateşi var. Havale geçirmek üzere." Yasin'e gerekeni söyledikten sonra telefonu kapatıp ceketi ile birlikte sehpanın üstüne koydu. Gömleğinin kollarını açıp dirseğine kadar kıvırdıktan sonra odadan çıkıp banyoya yöneldi. Dar banyoda, tek kapaklı dolabı açıp bir havlu aldı ve musluğun altına götürüp iyice ıslattı. Daha sonra havluyu sıkıp fazla sudan arındırdı ve tekrar odaya döndü. Kız hâlâ aynı pozisyonda yatıyordu. Soluk dudakları kurumuş, yanakları ateşten dolayı kıpkırmızı olmuştu.

Islak havluyu alnına hafifçe bastırırken anlamsız bir şeyler mırıldandı. Saçlarını geriye çekip boynundaki terleri sildi. Babası ile kötü geçen görüşmesinin böyle sonuçlanacağını bilseydi eğer, o adamın yanına kendi ellerile götürmezdi. Kızına, bir babanın söylemeyeceği şeyler söylemesinin ardında yatan gerçeğin, ondan nefret edişi olduğundan şüpheliydi. Bir şekilde onu kendisinden uzak tutarak korumaya çalıştığını düşünüyordu. Bunun hakkında kızla konuşması gerekiyordu ama önce yatışmasını sağlamalıydı. Hassas bir dönemden geçiyordu. Sadece babası yüzünden peşine takılan adamlarla değil, ulusal güvenlikle de başı dertteydi. Onu korumak için daha ne kadar burada tutabileceğini dahi bilmiyordu.

SİMURG PROJESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin