İşte 2. Kitapla karşınızdayımmm. 🙂 Keyifli okumalar size. Umarım beğenirsiniz... ❤️
🏆🏆🏆
Tanıtım bölümünü okumadan önce, lütfen açıklama kısmını da okuyun. 🙏☺️
🏆🏆🏆
Sadece tanıtım bölümüdür. Gelecek 1. Bölümle hiçbir alakası yoktur.
🏆🏆🏆
Buraya en sevdiğiniz bir emoji bırakır mısınız? 🎁
🏆🏆🏆
Özlemek aşkın tadında, özlemek aşkın dokusunda, özlemek aşkın kendisinde var.
🏆🏆🏆
Sadece sevdim ben. Sevdim. Hayallerim vardı gerçekleşmemesinden korktuğum. Sadece onunla güzel bir hayatımın olmasını istediğim masum düşlerim vardı benim. Sadece onu istediğim hayallerim...
Ben ilk defa birini bu kadar severken, o beni üzmekten hiç çekinmedi. Tek bir hatasıyla öldürdü ruhumu, benliğimi. Sadece bir kaç cümlesini yazdığı bir kağıt parçasıyla gitti, bir daha da dönmedi. Bitirdi beni. Ben, artık ben değildim. Tanıyamıyordum şu an kendimi.
Sürekli, her dakika, her saniye, hatta her salise onu düşünürken içim kan ağlıyordu resmen.
Etraftakilere unuttuğumu göstermeye çalışırken, içten ağlamak belki de en kötü şeydi. Her gün fotoğraflarına bakıyordum, tek bir dakika bakmadan duramıyordum, ama fotoğrafta bile O'nu her gördüğümde ben daralıyordum, eriyordum, tükeniyordum, bitiyordum sanki. Her aklıma geldiğinde nefes alamadığımı hissediyordum. Unutmaya çalışıyordum, ama hiç aklımdan çıkmazken unutmayı nasıl başarabilirim ki? Belki de unutmuşumdur. Bundan o kadar emin değilim.
Üzdü beni, kırdı. Bende ise neredeyse hiç dinmeyecek bir enkaz, acı bıraktı.
Sadece sevdiğim adamla hayatımı birleştirmek istedim ben.
Ama bu hayatta kimsenin istediği şeyler gerçekleşmiyor işte.
Peki neden? Beni bu kadar üzmeye hakkı var mıydı? Bu hayatta hep üzülen de ben olmuştum zaten, çocukluğumdan beri. Ben oysaki sadece mutlu olmak istemiştim... Hayatıma girdiğinden beri sadece onunla mutlu olmak...Başta, 'üzmem asla, üzemem' diyenlerde oluyordu ne oluyorsa. Bu kişiler sözlerini tutmuyorlardı hiç. O da onlardan olmuştu işte. Ben de inanmıştım. Bir umut etmiştim... Mutlu olacağıma, mutlu olabileceğime, beni mutlu edebileceğine masumca inanmıştım sadece. Fakat şunu anladım ki; sevdiği kızı üzmeyen hiçbir erkek yoktur bu hayatta. Her erkek üzer sevdiğini söylediği kızı. Oğuz'da Pırıl'ı üzmüştü zamanında. Ama bu fazlaydı. Hiç kimsenin bizi bu kadar üzmeye hakkı yoktu. Madem üzeceklerdi, o zaman boşuna söz vermesinlerdi.
🎗️🎗️🎗️🎗️🎗️
Yavaşça ayağa kalkıp aynanın karşısına dikildim ve gördüğüm yüze bakmaya başladım. Elimde ise O'nun fotoğrafı vardı yine... Kim bu karşımda ki, bu ben miyim? Kim bu uğruna yeri göğü inlettiğim, bu sen misin? Ne ben ben olarak gidebildim, ne de sen sen olarak gelebildin. Bu BİZ değiliz. Biz ki aşkın en sek hali, aşıkların en meftunu, gökyüzünün en mavi tonu, aşkın en kırmızı rengiydik... Bu karanlık bizim değil, bu bilinmezlik, bu kendini bilmezlik ve bu ayrılan yollar bizim değil.
🎗️🎗️🎗️🎗️🎗️
Yine yatağa doğru uzanmış, boş gözlerle sadece tavanı izliyordum. Tekrar aklıma gelmişti o. Yine onu düşünürken bulmuştum kendimi. Kendi odamda da, burada da yok oluyorum bazen. Koca bir boşluk oluveriyorum. Hiçlik, zemheri bir hiçlik... Tıpkı onun gidişiyle kocaman ve boş bir salon gibi kalan gönlüm misali...
🎀🎀🎀🎀🎀
1. Bölüm en yakın zamanda gelecek.
💜 Umarım beğenmişsinizdir. 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ArYa (AŞK)
General FictionArYa (Ezik Kızın Değişimi) adlı hikaynin 2. Kitabıdır. Ve devamı niteliğindedir. Önce ilk kitabın okunulması önerilir. ********** Kalbime bir hançer gibi saplanan gerçeklerin baş kaldırdığı yerden bakıyorum şimdi hayata. Bu boşvermişlik hissi benim...