41𝗧𝗵𝗲 𝘄𝗮𝘁𝗲𝗿'𝘀 𝗴𝗲𝘁𝘁𝗶𝗻𝗴 𝗰𝗼𝗹𝗱𝗲𝗿, 𝗹𝗲𝘁 𝗺𝗲 𝗶𝗻 𝘆𝗼𝘂𝗿 𝗼𝗰𝗲𝗮𝗻, 𝘀𝘄𝗶𝗺

1.7K 168 101
                                    


Hazırlanma işlemi bittiğinde sonunda kendilerini Yeonjun'un eski odasından dışarı atabilen ikili sakince lüks evin merdivenlerinden inmekteydi. Aşağıda uzunca bir zamandır beklettikleri Taehyung ve Jungkook ikilisi ayak seslerini duyduklarında birbirlerine bakarak sırıtmışlar daha sonrasında ise yüzlerine normal bir ifade takınarak ikilinin görüş açılarına girmesini beklemeye koyulmuşlardı.

Taehyung, oğlunun ne kadar dalga geçmeye çalışırsa çalışsın utanmayacağını ya da bunu sorun etmeyeceğini biliyordu bilmesine de onu heyecanlandıran şey Soobin ile dalga geçecek olmasıydı. Kim Taehyung her zaman Kim Taehyung'du işte, ister 24 yaşında olsun ister 32, her zaman aynıydı.

Jungkook ise Soobin'i utandırmak gibi bir çocukluk yapmayacaktı hatta ona kalsa bu konuyu açmak bile gereksizdi çünkü ikilinin özel hayatına karışmak istemiyordu. Oğlunun, yüzünü kızartmak tabii ki de ona büyük bir zevk verecekti ama tanıdığı Yeonjun asla utanmaz hatta pis pis sırıtarak kendilerini onaylardı. Küçük çocuğa geldiğinde ise Soobin'i sevimli buluyordu ve onu utandırıp, çekingen hâle gelmesini istemiyordu. Bu yüzden sessiz kalmaya karar verdi.

Sonunda oturma odasına giriş yapan ikili, masada oturan diğer ikiliyi görmeleri ile derin bir nefes almışlardı çünkü eğer Park Jimin gelmiş olsa ve onları bu halde görseydi Yeonjun, çok fena azar işiteceğinden emindi. Sessizce belinden kavradığı bedeni koltuklara yönlendirerek koltuğa oturmasını sağladı ve yanına da kendisi oturdu.

Soobin'in belindeki elini çekmedi ve babasından gelebilecek herhangi bir hamleyi beklemeye koyuldu. Soobin'in utanıp çekineceğini bildiğinden her an onunla temas halinde olarak güven vermek, utancını biraz da olsa azaltmak istiyordu. Gerçi bu hareketi Soobin'in daha da heyecanlanarak, nefesinin kesilmesini sağlıyordu yalnızca.

-Eh nasıldı duş? Beğendin mi Soobin'cim Yeonjun'un eski odasını? Gerçi yatağı pek denemediniz sanırım ama neyse?

Taehyung, son cümlesini söylediğinde yüzüne o çok bilmiş ve alaycıl gülümsemesini takınmış, Jungkook'un hafif sinirli bakışlarının hedefi olmuştu. Umrunda değildi, kocasının akşam sinirini en iyi şekilde alabilirdi şimdi ise utandırması gereken bir çocuk vardı. Soobin'e baktığında çocuğun kulaklarının ve yanaklarının kızarmaya başladığını gördü, işte bu görüntü onu gülümsetirken Yeonjun'un delici bakışlarına karşılık tek kaşını havaya kaldırarak meydan okudu.

-Ah utandırdım mı Soobinnie seni? Merak etme biz bir aileyiz ve böyle şeylerle takılıyorum sadece yani utanmana gerek yok.

-Keser misin şunu baba? Onu utandırıyorsun ve kızarıp daha da tatlı oluyor. Tanrım onu yemek istiyorum.

Yeonjun, son söylediği ile karşısındaki ebeveynlerinin gözlerinin pörtlemesini izlemiş ve yamuk bir gülümseme vererek omuzlarını silkmişti. Babaları açık oynuyorsa o da açık oynayacaktı. Küçük bebeği ile uğraşmalarını istemiyordu ama bu hâli cidden bir bebek gibiydi ve kendisini delirtiyordu.

Taehyung tam ikinci bir atak için ağzını aralamıştı ki kapı zilinin çalınması ile sustu ve hizmetlilerin gelen Park ailesini karşılamasını bekledi. Bu yemeğin sonunda daha da yakınlaşacaklarını düşünüyordu ve istediği gibi de olacaktı. İçeriye teşrif eden Park ailesi, ellerindeki hediyeyi hizmetliye vererek salona giriş yapmışlardı. Park Jimin, eli eşinin belinde ve eşini yönlendirirken Yeonjun bu ilişkide Park'ın ne kadar baskın ve kontrolcü olduğunu şimdiden anlamıştı, anlamamak için aptal olmak gerekirdi.

-Hoşgeldiniz.

Jungkook, gülümseyerek elini Jimin'e uzatmış ve ikili el sıkışmışlardı diğer tarafta ise Taehyung, hamile olanı kucaklamış ve sıcak bir gülümseme vermişti. Sıra Yeonjun'a geldiğinde Jimin'i es geçerek öncelikle hamile olana sarılmış daha sonrasında Jimin'in elini sıkmıştı. Soobin ikisine de sıcak bir sarılma verirken selamlama faslı bitmiş ve hep beraber yemeğe oturmuşlardı.

Taehyung'un tam ayarladığı gibi her şey harika gitmiş, bol muhabbet ve kahkahalı geçen yemek faslı bittiğinde hepsi daha da yakınlaştıklarını hisseder olmuştu. Masadan kalkıp koltuklara geçen grup konuşmalarına ve şakalaşmalarına orada devam etmiş, uzunca bir süre eğlenmişlerdi.

Taehyung o kutlama anının geldiğini hissettiğinde ayağa kalkarak mutfağa yürümüş ve her şeyin hazır olup olmadığını sormuştu. Bahçede yapılacak olan kutlama tam bir gösteriydi. Her yerde pembe ve mavi balonlar, şamdanlar, çiçekler, biri pembe diğeri mavi iki tane devasa pasta ve kenarda duran içkiler. Kim Taehyung gerçekten de bir parti hastasıydı, her ne olursa olsun en ufak bir mutlu haberde hemen parti düzenleme fikrini ortaya atar daha sonrasında ise insanları yaptıkları ile kendine hayran bırakırdı.

Salona geri döndüğünde kendisine meraklı gözlerle bakan Yoongi'ye şirin bir gülümseme vererek kocasının yanındaki yerini almıştı. Jungkook neyin geleceğini bildiğinden sakince kocasına dönmüş kulağına neler olup bittiğini sormuştu. Bahçeye çıkmaları gerektiğini öğrendiğinde ikiliyi nasıl bahçeye çıkmaya teşvik edeceklerini düşünmüş aklına gelen fikirle Jimin'e dönerek konuşmaya başlamıştı.

-Bahçeye çıkmaya ne dersiniz? Birer içki içsek çok güzel olurdu Bay Park. Ayrıca size danışmam gereken bir kaç şey var, olur mu?

-Tabii Bay Kim, istediğiniz konuda size yardımcı olurum. Eşim ve benim için böyle güzel bir gece ayarlamışsınız, kendimi size borçlu hissediyorum. Bir ara siz de bize yemeğe gelin lütfen.

-Geliriz tabii, Yoongi ve ben çok yakın olduk hatta bundan sonra hep beraberiz.

Taehyung gülerek cevap verdiğinde Jimin'in tek kaşının havaya kalkmasını hayretle izlemişti. Bu demekti ki birileri kıskançlık problemleri ile boğuşuyordu ama bu kimin umrundaydı ki. Taehyung, her şekilde Yoongi ile buluşmanın bir yolunu bulurdu.

Yeonjun ve Soobin ikilisi ise ikili koktukta oturuyor ve birbirleri ile ilgileniyorlardı tamam bu ortam biraz da olsa sıkıcı olmaya başlamıştı ve saygısızlık yapmak da istemediklerinden sonuna kadar kalmak zorundaydılar. Daha doğrusu Kim Taehyung'un gazabından korktukları için sakin ve sessizce konuşulanları dinliyorlardı. Yeonjun, elini Soobin'in tişörtünün içine sokarak bel girintisini okşuyor ve küçük olanın tatlı mırıldanmalarını dinliyordu.

Diğerleri ayağa kalktığında Yeonjun, Soobin ikilisi de ayağa kalkarak dinlemedikleri ve nereye gittiklerini bilmedikleri dörtlüyü izliyorlardı. Bahçeye vardıklarında bir şeyin patlama sesi duyulmuş daha sonrasında ise üzerlerinden dökülen pembe ve mavi gülleri görmüşlerdi.

Yoongi ve Jimin ikilisi olan biteni anlamaya çalışıyor, şok olmuş bir şekilde ayakta dikiliyorlardı. Taehyung pastaları gösterip ikiliyi bebekleri için tebrik ettiğinde olayı anca kavrayabilmişler ve teşekkür ederek, gülümsemişlerdi. Yoongi, Taehyung'a sarılarak teşekkür etmiş ve göz yaşlarının akmasını engelleyememişti.

Bu zamanda sadece bu haberi olumlu karşılayan onlardı ve Yoongi her birine minnettardı. Anne babasını aramak gibi bir aptallık yaptığında açıkça istenmediğini öğrenmişti bu yüzden şu günlerde kendini iyi hissetmiyor, her an ağlıyordu. Şimdi ise akan göz yaşları yalnızca mutluluktandı.

Partinin keyfini çıkaran bedenler en sonunda istemeyerek vedalaşmış ve hepsi evlerine ayrılmıştı. Hepsi biliyordu ya bu gece çok sıkı bir arkadaşlığın doğacağı o geceydi. Ünlü Park'lar ve Kim'ler herkesin imreneceği bir dostluğa adım atacaktı.

Sizleri çok seviyorum bebişler 💕💖💞💘💓💗💝
Smut diğer bölüme kaldı, bunun için üzgünüm ehe
Biraz daha bekleyeceksiniz bunun için ama eminim değecek, yani umuyorum🥺 Kendimi geliştirmeye çalışıyorum ve şu sıralar smut kitapları okuyorum ehe kısacası diğer bölümü bekleyin😏

🍼💦

𝗯𝗮𝗯𝘆𝗯𝗼𝘆/ 𝘆𝗲𝗼𝗻𝗯𝗶𝗻Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin