4𝗖𝗵𝗮𝘀𝗲 𝗔𝘁𝗹𝗮𝗻𝘁𝗶𝗰6

1.3K 146 128
                                    

Yemeğin başlayacağı saatten en az yarım saat geçmesinin ardından davete katılabilen ikili, içerdekilerin dikkatini oldukça çekmişlerdi. Hizmetlinin onları salona yönlendirmesiyle Soobin, derin bir nefes alarak endişeli surat ifadesini yok etmeye çalışıyordu.

Onun bu gerginliğini anlayan Yeonjun, sevgilisinin elini kavrayarak el ele tutuşmalarını sağlamış ve baş parmağıyla ufak ufak teninde daireler çizerek rahatlamasını beklemişti. Babaları ve Park'larla göz göze geldiklerinde ki Yeonjun, Park Jimin'in ateş saçan gözlerini farkediyordu, elini beline attığı bedeni koltuklara yönlendirmiş ve oturmasını sağlamıştı, canı yansın istemiyordu.

-Nerede kaldınız çocuklar? Sizi beklemeyip yemeğe başlayacaktık az kalsın.

-Üzgünüz Yoongi Hyung, trafiğe yakalandık da ayrıca evden geç çıkmışız biraz ondan oldu.

-Ah peki madem geldiğinize göre hadi yemek masasına geçelim.

Soobin, halen daha belinde daireler çizen elin etkisiyle kıpırdanmış ve ayağa kalkmaya çalışmıştı karşısında gördüğü Taehyung'un tehlikeli sırıtışı ise dudaklarını birbirine bastırarak elini belinden ayırmayan bedenden biraz uzaklaşmasını sağlamıştı. Hep beraber yemek masasındaki yerlerini aldıklarında Soobin, masanın 10 kişilik olmasına şükrediyordu.

Yeonjun'un eli sağ baldırındaki yerini aldığında nefesi tekler gibi olmuş fakat hiçbir açık vermeyerek karşısında oturan Jungkook'a gülümsemişti. Yeonjun'un en başından itibaren tehlikeli hareketler yapacağının farkındaydı fakat karşısında Taehyung ve Jungkook, masanın başlarında ise Jimin ve Yoongi otururken bunları yapacağını tahmin etmiyordu.

Kimsenim görmemesi için dua ederken kot pantolonun üzerindeki sıcak elin kasıklarına yaklaşması ile dudağını ısırdı ve tabağında gördüğü biftek parçasını ağzına attı. Masada konuşulanları dinliyor gibi yapmak en iyisiydi fakat konuşmaya asla ama asla katılmamalıydı çünkü ağzından bir kaç inleme kaçıracağını biliyordu.

Yeonjun masada konuşulan bir konuya kahkaha atarak sandalyesini daha çok ona yaklaştırdığında Soobin içinden küfürler savuruyordu. Bu sefer beklemeden direkt elini pantolonunun üzerinden penisine attığında Soobin başını tabağına eğerek titreşen göz bebeklerini ve boğazından yükselen inlemeyi kontrol altına almaya çalışmıştı.

-Parmaklarınızdaki yüzükler nedir Yeonjun?

Yeonjun, Soobin'in penisini kavrayan elini gevşetmiş ve elini masanın üzerine koymuştu, yanındaki bedenin derin bir nefes alarak rahatladığını gördüğünde gülümseyerek soruyu soran Jungkook'a cevap vermekte gecikmemişti. Elini havaya kaldırarak diğerlerinin de görebileceği şekilde yüzük parmağındaki alyansla oynamıştı.

-Bundan mı bahsediyorsun baba?

-Evet, sen ve Soobin'de olan o yüzüklerden bahsediyorum Yeonjun.

Yeonjun, yanında oturan bedene baktığında güven verici bir şekilde gülümsemiş ve elini tutarak ikisinin da alyanslarının gözler önüne serilmesine izin vermişti. Soobin, yüzündeki mahçup ve biraz utanmış ifadeyle kendisini onayladığında saklamanın gereksiz olduğuna karar vererek her şeyi söylemişti.

-Evleniyoruz.

-EVLENİYOR MUS- Ne?!

-Evet Bay Park evleniyoruz, geçen gün Soobin'e evlenme teklifi ettim ve o da kabul etti.

Yeonjun, sinirli bakışların hedefi olduğunda içten içe sırıtarak -Park Jimin'i kudurtmaya bayılıyordu- elini tekrar masanın altına soktu ve Soobin'in pantolon ağında gezdirmeye başladı. Jimin'in bakışlarının kendisinden Soobin'e geçişini zevkle izledi ve söyleyeceklerine kulak kesildi.

𝗯𝗮𝗯𝘆𝗯𝗼𝘆/ 𝘆𝗲𝗼𝗻𝗯𝗶𝗻Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin