26𝗬𝗼𝘂 𝗽𝗶𝗰𝗸𝗲𝗱 𝗮 𝗱𝗮𝗻𝗰𝗲 𝘄𝗶𝘁𝗵 𝘁𝗵𝗲 𝗱𝗲𝘃𝗶𝗹 𝗮𝗻𝗱 𝘆𝗼𝘂 𝗹𝘂𝗰𝗸𝗲𝗱 𝗼𝘂𝘁

3.2K 283 202
                                    

Smut

Soobin, Yoongi sayesinde ünitenin üzerinden aldığı telefon ile odasında babacığının numarasını tuşlamış ve karşı tarafın açmasını bekliyordu. Telefon bir iki çalıştan sonra açılmış, Soobin'in şimdiden özlediği o ses kulaklarına dolmuştu.

-Alo, kimsiniz?

-Babacığım, seni çok özledim.

-Soobin, bebeğim. Ben de seni çok özledim,siktir.

-Amcama burada iki gün kalacağımı söyledim ama beni yarın gelip alsan olmaz mı babacığım?

-Soobin bugün gelip seni alsam olmaz mı? Çok özledim bebeğim, sensiz ev çok boş hissettiriyor küçüğüm.

Soobin babacığının dedikleri ile ağlamaya başlamış, büyük olanın endişeye kapılmasına neden olmuştu.

-Soobin, güzelim neden ağlıyorsun?

-Ben-hıck- sadece seni istiyorum. Lütfen gelip beni al Yeonjun.

-Tamam, hemen geliyorum. Toparlan bebeğim.

-Bekliyorum -hıck- hızlı ol babacığım.

Soobin aramanın sonlandırılması ile daha çok ağlamaya başlamıştı, neden böyle ağladığını veya Yeonjun olmadan duramadığını bilmiyordu. Büyüğü çok özlemişti ve sesini duymak bile Soobin'e cennetteymiş gibi hissettiriyordu.

Ayağa kalkıp, telefonu yatağa bıraktı ve babacığının dediği gibi bavulunu hazırlamaya başladı. Amcası ve Yoongi hyungunun kötü hissedeceğini biliyordu ama elinde değildi. Büyük olanı istiyordu ve o gelmeden iyi hissetmeyeceğinin farkındaydı.

Hazırlanıp aşağı indiğinde -bavulları ağır olduğu için üst katta odasında bırakmıştı- amcasını masayı kurarken bulmuş ve büyük olan elindeki telefonu farketmişti.

-Bir sorun mu var Soobinnie?

-Şey amca ben Yeonjun'u aradım ve onu çok özlediğimi söyledim. O beni almaya gelecek, biliyorum benimle vakit geçirmek istiyorsunuz ama kendimi kötü hissediyorum ve Yeonjun'un her an yanımda olmasını istiyorum. Özür dilerim amca.

Jimin küçüğün dedikleri ile ilk başta sinirlense dahi onun zor bir süreçten geçtiğinin farkındalığı ile olayı kabullenmeye karar vermişti ah bir de Yoongi'den korkuyordu.

-Peki bebeğim sen nasıl rahat edeceksen öyle olsun. Ama beraber yemek yiyelim siz gitmeden önce ve bunu Yoongi'ye de sen açıkla istersen.

Soobin büyük olanın anlayışı karşısında gözlerinin tekrar dolmasını engelleyememiş ve yanına giderek ona kocaman bir sarılma vermişti, tam da o sırada mutfaktan çıkan Yoongi ikilinin bu halini görüp onlara katılmaya karar vermiş ve üçü beraber sarılmışlardı.

Kapının çalması ile Jimin ikiliyi durdurmuş kapıyı açmaya yönelmişti, karşısında gördüğü endişeli Yeonjun ile gülümsemiş ve onu içeri davet etmişti.

-Hoşgeldin Yeonjun, Soobin içeride.

-Hoşbuldum Bay Park, teşekkür ederim.

Yeonjun hızlı adımlar ile içeri geçmiş ve karşısında gördüğü küçüğü ile derince soluyarak kollarını iki yana açmıştı. Küçük olan babacığının isteğini asla reddedemezdi ki koşarak büyük olanın aralı kollarına girmişti. İkili Jimin'in öksürüğü ile ayrılmış ve Yoongi'nin sofraya oturmalarını söylemesi ile gergin bir yemeğe başlamışlardı.

Yeonjun ve Soobin ikilisi yan yana oturuyor, Jimin ve Yoongi ise tam karşılarında yan yana oturuyorlardı. İlk başlarda sakin geçen yemek, Yeonjun'un elini küçük olanın baldırlarına atması ile alevlenmeye başlamıştı.

Soobin, baldırlarında hissettiği sıcak dokunuşlar ile nefesinin kesildiğini ve alev alev yandığını hissediyordu. Büyük olan burada amcasının yanında üstelik ise bir yemekte kendisine dokunuyordu.

Yeonjun elini küçük olanın pantolonunun ağ bölgesine doğru yavaş yavaş okşayarak ilerletiyor, küçük olanın elinin altında kasılmasını zevkle izliyordu. Diğer taraftan sanki bunları yapan o değilmiş gibi Bay Park ile konuşuyor, samimi bir şekilde gülüyordu.

Soobin kasıklarının hemen yanındaki el ile delirecek kıvama gelmiş sandalyesinde öne kayarak ve bacaklarını olabildiğince açarak büyük olana kolaylık sağlamıştı. Alnından ve sırtından akan teri hissedebiliyordu ki bu daha her şeyin başlangıcıydı. Onun aksine babacığının sakin ve sanki böyle bir şey yapmıyormuş gibi hali kendisini çıldırtmaya yetiyordu.

Yeonjun küçük olanın ona daha çok yer açması ile gülümsemiş, Yoongi'nin kendisini süzdüğünü anlayınca ise bebeğine dönmüştü. Soobin sanki bıraksalar tabağın içine girecek şekilde oturuyor, ortaya değişik bir görüntünün çıkmasını sağlıyordu.

Yeonjun elini tam da istediği yere, küçüğün penisinin üzerine getirdiğinde yavaş hareketlerle okşamaya başlamış diğer taraftan ise kulağına eğilerek inlemememesini emretmişti.

Soobin kumaşın üzerinden penisinde hissettiği dokunuşlar ile çıldıracak kıvama gelmişken, bir de kulağında hissettiği sıcak nefes ve aldığı emir ile inlememek için dudaklarını dişlemişti. Dışarıdan nasıl gözüktüğünü ya da gözüktüklerini bilmiyordu ama amcasının bu olayı anlamaması için şimdiden dua etmeye başlamıştı.

Yeonjun küçük olanın fermuarını indirmiş ve ellini zorda olsa içeri sokarak iç çamaşırından belli olan küçük penisi kavramıştı, onun bu hareketi ile küçük olan derince solumuş ve karşısındaki ikilinin kendisine dönmesine neden olmuştu.

-İyi misin Soobincim?

-İyiyim Yoongi hyung, sadece kaf-am ağrıyor biraz.

-Ah tabağındakileri bitir ve sana ağrı kesici vereyim bebeğim.

-Tamam Yoongi hyung.

Yeonjun küçük olan konuşurken rahat durmamış ve elini küçüğün iç çamaşırının lastiğine atarak aşağı çekmişti. Şimdi soğuk havayla temas eden penis bir iki kez seğirmiş ve kızarmaya başlamıştı.

Soobin havayla temas eden penisi ile inlememek için kendini zorlamış ve ağzına büyükçe bir patates atmıştı. Karşısındaki ikiliyi şüphelendirmek isteyeceği en son şeydi. Ağzındaki yemeği çiğnerken penisinde hissettiği çıplak el ile derince inlemiş ama sesi boğuk çıktığı için Yeonjun hariç kimsenin dikkatini çekmemişti.

Yeonjun küçük olanı daha da kızıştırmak için kulağına eğilmiş ve derince inleyerek elinin altında seğiren penisi sıkmıştı. Küçük olanın üzerinde bıraktığı etkiye bayılıyordu. Bir kaç gel gitten sonra küçük olanın kendisini eline doğru ittirmesi ve seğirmesi ile geleceğini anlamıştı.

Soobin büyük olanın kulağına eğilip boşalmamasını emretmesi ile donmuştu. Büyük olan elini tekrar penisine atmış bir kaç sert çekişten sonra tam sona gelecekken parmağını penisinin ucuna bastırarak gelmesini engellemişti.

Soobin o an orada oturup ağlamak, hatta babacığının kucağına oturarak zıplamamak için kendiyle büyük bir savaş veriyordu. Büyük olan küçüğün iç çamaşırını ve pantolonunu giydirmiş, fermuarını da çekerek önüne dönmüştü. Soobin hayal kırıklığı ve boşalamamanın verdiği acı ile oturduğu sandalyeye çökmüş, bir an önce eve gitmeyi bekler olmuştu.

Sizleri çok seviyorum bebişler💕💖💞💓💗
Bu bölümde yarı smut gibiydi ama diğer bölümde devamı var. Sizi çok bekletmemeye çalışacağım, umarım beğenmişsinizdir 😽🥺🥺

🍼💦

𝗯𝗮𝗯𝘆𝗯𝗼𝘆/ 𝘆𝗲𝗼𝗻𝗯𝗶𝗻Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin