İKİ KIZ BİR ERKEK

Adsız Bölüm 26

26

"O nedir, anlamadım?"

"Seçilmişler vardır der kitapta. Dinle aran iyi değil galiba?"

"Boş ver şimdi din konularını. Kendimi günahkar hissederim. Seçilmişim deyip tarikat kurup insanları soyan ve intihar seansıyla katliam yapan manyaklar var. Bana dinden söz etme. Ağzın iyi laf yaptığına göre epey okuyorsun. Seher senden söz ederdi okulda sık sık."

"Kitap ve birçok konuda onu hep beslemişimdir. Sonra kitap okuma işini boşladım. Hayatla bire bir ilgilenmeye başladım. Hayat kitapların ardından çok güzel; ama bizzat ilgilenmek bambaşka. Okumak heyecansız ve yaşlı insanların yaptığı bir şey gibi gelmeye başladı bana. Soğudum kitaplardan hayatın içine daldıkça. Kar yağıyor dışarda ve sen odadasın. İyi bir kitap sana çok iyi arkadaşlık yapabilir. Ya günlük güneşlik bir hava varsa? Güzel ve şortlu kızlar kaldırımda erkek arkadaş aramak için turluyorsa? Her neyse. Konuya döneyim. Ben kitapları boşverdim ama Seher beni beslemeye başladı bu kez. Genelde iyi kitaplar gelir eline. Enerji. Çeker onları kendine ve onlara gider yüreği elleri mıknatıs gibi. Kitap okumasa da iyi fikirler bulur o."

"Ama üniversite sınavında çaktı?"

"Orada fikirler prim yapmıyor işte."

"Şakasına dedim."

"Kaçırmadım. Bu hayatta bazı şeyler prim yapar, iyi fikirler, emek, sabır ve mücadele etmek, umutlu olmak."

"Çorba işine ne diyorsun?"

"Babam pek heyecanlı konuşuyor ama realitede zor, şirket bunlar... onlarla baş edemez ki..."

Dedim ki: "Devrimci herifin biri savaştaymış tek başına. Düşmanı ise çok güçlüymüş. Devrimci o kadar üzgün, yılgın ve yorgunmuş ki; ağlayarak ellerini açmış gökyüzüne ve dua etmeye başlamış: Allah'ım şunlardan birini tarafıma çevir., ya da bana söz dinleyen on kadar yürekli deli versen en zor savaşlara girme cesareti bulur ve kazanırım. Çok ve büyük işler yaparım. Senin babanın da başarılı olması için belki de birkaç yürekliye ihtiyacı vardır. En başta sen ve Seher."

"Güzel bir motive kaynağıydı. Ama emeklerimin boşa gideceğini bildiğim bir işte ona asla yardım etmem. Her neyse. Kalk da bir an önce işi bitirelim."

"Daha yeni oturduk."