30
"Aa bak nerdeyse unuyordum! Hemen şuracıkta. İki dakika gidip bakalım yol lokantası yapabileceğimiz bir yer var. Otobüsün gelmeden keşif yapıp gelelim. Koş!" dedi. Fırladı rüzgar gibi ve çocukça, güle güle. Yerden aniden fırlayıp gökyüzüne çıkan bir güvercin gibi. Sevinişine ve coşkusuna hasta oldum.
Arkasından gittim.
Az sonra durdum, ne yapıyordu bu deli: "Otobüs kaçacak!"
"Gelmesine daha var. Gel iki dakika. Geri zekalı!"
Koştum. Yetiştim ona.
Az ilerde eski ve harabeyi andıran bir yapının önünde durdu.
"Bak bizim lokanta bu!"
Kapıyı açtı. Kapı gıcırdayarak açıldı. Cebinden çıkardığı çakmağı yaktı. İçeri girdik.
"Burası çürümeye yüz tutmuş."
"Yenileriz tahtaları."
"Neymiş burası?"
"Ahır... Şap dökülmesi lazım."
"Şap ne?"
"Yer için. Bunu bilmiyor muydun gerçekten?"
"Biliyordum şapşik."
Güldü.
Biri bağırdı: "Hey, sizi gördüm, ne karıştırıyorsunuz orada?! Derhal çıkın oradan! Yoksa polisi çağırırım!"
Panikle çıktık ahırdan. Elimiz ayağımıza karışarak. Başımı çarptım kişişe. Nerdeyse düşüyordum.
12, 13 yaşında altında bisiklet olan bir çocuktu bağıran.
"Yabancı değiliz biz, ufaklık."
"Seher abla sen misin?"
"Hı." dedi, çaktırmadan eğilip yerdeki odunu aldı ve arkasına sakladı.
"Ne işiniz var orada?"
"Burayı lokanta yapmayı düşünüyorduk."
Ufaklık gülmeye başladı.
"Deliye bak. İnek ahırından lokanta olur mu be!" Gülüyordu habire.
Ona yaklaştık.
"Neden olmasın?" dedi Seher, "Orası elden geçerse çok iyi bir lokanta olur olmasına. Biz inanırsak
Emek harcarsak. Tabelaya sadece inekler girebilir yazacağız, altına da senin adını soyadını." Tokatı yapıştırdı.
"Ahg! Ne vurdun ablam be..."
"Gülme pis pis. Bak işine! Kopararırım kafanı kuş gibi!"
"Aman be! Orası zaten lokanta olmaz. Bana ne vuruyon? Suçum ne? Manyak!"
"İleri geri konuşma. Bas git! Bozma moralimi. Bütün deliler de beni bulur..."
"Bozarsam ne olur?"
Seher arkasındaki odunu çıkardı.
Çocuk bastı bisiklete.
"Seni babama diyeceğim. Adi!
Seher odunu yere attı.
"Kaçma tavuk!"
Koşup ona yetişti.
"Çok özür dilerim, vurma ablam."
Seher, enseye tokat çaktı ve çocuğun yanağını ısırdı.
"Agh! Yanağım!" dedi acıyla. Yanağını ovuşturdu.
"Bak ne güzel saatin var! Artık zamanı şaşırmazsın."
"Nasıl göreceğim ki onu!? Mantıksız!"
"Yersin tokadı; bas!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ KIZ BİR ERKEK
Fiksi RemajaLiseyi bitirmiştir gençler. Seher, Aynur ve İsa. Seher köyde yaşamaktadır. İsa şehir merkezinde yaşamaktadır. Bu gençlerden hiçbiri üniversite sınavını kazanamamıştır, hepsinin psikolojisi bozuktur. İsa adlı genç adam babasının; "iş bul çalış" bask...