İKİ KIZ BİR ERKEK

Adsız Bölüm 46

46

Gece gece bağırmayı keser misin. millet uyanacak.

Of. Kusura bakma dedi, özür dilerim.

Unutalım gitsin. Hiç yaşanmamış gibi.

Ayten dedi ki: kızım sen bugün epey delisin

Sorunlarım var dedi, gözlerinden yaşlar düştü.

Ayten ona sarıldı.

Kimin sorunu yok ki. Çekirdek yer misin

Ayten çekirdek aldı, ben de.

Deli gibi açtık oysa ve çekirdek yiyorduk.

Gökyüzüne çevirdim başımı, binlerce yıldız vardı gökyüzünde.

Ayten dedi ki çocukça, acaba gökyüzünde bir gezegende hayal var mıdır

Olsa bile bize faydası ne

Biraz kafan bassın, ciddi konuş

Bence yok. Uydurma onlar.

Aa, martı

Kıyı boyunca gezerler, yiyecek mi arıyorlar nedir.

Gece bile uçuyorlar.

Ayten dedi ki gülerek: martı olmak güzel olmalı. Uç uç dur.

Çatılarda pinekliyorlar. Kışın bile böyle uçarlar. Hiç görmedin mi

Gördüm de gece uçtuklarını fark etmemiştim.

Gözlerini kapatıp sesleri dinledi. Esinti saçlarını uçuşturuyordu.

Şimdi kanatlarım olsa ve uçsam. Aklıma ne geldi biliyor musunuz, şu martılardan birine kamera yerleştirseler ve gün boyu ne yaptığını öğrenebiliriz. Şahane bir fikir değil mi.

Bunu kedilere yaptıklarını belgeselde izlemiştim.

Onu ben de izledim. Bir tane martık yakalasak tuzakla. Ona uygun bir kamera takıp salsak. Martının kamerasından şehir...kaç paradır ona uygun küçük bir kamera..sonra videoları sosyal medya hesabına koysak...tıklanma ne kadar olur dersiniz. Sayfaya reklam da alsak...yolumuzu buluruz...

Delilik bu...martılarla kim uğraşır ki..boşa zaman kaybı olur...

Senin hayal dünyan bitmiş kızım.

Ayten güldü: aslında iyi bir fikir...inkar edemem...ama bundan para kazanmak zor göründü gözüme...

Dedim ki martıyı eğitsek ve insanların tepesine pislemeyi öğretsek bak bu tıklanma rekoru kırar. Balya balya para kazanamazsak da kazanırız...matrak şeylere herkes bayılır...

Kızlar deli gibi gülmeye başladı.

O eğitim de zor, kuşun o bölgesine uyarıcı bir cip bir şey yerleştirdik ki cep telefonuyla yönlendirdik mi, tam insanların üstünden geçenken komut verirsek olur galiba. Ama bizi hayvana eziyetten para cezasına çarptırırlar ve hayvan hakları savunucuları işimizi bitirir...rezil oluruz millete...tabi şakasına anlattım...

Kızlar gülmeyi sürdürüyordu, gülmekten konuşamıyordu.

Sessiz gülün, çevredekiler uyanacak. Sessiz. Arkadaş bu çekirdekten sıkıldım, bağımlılık yapıyor, ağzım da yanıyor.

Aytenden su şişesini alıp içtim biraz.

Kıyı şeridi tarayarak giden ve bazı bazı iç mahallelere kayıp dalan martıları izlemeye koyuldum, çok uzaktaydılar ama sokak lambları ve yol ışıkları sayesinde yer yer göze çarpıyordu beyaz kanatları. Daha iyi görebilmek içini diğer tarafa geçtim.

Kızların sesi kesilmişti aniden. Bir gariplik vardı. Arkamı döndüm. Aynur duvarın üstünde ayakta dikiliyordu, Ayten şok içindeydi, elini ağzına götürmüş şaşkınlıkla ona bakıyordu.

Aşağı atlayayım mı

Onlara yanaştım.

Aynur hemen oradan aşağı in! Ne yaptığının farkında mısın.

Aşağı atlayayım mı

Hadi in aşağı, eve gidip yemek yiyelim. Lütfen in aşağı.

Hayır. Aşağı atlayıp bu işi bitireceğim.

Bu da nerden çıktı şimdi.

Sorunlarım var.

Aşağı atlarsan sorunlarını çözemezsin ki. Hem bizi çok üzersin.

Öne bıraksam aşağı düşüp betona çakılacağım. Ne tuhaf. Bütün mesele bu zaten. Olmak ya da olmamak.

Acı çeker miyim dersin atlasam. Sanmam. Anında ölürüm. Acısız. Gözlerinden yaşlar düştü.

Aynur lütfen. Son ver şuna. Uzat elini.

Yaklaşma bana. karar verdim. Aşağı atlayacağım. Bana diyeceğiniz son sözler varsa alayım. Sonra gideceğim.

Ayten dedi ki: aynur senin hayatın böyle sonlanmamalı. Yani savaş vermeden. Hiç uğruna ölmek hiç güzel olabilir mi...bir şey için...biri için..bir mesele için ölsen anlarım ama bunu anlayamıyorum. Aşağı ve birlikte sorunlarını çözeriz.