49
İş arkadaşım göksel karısıyla kavga etmişti ve bugün morali çok bozuktu, işi doğru düzgün yapmayan garsonlara çatıyordu, bana da bir iki bir şey söyledi boş yere. Buraya onu sevdiğim için katlanıyordum o da böyle yaparsa sabrım biterdi. Yeni bir iş bulma sıkıntısı da bunalım gibi geliyordu bana. tamam, burada sebat etmeliydim.
Barda gecenin ilerleyen saatlerinde müşteriler azalmaya başladı. kimi garsonlar dışarı çıkmuş çevreyi seyrederek sigara tüttürüyordu, ben de masalardan birine oturdum. Masada bir gazete vardı. Onu elime alıp dışarı çıktım. Arkadaşlara dedim ki: karşıdaki banktayım.
Karşıya geçtim. Lambanın altına oturup gazeteye bakıyordum. Bir diyetisyenin yazısı dikkatimi çekti, şöyle diyordu yazının bir yerinde:
Dünya genelinde Rusya ve meksikadan sonra en çok çorba tüketen ülkeyiz. 2006 yılındaki araştırmaya göre (AC Nielsen. Araştırmasına göre çorbadan sonra en çok tükettiğimiz yemek pilav.
Sabah kahvaltısında olmak üzere her öğünde yaygın olarak çorba üretiliyor.
Ali amcayla çorba işine girmek kafamda canlandı belki de ayten ve aynurla pilav arabası yaptırıp pilav satardık şehirde. Güldüm. Yapabilir miydik, neden olmasın, üç kafadar bu işin bütün sıkıntılarını aşardık elbette. Üç tekerlekli bir pilav arabası yaptıkmak zor değildi ki. Sanayi sitesinde bu işi yapabilecek dükkanlar vardı.
Kapıdaki güvenlik görevlilerinden biri bana seslendi: isa buraya gel, patron seni çağırıyor.
Koşup gittim.
Patron beni çağırıyordu.
Odasına girdim.
Yandaki restoranının sahibi çok yakın arkadaşıymışı ve orada birine ihtiyaç varmış. İyi çalıştığım için beni oraya vermek istediğini söyledi. İtiraz etmedim, zaten buradan bıkmıştım.
Ertesi gün balık restoranına gittim.
Kulağı küpeli, saçları at kuyruğu adam bana dedi ki: seni restoranın satın alma sorumlusu yapıyorum.
Çok sevindim bu işe.
Aşçı sana yapman gerekenleri söyler.
Mutfağa gidip kel kafalı aşçıyı buldum. Onunla tanıştım.
Doğru düzgün çalışan yok. Hep pes edip gidiyorlar. Umarım sen de onlar gibi kaçıp gitmezsin. Bu güzel iş. Arı gibi çalıştığını söylediler, barda gözüme çarptığını da söylemem lazım.
Bana bir kağıt uzattı. Markete gidip listede ne yazıyorsa al. Her şeyin en ucuzunu, markete gidersin, kasaba, manava. Pazar günleri ise pazara gidersin. Dışarda el arabası var. ona yükle aldıklarını. Gazate bayinden istediğim gazete ve dergileri al.
Dışarı çıktık.
Yolda dikkatli ol. Her şeyin en ucuzunu al.
E arabasını alıp yola çıktım. Bu mudur satın alma sorumlsu yahu. İnşaat işçisi gibi yolda ilerliyordum. Bu işi yüksekten bir şey sanmıştım. Satın alma sorumlusu denilince akla takım elbseli parlak yakışıklı adamlar, termiz ve şık bir yer aklıma gelmişti, bir sekreter filan.
Satın alma sorumlusu denilen iş hamallıktan başka bir şey değilmiş meğerse, dünya başıma yıkılmıştı. Daha kötü bir işe nakil olmuştum, kalp nakli olmak yerine yanlışlıkla böbrek nakli yapılmış bir hasta gibiydim, deliriyor gibiydim. Market çok uzaktı. Tepede kızgın güneş vardı.
Alışverişleri tamamlayıp restorana döndüm, sonra ne kadar ayak işi varsa söylemeye başladılar boş durmamam için, müşterilere gidip sigara alıp gelmek gibi. Mutfakta patates soymak, soğan doğramak gibi.
Tuvaleti temizlemek... ses etmedim yaptım...aşçı ağzında sigarayla yemek yapıyor, sigaranın külü nerdeyse yemeğin içine düşecek, gözlerini kısarak bakıyor geri zekalı, duman gözünü yakmasın diye ve bir şeyler geveliyor ağzında. Kızıp küfür etmeye başlıyor müşteriler hakkında saçma sapan konuşuyor.
10 gün sonraydı.
Yine patates soyuyordum.
Az çabuk olsana
Çabuğum zaten
Ters ters konuşma benle
Yürü git bak işine can abi dedim,
Güldü,
Önemli işadamları gelecek bu akşam. Elimizi çabuk tutmalıyız.
İşten çıkmıştım.
Aytenin çalıştığı pastaneye gittim.
Ona çorba işinde çok para olduğundan söz edince karşı çıktı.
Babamla hayatta iş yapılmaz.
O zaman pilav işine girelim dedim, pilav arabası yaptırırız.
Beceremeyiz ki.
Neden canım. Aynur da yardım eder, üç kişi yaparız bu işi. Ben pilav yapmaktan anlamam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ KIZ BİR ERKEK
Novela JuvenilLiseyi bitirmiştir gençler. Seher, Aynur ve İsa. Seher köyde yaşamaktadır. İsa şehir merkezinde yaşamaktadır. Bu gençlerden hiçbiri üniversite sınavını kazanamamıştır, hepsinin psikolojisi bozuktur. İsa adlı genç adam babasının; "iş bul çalış" bask...