51
Öğle vakti uyandım.
Restorandaydım.
Aşçının işten atıldığını öğrendim garsonların birinden.
Karısı doğum yapacağı için zaman zaman kontrole gidiyormuş, patron izin vermemiş. Tartışıp kavga etmişler, o sinirle aşçı ağzına geleni demiş. Patron de onu kovmuş.
Aşçının oturduğu yeri kimse bilmiyordu.
Garsonda telefonu vardı, arayıp adresini aldım ve yola çıktım.
Pis ve kötü bir mahallede oturuyoırdu aşçı. Sıvasız tek katlı bir binada.
Beni çeri etti.
Ne olup bitiğini sormadım. O kendi dertleşirken anlattı:
Karımı hastaneye götürdüm. O ara yakın bir akrabam, telefon açtı, berni evden arıyorlar dedi, dul ve beş çocuklu kadın, gidip ev sahibiyle konuşup durumu idare etmesi için dil dökecektim, gtitim, beni restorandan tanıyan biri de mahallede görmüş ve patronla içtiklerinden söylemiş, onu kandırıyormuşum serserlik yapıyormuşum falan filan. Adam bana inanmadı, içtiği adama inandı. Mesele bu. Pilav yapıp satacağım, nohutlu, tavuklu..değişik değişik.
Beraber yapalım mı
Neden olmasın dedi. Işi sana öğretirim, çok eskiden bu işi yapmıştım istanbulda. Iki tane araba yaparız. Ben anlarım bu işten.
Çok iyi hissediyordum.
Oradan ayrıldım.
Aynurun evine uğradım. Kapıda babası ve abisi vardı, bodruma kömür taşıyorlardı. Oradan geçerken bakındım, aynur ortalıkta yoktu.
Bu kez aytenlerin evininin önündeydim. Kapıyı hiç tanımadığım bir kadın açtı.
Ayten evde mi dedim çekinerek
Sen kimsin
Isa dedim.
Kadın gitti.
Az sonra Ali amca geldi kapıya. Beni çeri davet etti. Misafir odasına geçtik.
Ayteni görmeye gelmiştim, bir durum mu var, hasta mı
Öyle dedi hiç iyi değil. Sana çok değer verir, şimdi sana anlatayım meseleyi.
Kadın çay getirip ikram etti, de kimdi bu kadın.
Buraya geldiğin günün gecesi karım öldü, ertesi gün cenazesi oldu ve onu gömdük. Ondan beri ayten delirdi. Sonra ben uzun zamandır tanıdığım Sakineyle evlendim. Evde yemek yapan yok. Bulaşık yıkayan yok. Melekle ilgilenen yok. Ayten dünyaya küsmüş. Dün falan olmadı olamazdı da. Nikah dairesinde iş tamamlandı. Bilmem bir devlet dairesinde bir yerde bir iş var, gidip yapacak biri lazım. Evi birinin idare etmesi lazım. Bana bize yardımcı lazım. Tabi evlenmem onun zoruna gitti. Sık sık tartışıyoruz. Alttan alıyorum. Üstüme geliyor ben de patlıyorum. Sakineye bir şey demiyor ama, benden almak istediği bir intikam var, psikolojisi son derece bozuk. Içimden geçen iyi enerjiyi ve her şeyi bloke edip duruyor, ne gerek var, seni doktara götüreyi diyorum ben deli değilim diyor. Bak ben de babamla zamanında çok çatıştım. Onun istediği kızla evlenmedim, onun istediği gibi üniversiteye gitmedim. Hayatımın bir bölümü babamla çarpışmakla geçmiştir. Hayal edemeyeceğin bir çatışma.
Sonra. Bir gün çok ilginç bir şey oldu, bunu kelimelerle anlatmak çok zor. Babam odama gelmiş bir şeyler anlatıyordu. Sesi güçlü bir adamdı, bağırarak konuşurdu. Birden aramızda olan bir duvarın dümdüz olduğunu ve onun enerjisinin bana geçtiğini hissettim.
Bir kalın duvar düşün. O bir yanda ve ben bir yanda. Enerjiler birbirine kavuşmuyor. Sözler de yerini bulmuyor. Ama bu duvar normal gözle görülen bir duvar değil. İki kişi birbirini anlamıyor ve boş yere çarpışıp duruyor. O gün babam ne olduğunu anladığını sanmam, ama o da hissetmiştir ama. Ölmeden aramızdaki bütün buzları erişttik. Şimdi en çok dua ettiğim kişi babamdır.
Babamla çatışmam bana neler kaybetirdi bir bilsen.
Korkunç. O durumları aşabildim. Aşamayabilirdim de. Büyük bedel ödedim. Ben kızımı yıllar önce yaşadım. Şimdi bunları ona atlatmak istiyorm ama konuşmama izin vermiyor ki. Anlatsam belki işe yarayacak. O anın enerjisini belki o da hisseder de aramızdaki buzlar çözülür. 5 dakika konuşmama bir izin verse...bir izin verse...bana doğru bir yükselse...karanlık pis bir mağarada..öyle bir yerden bakıyor hayata...her şeye..düşünceleri bozulmuş... bana doğru yükselmeyi bir başarsa hayatın ışığı ona iyi gelecek ve yaptıklarımın, kararlarımın onun ve kendi iyiliğimiz için olduğunu anlayacak...kalbimden geçen iyi şeyleri...ayılacak...kabusu bitecek...annesi öldüğünden beri manyak bir halde...yani ben zevk için evlenmedim ki...neymiş annesinin ölüsü soğumadan çürümeden evlenmişim...beni ömrü boyunca afetmeyecekmiş...afettmezsen affetme...umurumda değil...git sen bir konuş şununla Allah aşkına..belki sen yola getirirsin onu...vik vik konuşup duruyor...terör estiriyor evde...dostlarım vardı, buna hastabakıcılık işi buldum, kabul etse devlet memuru olacaktı. Kabul etmedi kafasız. Binlerce insan öyle bir iş çin sıraya girerken...
Sen de bir dene. Mutlaka senin sözlerini dikkata alacaktır. Ona en yakın dostu sensin. Ona ne söylersin bilemem ama onu kendine getirecek bir şeyler gelir diline illa ki. Yaşayan bir ölü duyumda. Bu durumdan çıkması şart. Ayten kızım, arkadaşın isa geldi diye bağırıd. Ben şehre gidiyorum. Bazı işlerim var.
Odama gel. Dedi ayten
Korkarak ve çekinerek aralanan kapıyı açıp içeri girdim.
Ayten hayalet gibiydi. Barbat, bakımsız ve çok çirkin. Gözlerinin altında torba oluşmuş. Yaşlanmış mı nedir.
Gözlerime inanamadım.
Yatağın kenarına oturdum. O yere oturdu.
Nasılsın
Berbat. Güldü.
Ama ben senni harika gördüm.
Güldü.
Hayat zaten çok tırajik, bize iyi şeyler sunmayacağını sana anlatmıştım. Aynur da vardı.
Ama bunun olacağını beklemiyordum. İyiydi annem. Birden gitti.
Gözleri doldu.
Mücadele dürtünü, o güzel enerjini yerine getirmelisin.
Enerjin aksamış derin biçimde.
Doktor musun
Hayır ama can yoldaşımsın
Can yoldaş mı deli gibi güldü.
Hı.
O da nedir, hiç söylememiştin bunu bana
Ay ya da güneş gibi çalışırdı senin kafan. Kalbin de...güneşli günleri yaşamak için zor günleri aşmak lazım.
Boş versene
Gideyim o zaman
Yeni gelmiştin. Dur. Nereye hemen. Bozulma.
İnsanın kalbi derinleştikçe daha çok hisseder olur her şeyi. Kediyi, ağacı...sevmeyi, yalnızlığı, acıyı...bu durumu seni derinleştiren şey olarak algıla bence. Hani bana ne derdin hayal kur, bunu ihmal etmişsin ve şimdi kafanda çizdiğin dünya çok karanlık. Her şeyden elini eteğini çekersen ne olur? Yani bu nedir?
Ağlamaya başladı.
Beni yalnız bırak. Hissettiğim acıyı bilemezsin. Korkunç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ KIZ BİR ERKEK
Fiksi RemajaLiseyi bitirmiştir gençler. Seher, Aynur ve İsa. Seher köyde yaşamaktadır. İsa şehir merkezinde yaşamaktadır. Bu gençlerden hiçbiri üniversite sınavını kazanamamıştır, hepsinin psikolojisi bozuktur. İsa adlı genç adam babasının; "iş bul çalış" bask...