Hepinize güzel ve etkileyici okumalar dilerim... 💜🍷
...
Özgürlüğüm söz konusu olduğunda, elimden gelenin fazlasını yapmaya çekinmezdim. Özgürlük benim hassas noktamdı. Ve eğer özgürlüğüme karşı bir tehdit hissedersem, bu tehditi ortadan kaldırırdım. Gerekirse canım yanardı ama can yaktığım kadar olmazdı. Ben alışırdım onlarınsa alışmak için zamanı olmazdı.
Uçurum kenarında denize dalmış bedene baktım. Bir adım sonra, benim özgürlüğüm! Bir adım sonra onun esareti!
Hızlı davrandım.
Uzattığım kolumla hızla kolunu tutup, biraz geri çekmeye çalıştım. Onu da kaybedemezdim.
"Biraz geride dur. Bu yakınlık fazla tehlikeli."
Hangi yakınlık? Uçuruma olan mı yoksa bana olan mı? Bana olan yakınlığının tehlikesini atlatmıştım. Bana daha da yakın olması gerekirdi. Bu yüzden ona kendimi biraz daha açmam gerekiyordu. Belki de o gün bahsettiği konu hakkında konuşmalıydık. Bana biraz daha güvenmesine, beni biraz daha sevmesi için hayatımı ona biraz daha açmalıydım sadece. Bunu yapabilirdim. Zor olmasa gerek.
Fakat zordu. Onu sevdiğim için zordu.
Bir adım geri attı ve bedenini bana çevirdi. Elleri yüzüme uzandığında, yanına yaklaştım. Aynı yerde, özgürlüğe bir adım kala durduk. Mavi'ye bir adım kala... Hep oradaydı, hep orada olacaktı.
Beni bekliyor muydu?
Beni beklediğini düşünerek Barkın'a ihanet ediyordum. Böyle düşünmemeliydim. Beni sevdiğini söyleyen biri vardı zaten, sevgisinin gerçekliğine inandığım. Mavi, söylemese de olurdu.
Artık Mor vardı! Tutku vardı, aşk vardı. Yaşam vardı... Barkın bana öğretiyordu.
Avuçlarının sıcaklığı tenimi ürperttiğinde başımı sağa doğru yatırdım ve yüzümü biraz daha yasladım avucuna.
"Merak etme."
Dedi baş parmağı usulca yanağımı okşarken.
"Bir şey olmayacak."
Gözlerimi kapatıp, derin bir nefes aldım. Gözümde canlanan sahne, aklımı çıkarıyor, kalbimi tekletiyordu. Dayanamazdım, öyle sanıyorum. Ona bir şey olsa, birini daha kaybetmiş olmaya dayanamazdım.
"Ona da olsun istemezdim..."
Ağzımdan kaçan şey ile gözlerim hızla açılırken, Barkın'ın eli duraksadı. Ellerimle ellerini tutmak için yeltendim.
"Kime?"
Ellerini tutup, çekmesini engellerken gözlerine odaklandım. Endişe ile dudaklarımın kuruduğunu hissettim.
Kime? Basit bir soruydu ama cevabı zordu.
Uzun zamandır unutmaya çalıştığım bir ismi söylemek zordu. Barkın da bunu fark etmiş olacak ki tuttuğum ellerini, ellerimin arasından kurtardı. Gözlerimi hızla kırpıştırdım. Zamanında, unutamadığım birinin olması onu kötü etkilemiş olabilirdi ama elimden ne gelirdi? Artık o vardı. Artık sadece o vardı... Sadece o olabilirdi!
Benden uzaklaştığında hızla açtığı mesafeyi kapattım. Başımı olumsuz anlamda salladım.
"Barkın, o bitti artık. Tanrı şahidim olsun, bitti artık. Ben sadece onunla çok yanlış bir zamanda, olmaması gereken bir şekilde ayrıldım."
O zaman, böyle olsun istemezdim. Onu böyle kaybetmek istemezdim. Onun mevsimi çabuk bitmişti bende. Aniden yazdan kışa dönmek gibi olmuştu. Sonbaharı göremeden... Yaprak dökmeme izin vermeden köklerimi koparmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
C-ESARET+18 (2020)
ChickLit17.YAŞIMA HİTABEN, İnsanlara güvenini kaybetmiş, delirmemek için çabalayan, hayata tutunmaya çalışan genç kız adına... ... ⚠️Kimse kitap içinde ahlak bekçiliği yapmasın, senin tarzın değilse okumayabilirsin. ⚠️Okuyabilmen için felsefe ne demek bilme...