Hepinize güzel ve etkileyici okumalar dilerim..💜Bölüm kısa olacak. Maksat kitabı biraz daha uzun tutabilmek.
Size bazı düşünceler aktarmak istiyorum. Uzun bölümlerde bunu anlamıyorsunuz, fark ettim. Yanlış yerlere tutunuyorsunuz sürekli, bu yüzden kısa bölümlerde, daha net cümleler kuracağım istediğim gibi düşünmeniz adına.
🍷
Kaçtığım gerçekler olduğu doğruydu. Bu gerçeklerden, onları unutmaya çalışarak kaçmamıştım. Ya da kendimi yapmadığıma ikna etmeye çalışarak. Doğruyu kendime saklayarak kaçmıştım asıl olandan. İnkar etmek, suçluluğu arttırırdı. Ben hiçbir zaman inkar etmemiştim. Ağzımdan hiçbir zaman 'Ben yapmadım!' çıkmamıştı. Suçu başkasına atacak kadar da aciz olmamıştım.
Ama aciz olan birileri vardı.
Tam karşımda, davayı kazanacağından emin ama ona söylediklerimin etkisi yüzünden ara sıra kendini sinirden kaybeden adam, bunlardan biriydi.
Mahkeme salonunda, yanımda avukatım ve doktorum ile kararın verilmesi adına yapılan savunmaları dinlerken, bakışlarım duruşmayı izleyenler arasında oturan Barkın'ın üzerindeydi. Dediğimi dinlemiş, uslu bir adam olmuştu. Bekliyordu sadece, elinden bir şey gelmemesinin çaresizliğini üzerinde tutuyordu. Artık kimseye tarafını belli etmekten çekinmediğini biliyordum. Kulakları her an hakimin ağzından çıkacak sözlerdeydi. Bakışları yeni doktorumun üzerindeydi, doktorumun hakime bir delil vermesini bekliyordu. Eğer, Barkın'ın doktorum olmasına izin verseydim ve değiştirmeseydim, yapacağı şeyi biliyordum.
Sahte bir raporun olması, benim cezai ehliyetimi kaldırmaya yeterdi. Barkın bunu planladığı için babalığımın tarafında durmaktan korkmamıştı ama atladığı nokta, benim ondan önce davranmam olmuştu.
Tam tedavim sonuçlanacağı zaman olacakları öngörüp, şizofren olmadığımı kanıtlamak için, tedaviyi bitirmiştim. Ben şizofren değildim! Doktorlar yıllar önce başlangıcı olacağından şüphelenmiş olsa da ben buna inanmıyordum. Ben sadece fazla düşünüyordum, biraz da kararsızdım.
Barkın'ın babalığımın yanında olduğunu düşündüğüm zamanlarda, onun doktorum olduğunu da anlayınca, değiştirme gereği duymuştum. Eğer gerçekten babamın yanında olmuş olsaydı, beni yıllarca deli gibi hastaneye kapatabilecek güce sahip olurlardı. Ellerinden bu gücü almıştım ben sadece.
"Efendim, müvekkilimin sadece Türk ceza kanunlarına göre değil, aynı zamanda kendi ülkesinin kanunlarına göre de mahkemeye çıkarılmasını talep ediyoruz."
Bakışlarımı Barkın'ın şaşkınlıkla bana bakan gözlerinden çekip, avukatıma baktım. Onay almak ister gibi bana baktığında, gözlerimi kırptım ve hakim koltuğundaki adama baktım.
Birkaç şey söyleyip, onay verdiğinde tebessüm ettim. Buradaki kanunlar, beni cezalandırırdı, benim ülkemdeki adalette beni cezalandırırdı fakat ikisinin de ortak çaresizliği olacaktı. Bu benim, anlık planlarımdan biriydi sadece.
"Kendi ülkenize göre cezalandırılmak istemeniz demek, sizi oraya teslim etmemiz demek Alexsandra Hanım. Psikolojik raporlarınız sekteye uğrarsa, sizi bir süre hapishanede tutacaklardır."
Kulağıma eğilip, bunları söyleyen avukatın hemen ardından, beynim duraksama anına geçerken kulaklarım çınladı. Kulak damarlarımın basıncını hissetmeye başladığımda yüzüm buruşurken, hızla ellerimi kaldırdım fakat sırıtarak bakan babalığımın yüzünü gördüğüm anda, ellerimi indirdim ve masaya sabitledim. Çınlamayı yok etmeye çalışırken, zihnimin içinde dönen fısıltılar kendini belli etmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
C-ESARET+18 (2020)
ChickLit17.YAŞIMA HİTABEN, İnsanlara güvenini kaybetmiş, delirmemek için çabalayan, hayata tutunmaya çalışan genç kız adına... ... ⚠️Kimse kitap içinde ahlak bekçiliği yapmasın, senin tarzın değilse okumayabilirsin. ⚠️Okuyabilmen için felsefe ne demek bilme...