Onca diş bilemelerine, kendilerini doldurmalarına hatta savaş boyalarını sürmelerine rağmen, adamın içine bastırdıkça çoğalan ve sonunda taşan varlığı huzurdan başka bişey vermiyordu Şule'ye. Bu durum kafasını tekrar karıştırıyor, ruhunu yeni bir ikilemin avuçlarına bırakıyordu. Diğer türlü, sadece öfkeye tutunarak işinin ne kadar kolay olduğunun farkında olmasına rağmen adamın hiç karşısına çıkmamış olmasını da dileyemiyordu garip bir korkuyla. Tek isteyebildiği, tüm imkansızlığıyla beraber, böylece olduğu gibi ama hayatının daha sonraki bir evresinde karşısına çıkmasıydı. Şimdi de aralarında bişey olduğu yoktu, içinde çoğalan hislere, isteklere hiçbir zaman teslim olmamış, aşkın buyruğuna girmemişti ancak hayatının şu evresinde tüm dünyaya karşı kaskatı ve hissiz olmak isterken, adam sadece bir bakışıyla ruhuna sükunet üflüyordu.
38 parts