"Ya abi Seymen benimle oynasın." Ayaklarımı hızla yere vururken savrulan saçlarımı elimin tersiyle omzumdan geriye iteledim. Elindeki tebeşiri avucu arasına sıkıştırıp yanıma geldiğinde Seymen'de abimin arkasından çıkarak yanıma gelmişti.
"Seymen değil Seymen abi."
"Sen benim abim değilsin sana abi demeyeceğim!"
Seymen gözlerinden ateşler çıkararak yüzüme bakarken umursamadan abimin kolları arasına girdim. İsteğim üzerine seksek oynamaya çıkmıştık ve ben yine mızıkçılık yaparak eşleşmeyi kabul etmemiş, Seymen'in benimle olmasını istemiştim. Ona abi demek istemiyordum, Kartal abim bunu anlayışla karşılasa da Demir abim ve Seymen ona abi demem konusunda ısrar ediyordu.
İyi de ben Seymen'i abim olarak görmüyordum ki. O benim oyun arkadaşımdı.
"Tamam Seymen bırak nasıl seslenmek istiyorsa öyle seslensin." Bakışları tekrar yüzüme döndüğünde saçlarımın üzerine küçük bir öpücük kondurdu. "Güzelim seninle benim oynamamı ister misin?" Seymen'le oynamak isteyen kalbimi susturup kollarımı sıkılaştırdım. Kartal abime hayır diyemezdim ki ben.
"Olur abiciğim."
Seymen'in bakışları abimin okşadığı saçlarımda gezinirken ona baktığımı fark etmiş gibi bakışlarını kaçırarak ablası Dicle'nin yanına ilerlemiş ona sarılmaya başlamıştı.
Bu biraz kalbimi kırsa da dudaklarımı büzmekten başka bir şey yapmamıştım.
🌻
Söylediklerimle taş kesilen bedeni çok geçmeden kendine gelmiş bu sefer daha sert bir şekilde beni kendinden uzaklaştırmıştı. "Yanlış yapıyorsun Saye."
"Neden, neden yanlış olsun ki?" Avuç içiyle yüzünü sertçe sıvazlayıp parmağı arasındaki bitmiş sigarayı yere atarak ayağının altında ezdi. "Ben senin abinim Saye, yanlış olan nokta tam olarak ta bu insanlar abilerine aşık olmazlar." Yine başlamıştık.
"Sana bugüne kadar bir kere bile abi demedim Seymen."
"Söylememen benim hissettirdiklerimi değiştirmiyor." Beni Hayal'den ayırt etmediğini biliyordum ama benim iflah olmaz hislerim sürekli kafamı karıştırıyordu. Yine de hislerimi yanlış olarak ifade etmesi kalbimi kırmıştı. Sert bakışlarına son kez bakıp arkamı döndüğümde bana seslense de umursamadan yürümeye devam ettim.
Zaten aptal deneyden de pek bir şey anlayamamıştım. Bütün düşüncelerim o kızın Seymen'e ne söylemiş olabileceği ile ilgiliydi.
Adımları arkamdan gelse de aldırış etmeden markete ilerledim. Hava iyice kararmıştı, beni yalnız bırakmayacağını biliyordum. Dudaklarımda meydana gelen küçük gülümsemeyi güç bela silip açılan kapıdan içeriye girdim. Annemin istediği bisküvileri sonunda burada bulduğumda mutlulukla yerimde kıpırdandım.