31. KAÇAMAK

11.2K 687 327
                                    

"Daha ne kadar kıvranacaksın karşımda?" Annem ayıkladığı fasulyelerden başını kaldırmadan konuştuğunda gerginliğimden ağrıyan karnıma avuç içimi bastırdım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Daha ne kadar kıvranacaksın karşımda?" Annem ayıkladığı fasulyelerden başını kaldırmadan konuştuğunda gerginliğimden ağrıyan karnıma avuç içimi bastırdım. Gerçekten yarım saatten fazladır karşısında oturuyor ve Seymen'le aramdakileri ona anlatabilmek için cesaretimi toplamaya çalışıyordum. 

"Ne oluyor kızım söylesene artık." Kucağındaki kabı masanın üzerine bırakıp eline bir tane fasulye aldı. 

Ya şimdi ya da hiçbir zaman.

Hadi kızım söyle artık!

"Saye sinir..."

"Anne, Seymen ve ben birlikteyiz." 

Bir çırpıda söylediğim şey yüzünden gözlerimi sıkıca birbirine bastırıp annemden gelecek hamleyi beklemeye başladım. 

Ama hiçbirisi olmadı. 

Ne tenime değmesini beklediğim terlik, nede annemin çığlıkları. Bir süre öyle bekleyip yavaşça tek gözümü açtığımda annem elinde tuttuğu fasulye ile öylece yüzüme bakıyordu. Diğer gözümü de açıp kafamı anneme yaklaştırdım. 

"Anne ne oluyor?" Uzağında olsam nefes dahi olmadığını düşünebilirdim. 

"Ne dedin sen?" Güç bela konuştuğunda gergince boğazımı temizleyip sandalyede iyice arkama yaslandım. Acaba kapıya doğru koşarken mi söyleseydim? 

"Seymen ve ben..."

"Allahım yanlış duymamışım!" Elindeki geri kabın içine fırlatıp parmak uçlarıyla şakaklarını ovalamaya başladı. 

"Allahım, Seymen diyor. Seymen ve ben diyor." Sandalyenin başlığına yasladığı başıyla kendi kendine söyleniyordu. 

"Anne ne var bunda?" Bir anda kafasını kaldırıp delici bakışlarıyla gözlerime bakmaya başladığında ciddi anlamda tırsmıştım. 

"Gerçekten ne var mı Saye? Kızım o senin abin yaşında, bir kere birbirinizden de baya farklısınız. Yürütemeyince ne yapmayı düşünüyorsunuz?" 

Aslında bu tepkileri bekliyor olmama rağmen şu an da neden kırılmış hissediyordum? Boğazıma çöreklenen yumru neden bu kadar can yakıyordu?

"Olur da yürütemezsek ayrılırız anne, illa sonsuza kadar beraber olacak değiliz." Kırgın ses tonumla bakışları biraz yumuşasa da tuhaf bakışları hala yerli yerindeydi. 

"Saye, bak kızım..." 

"Ben seni anladım anne, daha fazla konuşmamıza gerek yok." Ayağa kalkmak için yaptığım hamle annemin elimi tutmasıyla engellenmişti. 

"Senin beni anladığın falan yok, otur bir dinle önce." Elimi elinden çekmeden yavaşça kalktığım yere geri oturdum. 

"Seymen'in ailesiyle sen doğduğundan beri tanışıyoruz, ailemizden bir parça oldular kızım. Seymen'e olan ilgin, ona abi demeyişlerin yalan yok ben böyle bir şeyi içten içe hep bekliyordum ama ne bileyim duymak ta tuhaf hissettiriyor kızım anla beni."

Kış Güneşi.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin