Abilerim şaşkın bir şekilde yüzüme bakarken Seymen burnundan soluyarak yanımdan geçip içeriye gitmişti. "Kızım ne oldu, iyi misiniz?"
"İyiler Kemal amca merak etme abimin sakarlığı tuttu sadece." Hayal kıkırdayarak babamın sorusunu yanıtlarken benim bakışlarım abilerimin arasında geziniyordu. "Sen az önce Seymen'e abi mi dedin?" Kartal abim gülmemek için kendini zor tutarken Demir abim şaşkın bakışlarıyla yüzüme bakıyordu. "Ne yapayım abi sürekli ona da abi dememi istiyordu. İnat ediyordum ama daha fazla da kırmak istemedim." Elini boş ver dercesine salladığında düşen bardağı da alarak içeriye geçtim.
"Saye!" Tepsiyi mutfağa bırakıp çıktığımda Hayal koşarak yanıma geliyordu. "Şimdi koş yukarıya abim kendi odasındaki banyoda olmalı, iyi olup olmadığını sor ama abi demeyi unutma." Ne kadar gitmek istemesem de el mecbur onaylayıp adımlarımı üst kata çevirdim. Daha önce yalnızca bir kere girdiğim odanın kapısının önüne geldiğimde derin bir nefes alarak kapıyı iki kez tıklattım. "Gel." Elim kapı kolunu aşağı çekerken önce başımı uzatıp içeriye baktım. "Gel Hayal."
"Abi benim Saye." Bakışları aniden giydiği eşofmanın iplerinden yüzüme çıktığında kısaca yüzüme bakmış ardından tekrar başını eşofmanına çevirmişti. "Bir şey mi oldu Saye?"
"Şey abi ben iyi olup olmadığını merak etmiştim." Kısık sesli homurtusunu duymasam da iyi şeyler olmadığına emindim. Tişörtünün eteklerini düzelttiğinde gözlerini gözlerime çevirdi. "İyiyim Saye, geliyorum az sonra."
Başımı olumlu anlamda salladım. "Çay koyayım mı sana tekrar?" Yatağın üzerindeki telefonunu alıp eşofmanının cebine sıkıştırdı. "Hayır içmeyeceğim. Ben içeceğimi içmişim zaten." Son söyledikleriyle gülmek istesem de dudaklarımı sıkıca birbirine bastırıp duymamış gibi davrandım. Adımları yanıma ulaştığında bir adım geriye çekilip odadan çıkması için müsaade ettim. Beraber aşağı kata inerken Ali'de elindeki bardakla mutfağa gidiyordu. "A, Seymen abi iyi misin?"
"İyiyim yok bir şey." Nereden çıktığını bilmediğim Hayal bir anda merdivenlerin sonunda belirdiğinde bakışlarını bana değdirmeden abisinde sabitledi. "Abi ben çok sıkıldım biraz yürüyüş yapalım mı hep beraber?" Seymen'in koluna girdiğinde başını iki yana salladı. "Yorgunuz Hayal, yarın gitsek yürüyüşe?"
"Abi eğer kabul edersen ben götürürüm yürüyüşe kızları." Seymen'in kararsız bakışları Ali'nin yüzünde dolaşırken Hayal'in ısrarlarına dayanamayıp kabul etmişti. Düşen omuzlarımı belli etmeden yanlarından geçtim. "Ben abimlere haber vereyim."
"Siz çıkın ben söylerim abinlere durumu." Yüzüne bakmadan başımı olumlu anlamda salladığımda üçümüz birlikte dışarıya ilerledik. Ne vardı peşimden gelseydi. Bir bardak düşürdü diye adeta heveslenmiştim.
Evden uzaklaşana kadar üçümüzün de ağzını bıçak açmamıştı. Mahalleden aşağı inip parka geldiğimizde ilk konuşan Hayal olmuştu. "Yalnız abimin o şaşkınlığı çok iyiydi. Saye ilk defa abime abi deyince adam resmen neye uğradığına şaşırdı. Üstelik sinirlendi." Son cümlesinde duy bunları dercesine omzumu dürttüğünde umursamazca omzumu silktim. "Çayı döktüğü için sinirlendi Hayal, abartma."