6. Bölüm: "Altı Ölümcül Saka, Yedinci Kasırga"

65.9K 4.5K 7K
                                    



İyi okumalar.
Insta/Twitter: @deathlessniks

Sınır: 160 vote.

PVRIS, What's Wrong

6. Bölüm: "Altı Ölümcül Saka, Yedinci Kasırga"

Bir keresinde kabusumda, altı tane saka görmüştüm.

Peşimi bırakmadıklarını anımsıyordum, o zamanda da şu an bulunduğum zaman diliminin içine sıkışmışım gibi nefes almayı başaramamıştım bir türlü. Nefes nefes uyanmıştım kabusumdan bir gece yarısı, korku göğsümü harlayan bir ateşti ve gözlerimi açmam sandığımdan çok daha uzun sürmüştü.

Çünkü sakalar hala kafamın içinde dolanıyor, birbirlerine çarpan kanatları ile zihnimin duvarlarına vuruyorlardı.

Altı.

Küçüklükten beri uyuyamazdım. Nedenini bilmiyordum. Uyku bir türlü benim göz kapaklarıma uğramazdı işte, yükünü bırakmazdı omuzlarıma, hep kendimde olayım isterdi, hiç bu evden kaçamayayım isterdi. Bana rüyaları bile çok görürdü.

Bana neyi çok görmemişlerdi ki sahi?

Zihnim benim cehennemim olmuştu her zaman, düşüncelerime yenik düşmeden çok önceleri bile böyleydi bu. Geceleri başımı yastığa koyduğumda, annemin üst kattaki odada olduğunu, ağabeyimin hemen yan odamda olduğunu bilmeme rağmen bir türlü uyuyamazdım. Dönüp dururdum, kafamın içinde senaryolar kurardım, kendimi kendi hayatımın figüranı yapar geri çekilirdim, sahnenin kırmızı perdeleri kül olanana kadar oyunu yakardım.

Her zaman etkilendiğim şeyler rüyalarıma girerdi. Bu hayatım boyunca böyle olmuştu. Tarih çok ilgimi çekerdi mesela, okulda yeni öğrendiğim bir bilgiyi harmanlardı zihnim kendi keyfine göre ve uykularımda karşıma çıkarırdı kurduğu oyunları.

Çoğu zaman karanlık olurdu bu rüyalar, kafamın içinde infazımı gerçekleştirmek için hazır olda bekleyen bir şeytan yaşıyordu ve cehenneme hükmedenin aksine, dünyanın dört bir yanını saran kötülük onu memnun etmeye yetmiyordu.

O rüyayı anlatmıştım anneme, diğerlerini anlattığım gibi. Bu kadar karanlık rüyaların beni kötü etkilediğini farkındaydı, bu yüzden psikolojik yardım almıştım bir süre. Uykusuzluk da terk etmişti beni böylece bir süreliğine, annem gidince o istediği için yutttuğum hapları bir kenara itmiştim. Sakalar zihnimin duvarlarına çarpıp durmuş, kanatlarından dökülen tüyler mezarlarımın taşı olmuştu.

Altı.

Altı sayısı hayatım boyunca peşimi bırakmadı. Her yerde karşıma çıktı. Rüyalarımda bile. Bu sayının, o rüyadan sonra, yıllar geçtikçe yedi ölümcül günahı teslim ettiğini düşünmeye başladım, Dante'nin İlahi Komedya'sını okuduktan sonra. Saka olmak yasaktı, kafamın içindeki günahların can bulduğu kanatlar vardı, aksi takdirde onlar da nefes alamazdı. Bunu bir metafor haline getirmiştim kafamın içinde.

Ama bir tanesi eksikti. Altı taneydiler. Yedinci yoktu. Kafesinden çıkmamıştı ya da hiç var olmamıştı.

Songur Yakut'un parmaklarında harfler yazıyordu.

KASIRGAYA KANAN SAKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin