Bölümlerin bu hızda gelmeye devam etmesi için yapmanız gerekeni biliyorsunuz... Oy ve yorum bekliyorum sadece. <3Instagram: @/deathlessniks
İyi okumalar!
14. Bölüm: "Cehennemde Açan Gül"
The Neighbourhood, Heaven
The Weeknd, The Town
Doja Cat, Streets
Dövme stüdyosunun içerisi soğuktu. Songur benim girdiğim kapıyı kilitlemiş olsa da karşı tarafta bir acil çıkış vardı ve diğer yangın merdivenine çıkıyordu.
Songur'un işaret ettiği koltuğa doğru geçerken ürperdiğimi hissettim. Gecenin bu saatinde Ankara'nın soğuğu bir başka oluyordu.
Üzerimdeki ceketi çıkararak kenara koyduğumda derin bir nefes aldım. Neden birden dövme istediğimi bile bilmiyordum aslında, üzerine çok düşünmemiştim. Onun üst kata çıktığını öğrenince böyle bir fikir ortaya atasım gelmişti ve kabul edeceğini düşünmemiştim ama o beni şaşırtmıştı.
Kafamı kaldırıp ona baktım. Bir iki adım atarak yangın merdivenine doğru ilerledi, ayağındaki postallar parke zeminin üzerinde tok bir ses çıkarıyordu. Merdivene doğru açılan kapıyı kapattığında bana bakmadan döndü ve stüdyonun içindeki ışıkları kapattı. Bir an stüdyo karanlığın hakimiyeti altına girmişti ancak birkaç saniye sonra mavi led ışıkları açmıştı.
Böylesi daha iyiydi.
Benim oturduğum koltuğun hemen yanında duran masaya doğru ilerledi ve tekerlikli olan koltuğa oturdu. Tek kelime etmiyordu ancak o konuşmadıkça ben geriliyordum. Bu gece neden bu kadar suskundu ki?
Elektronik sigarayı dudaklarına dayamasını izledim, odanın içine yoğun bir duman yayılmıştı. Masanın üzerinde duran kağıda bir şeyler çizmeye başladığında ikimiz de tek kelime etmiyorduk, odaya büyük bir sessizlik hakkimdi. Normalde bunu bozan ben olurdum ancak ben de konuşmamayı seçiyordum.
Aradan geçen yarım saatten sonra, "Bundan mı bahsediyorsun?" diye sordu, kağıdı bana çevirdiğinde.
Fallen Angel tablosu karşımdaydı, kağıda onu çizivermişti. Gözlerimi kısarak önce kağıda sonra da ona baktım. Bu kadar yetenekli olmasını beklemiyordum ancak bu herifin kötü olduğu herhangi bir şey hayal de edemiyordum. Bu yüzden şaşırmam yersizdi.
"Evet," dedim onu onaylayarak. "Bundan bahsediyorum. Beklediğimden daha iyi çizmişsin."
"Benden bahsediyoruz," dedi alaycı bir sesle, ayağa kalktığında. "Her zaman beklentilerin üstüne çıkarım."
Ona gözlerimi devirdim. Gerçekten göründüğü kadar egoist miydi içten içe? Yoksa bu çoğu insanın kullandığı bir maske miydi onun için? Söz konusu başka biri olsaydı buna kolayca karar verebilirdim, insanları gözlemlemekte iyiydim çünkü işim buydu benim, izlemek.
Ama söz konusu o olduğunda... İşler fazlasıyla değişiyordu. Çözemiyor değildim onu, aslında çözebiliyordum ama sorun şuydu ki ne zaman onu çözebildiğimi düşünsem başka bir şeyle geliyordu bana, sanki binlerce kişiliği varmış gibi. Ve ben hangisi gerçekten o hiçbir zaman anlayamıyordum. Bir şeyleri çözmem önemsizdi bu yüzden, çünkü konu Songur Yakut olduğunda çözümlerin hiçbir anlamı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASIRGAYA KANAN SAKA
Teen Fiction❝Derler ki; çalınan hayatını daima hatırla, intikamın alevlerini soyunla harla. Bu ağılı taht bir hatıra; kalbi katran, ruhu Yakut Kral'a.❞ KARGALAR SERİSİ; AHVEB, EDİN ve KASIRGAYA KANAN SAKA kitaplarından oluşan bir seridir. Hangi kitaptan başlar...