Bölüm 3

3.9K 683 130
                                    

Hislerimi tercüme edecek söz, kelime yada bir cümle bulamıyordum. Ne desem  olmuyordu düşüncelerim beynimi ele geçirmişti. Çok düşünüyordum ama aynı zamanda hiç bir şey düşünmüyorum.

Aklımı en çok kurcalayan duygu Vicdan!

Her insanda vicdan bulunur mu?

Bulunmaz!

Ben en iyi babamda öğrendim, vicdan denen kelime yok onun hayatında. Kalbi katılaşmış. Katı da olsa bir kalbi olduğundan şüpheliyim.

Kim dayanır bunca şeye?

İçimdeki acı hiç bir fiziksel acıyla kıyaslanamazdı.

Bende onlar gibi olmaya başlıyordum. Hissiz yada kalpsiz bilmiyorum. Ama artık bir şeyleri hissetmek istemiyorum. Ne acı ne mutluluk hiç bir şey hissetmek istemiyorum.

Ne zamandır bu yatakta boş tavana baktığımı bilmiyorum. Zaman hızlı mı geçiyor yoksa yavaş mı farkında değilim. Bu karanlık , siyahlarla donanmış  oda da gündüz mü gece mi fark edilmiyor.

Tıpkı benim gibi gündüz de gece de içim hep karanlık.

Gözlerim sızım sızım sızlıyor. Ağlamıyorum bırakalı bir kaç saat olmuştur belki yada bir kaç dakika zaman kavramı burda durmuş gibi..

Odaya gelen giden olmamıştı aşağıdan ses gelmiyordu. Belki de beni öldürmek için plan yapıyorlardır.

Yada belkiii umutsuz vaka olduğumu bildiği için beni serbest bırakacaklardı.

Aslında ilk seçenek daha mantıklı idi o psikopat tilki denen adamın beni bırakacağını hiç sanmıyordum.

Ondan korktuğumun farkındayım. Ama fazla belli etmek istemiyorum. Ne kadar korkak olursam üstüme daha çok gelirlerdi. Kendimi korumayı bilmeliydim.

Sonuçta beni koruyacak ne annem ne babam vardı.
Annesi babası olan kimsesiz bir kızdım ben

Kimsesiz.

Dışarıdan adım sesleri geldi. Ayakkabının çıkardığı tok ses gittikçe yaklaşıyordu.
Uyuma numrası yapmalı mıydım?
Ah ne numrası eninde sonunda tekrar karşılaşıcaz.

Kapı yavaşça açıldı. Siyahlara bürünmüş heybeti ile kapıdan göründü şuan bakıyorum da cidden baya uzunmuş.

Yatakta cenin pozisyonunda uzanan bana baktı. Bakışlarında merak vardı bunu hissedebiliyordum.
Merak dışında tüm duyguları kapalı gibiydi gözlerindeki yoğunluk insanı rahatsız hissettiriyordu.

"Bakıyorum rahatlığa çok alıştın"

"Ölüm haberi verildikten sonra son günlerimi rahat geçirmeyi planlıyorum yada son saatlerimi mi demeliyim."

Kapıyı yavaşça kapattı. Onu dinlediğim için kızdı mı yoksa kızmadı mı çözemiyordum. Çünkü kendisi aniden patlayan bir volkan gibiydi.

"Seni yaramaz küçük kız bizi mi dinledin bide"

Küçük histerik bir kahkaha doldu odada. Kahkahası odanın duvarların da yankılanıp tekrar tekrar beynime ulaşıyordu.

"Aslında yaramaz kız. Babanın o söylediği şeyleri duyduğun zaman ki tepkini şayet çok merak ediyorum."

Sertçe yutkundum insanların acılarından zevk alan sadist biri gibi duruyordu.
Sesimi çıkarmadım. Diyecek bir şey bulamıyordum yada belkide çok şey vardı söylüyecek.

Ama ben yine de susmayı seçtim.

Bakışlarımı kaçırdım bakışlarından. Acımdan zevk almasını asla istemezdim. Hislerimi saklayamazdım hiç bir zaman, gözlerimden anlaşılırdı ne kadar kırgın olduğum.

TİLKİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin