Fatma Gül 🌹
Yoğun istek üzerine özel bölümle geldim keyifli okumalar ♥️
...
Genç adam hastaneden çıkıp yakın ama ona kilometreler gibi gelen evin yolunda yürümeye devam etti.
İçi bomboştu tam herşeyimi buldum derken herşeyini kaybetmişti. Onun dünyadan yok olduğunu düşündükçe kalbindeki ağrı sızlıyor yüreği darma Duman oluyordu.
Kendi suçu olduğunu biliyordu Ama nerede hata yaptığını bulamıyordu. Herşey ona göre düzgün mutlu bir şekilde ilerler iken bir anda böyle bir durumla karşılaşmak onu mahvediyordu.
Evinin tam önüne geldiğinde duraksadı kollarında onunla beraber çıktığı bu eve tek başına geliyordu.
O an hissettiği en büyük his kimsesizlikti
İki kimsesiz ve yaralı insanlar birbirlerini iyileştireceklerini düşünmüşlerdi ama insanların açtığı yaraları kapatır iken kendileri birbirlerine daha büyük bir yara açmıştı.Eve girip cebinde duran anahtarlarla kapıyı açtı. İçeriye girip kapıyı sessiz bir şekilde kapattı. Evde kimse yoktu ev sessiz ve onun gibi kimsesiz gibi görünüyordu.
Evin kasveti onu daha da zora sokarken salonda yere bulaşmış kanları gördü. Göz yaşları bir türlü dinmez iken daha çok attı.
Ellerini usulca havaya kaldırıp elindeki kurumuş kanlara baktı... Avucunda olan kurumuş kanı ellerini sertçe yumruk yaparak kapattı.
Havada olan elini indirip yerdeki kanlara doğru ilerledi. Yaşadığı anlar tekrar gözünün önüne geldiğinde sanki o anı yaşıyormuşcasına nefes alamadı.
Sertçe yutkunmaya çalıştı ama yutkunamadı sanki bir el boğazına yapışmış onun nefes almasını engelliyordu.
Masada dikkatini çeken kağıt ile duraksadı. Olabilir mi? Diye düşündü. O yazmış olabilir mi?
İçinde oluşan korku ile masaya geldi üzeri mürekkep'e boyanmış kağıdı eline aldı. Ardından tam onu kolları arasına aldığı yere oturdu.
Gözleri dolu dolu iken kağıdı bulanık gördü ardından gözleri bir kaç defa kırparak bu durumdan kurtuldu ama göz yaşının bir damlası kağıdın üzerine düşmekten kurtulamadı.
Genç adam kağıdın üstündeki tek tek okurken yüreğine ateş düştü bu halde iken bile benim cennete gitmemi isteyen bir kadına neler yaptım ben diye düşündü.
"Hoşçakal beni sonsuzluğa uğurlayan adam"
Mektubun son cümlesini sesli bir şekilde defalarca kez söyledi. Çatallaşan sesi ile bir kaç defa öksürdü.
Mektubu okurken aklına dün gece gördüğü rüya geldi...
...
"Ekin"
Ses tonunun sesin kime ait olduğunu bilen bedenini tuhaf bir heyecan buldu bu kelimeyi ondan duymayalı uzun zaman olmuştu.
Gelen sesle başımı bu koskoca olan orman alanda sesin geldiği yöne çevirmek istedim ama sanki ses dört bir tarafımdan yayılıyordu.
Bir anda bir beden önümde belirince irkilsem de geri çekilmedim çekilemedim. "Derin" dedim fısıltı gibi çıkan sesimle.
"Ekin seni çok özledim" yüzünde tarifi olmayan bir gülümseme vardı. Onu görmeyeli ne kadar olmuştu kim bilir...
Ona bir adım atmak istedim ama adım attığım an yüzünde sert bir ifade oluştu.
"Sakın gelme! Hepsi senin suçun"
"Ne diyorsun derin ne oluyor?"
Derin bir kez daha bana hiç bakmadığı bir bakışı yolladı. İhanet! Sanki ona ihanet etmişim gibi baktı yüzüme...
"O kıza dokundun... O kızı öptün, sarıldın, kokladın, uyudun... Benim yerimi o kızla dolduramazsın"
Duyduğum sözler ile sertçe yutkundum. Ben adeni derinin yeri dolsun diye yanımda tutmuyordum.
Ben derinin yüzüne aşık olmuştum ama Aden'in kalbine aşığım. Onlar çok farklı kişiliklerdi Aden farklıydı... Aden'in ruhu güzeldi... Benim hayatıma denk katıyordu. Bugüne kadar onu öptüğümde dokunduğunda sarıldığımda hepsinde derini değil gerçek adeni gördüm. Derine benzeyen yüzüne değil güzel kalbine tutuldum.
"Öyle bir şey yapmıyorum"
"Yapıyorsun duydun mu beni yapıyorsun benim yerime onu koymuşsun benim yerimi doldurmuşsun"
Bana doğru bağırır iken bedenim kaskatı bir şekilde duruyordum. Ne kadar adım atıp yanına gitmek istesem de sanki önümde bir engel varmış gibi yürüyemiyordum.
Kulağıma tiz bir çığlık sesi geldiğinde ellerimle kulaklarımı kapattım. Her yerden çığlık sesleri yükseliyordu. derinin sesi sanki yanındaymış gibi duyabiliyordu.
"O da gidicek... Aden de seni bırakıcak benim yerimi doldurmaya çalıştığın için o da onun yeri olmadığını anlayıp gidicek"
"Nolur yapma, senin yerin dolmaz"
Derinin yeri bende farklıydı. Onu adenle asla kıyaslayamazdım.
"Beni onu babası öldürdü ruhumu aldı bedenimden o geceyi hatırlıyor musun?"
Bir Çocuk gibi hıçkırarak ağlıyordum. Söylediklerini duymak istemediğim için ellerimle sertçe kulaklarımı kapattım.
"Derin...Derin'im"
Sözlerim onu durdurmak bilmedi. Kelimeleri birer birer kalbime sapladı.
"O gece beni öldüren babasının da bana benzeyen kızı da öldüreceğine yemin etmiştin ve o yemin ne olursa olsun gerçekleşecek"
"Sus derin! SUS"
...
Rüyası aklına gelen adam titredi, korktu... Evet bir yemin etmişti ve bu yemin istemediği bir şekilde gerçekleşmişti.
O gece o mektupla doyasıya ağladı genç adam. Aden de gitmişti... Annesi yoktu babası yoktu derin yoktu...
Bu yalan dünyada bir başına kalmıştı.İyi adamlar yalnızlıktan ölüyor iyi kadınlar yalnız adamların geçmişinin salıncaklarında ölü bulunuyor...
SON
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİLKİ (Tamamlandı)
Teen FictionO Aden! Kalbi kırık kız. Herkesi yakardı yıkardı. Herkesin ona yaptığı gibi... Kırıktı batardı O Ekin! Namı değer tilki. hırsına mahkum ateş misali kor. Yüreği yangın yeri yandığı gibi yakardı. Bu onların hikâyesi.. birbiri için doğru insanlar, ama...