Bölüm 2

4.7K 756 303
                                    

İyi okumalar 🙏🌻

Gri, puslu günışığı yavaşça gözkapaklarımın arasından içeri sızdı. Homurdanarak gözlerimi daha sıkı kapattım, beş dakikaya ihtiyacım olduğuna dair bir şeyler mırıldandım ve sabah güneşinden uzaklaşmak için yana dönmeye çalıştım.

Ama sırtıma giren ağrı ile inledim. Ne kadar da sert bir yataktı böyle! Ah bir dakika ne yatağı dün olanlar yavaşça beynime sızdı serhat, o kadının oğlu ve arkamda beni bayıltan adam
Hızla gözlerimi açtım. Bir yatakta değilde yerde yatıyordum. Gözlerimi koyu kahve rengi olan parkeden ayırıp odaya gezdirdim. Büyük bir salondu koltuk takımı yemek masası ve balkona çıkan kocaman cam vardı.
 
Yavaşça doğruldum oradaydı tekli büyük sandalyede oturmuş bahçeye bakıyordu. Otururken bile heybetli vücudu kendini belli ediyordu. Dış kapının tam önünde yerde idim. Beni bir çöpmüşüm gibi buraya atmışlardı. Bu adamdan korkmalı mıyım? Neden beni kaçırmıştı buraya getirmişti? Beni nerden tanıyordu.

Kendimi sakin tutmaya çalışarak yavaşça ayağa kalktım. Her yerim ağrıyordu ne kadar sakin kalmaya çalışsam da korkudan ellerim titremeye başlamıştı bile. Arkamdaki kapıya baktım kilitli midir? Elim yavaşça kapı kulpuna doğru gitti kilitli değilse burdan kaçmam kolay olurdu.
Elim soğuk kulpa deydiği an içimi daha çok soğutan o ses yankılandı salonda.

"Kapı kilitli!"

İçimi titreten sesle elimi hızla kapıdan çektim. Ah sakinim korkmamalıyım.
Ayağa kalkıp bana doğru döndü evet çok uzun kaslı korkunç bakıyor olabilir ama yine de korkmamalıyım değil mi?

"Beni buraya neden getirdin ne hakla!" Sesim korkuma rağmen istemsizce yüksek sesle çıkmıştı.
Ellerini ceplerine sokup üçlü koltuğu oturmam için kafası ile gösterdi. Yüzünde hiç bir mimik oynamıyordu. Sakin biriydi en azından bu bir avantajdı bende sakin olmalı ve durumu anlamalıydım. Dediğini yapıp koltuğa gergince oturdum.

Yavaşça ilerleyip karşımdaki koltuğa oturdu bilerek mi ağır ağır hareket ediyordu. Koltuğa oturup siyah gözlerini benim yeşil harelerime dikti gözleri hiçbir şeyi kaçırmamaya çalışıyor gibiydi.

"Neden burdayımm!"

Ses çıkarmadı gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Bana bakarken nefretle hırsla bakıyordu o siyah gözleri şimdiden ne kadar canımı acıtacağını hissettirebiliyordu.

"Hey sana diyorum kulağında sorun mu var? Resmen kaçırdın beni "

Adam hala yerinden kımıldamıyordu sinir bozucu herifin tekiydi! Burda böyle sessizce durmak için mi beni getirmişti ah hayır getirmemiş beni kaçırmıştı hemde Serhatı kullanarak

Serhat..

Tanrım onu nasıl kandırmıştı böyle
Ya ona bir şey yaptıysa.

"Serhat nerede!" sesim haddinden fazla yüksek çıkmıştı evet korkuyordum ama artık kendim için değil serhat için korkuyordum.

"Ona ne yaptın cevap versene aptal!"

"Kes sesini" gür sesi ile irkildim. Hırsla ayağa kalktı.sinirle üstüme geliyordu sanırım şuan korkmam gerekiyor.Ben az önce bu adama sakin mi demiştim sözümü geri alıyorum.
Üstüme hızlı hızlı geliyordu. Kaçmak için tek çare bahçenin kapısı idi. Hızla oraya koştum. Bu manyak heriften kurtulup Serhatı bulmam lazımdı.
Ama hesaba katmadıgım bir şey vardı 1.90 boyunda adam benim üç adımım onun bir adımı idi.

Kolumu kıskaç gibi kavrayıp hırsla cama yapıştırdı. Belime yükselen ağrı ile beraber bir inmele döküldü dudaklarımdan.  Soğuk elleri boğazıma yapıştı. Bana nefretle kinle bakıyordu. Bu bakışlar beni tam burada öldüreceğinin kanıtıydı.

TİLKİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin