Bölüm 11

2.8K 341 85
                                    

Fatma Gül

Keyifli okumalar 🦋'im



"Şartlar değişince insanlar da değişir"

...

Elimde siyah olan kupama baktım. İçi kırmızı dışı siyahtı hoş bir görüntü sergiliyordu. Neşe bize sıcak bir ıhlamur yapmıştı ne kadar sevmesem de onu kırmayıp kupayı eline almıştım.

Havuzdan sonra herkes kuru kıyafetler giymiş ve salonda toplanmıştık. Neşenin aldığı pasta ile mum yakıp küçük bir kutlama yapmıştık.

Berkin şaklabanlıkları, demirin kızmaları, neşenin kahkahaları ile günü bitirmiştik.

Şimdi ise hem ıhlamuru yavaş yavaş içiyor hem de tilkiyi inceliyordum.

Elini tuttuğum an gözlerine ulaşan ışıltı geldi aklıma ona inanmamı istiyordu bende bunu yapmıştım.

Ama bu inançla beraber güvenin de geleceğini biliyordum. Ama bu kadar erken geleceğini tahmin etmemiştim.

Tilki önündeki dosyaları dikkatle inceliyordu. Bakışlarını , dikkatini tamamen ona vermişti.

Acaba o da hissediyor mudur?

Teni tenime değdiği zaman oluşan yangını ya da bakışları bakışlarıma değdiği an sanki karanlık sonu olmaya bir kuyuya düşüyor muşum gibi hissediyor mu?

Yada ben neden böyle hissediyorum? Sebebini bilmiyorum, bilmek de istemiyorum zaten.

Bir an da hapçurduğumda tilkinin bakışları bana döndü. Sanırım havuzun ve havanın soğuk olmasından dolayı üşütmüştüm.

Üstümdeki hırkaya daha çok sarıldım.
Tilkinin bakışları hapçurdugumdan dolayı bana dönmüştü. Sanırım onun dikkatini dağıtmıştım.
Kaşları çatık bir şekilde şahin bakışlarını dikti bana

Üstündeki siyah hırkayı çıkardığında bakışlarımı hala çekmedim ondan.
Giydiği boğazlı siyah Kazak vücuduna tam oturmuştu kaslarını belli ediyordu. Vücuduna göre dikilmiş gibiydi.

Ve boynunda gümüş renginde zincir kolye vardı. Yine her zaman ki gibi kusursuz görünüyordu.

Elindeki hırkayı bir anda yüzüme doğru fırlattı son anda elimdeki kupayı çekebilmiştim.

"Ne yapıyorsun ya?"

Az daha yanıyordum!

"Üstüne git hasta olacaksın bücür"

"Sanki umrundaydı"

İstemsizce ağzımdan çıkan sözle anında pişman oldum.

Tilki sanki  mümkünmüş gibi kaşlarını daha çok çattı.

"Umrumda olması, umrunda mı?"

Dudaklarının arasından çıkan sözler ile yutkundum. Kelime oyunu yapıyordu bana. içimdekinin aksini söyledim ona

"Umrumda değil"

"İyi o zaman sorun yok"

Lafı daha fazla uzatmayıp bakışlarımı ondan çektim. Bana verdiği daha doğrusu yüzüme attığı hırkayı omuzlarıma yerleştirdim.

Oda spreyinin kokusu yerine onun baş döndürücü kokusu ile dolmuştu etrafımda. Sanki bana sarılıyormuş gibi bir his yarattı.

"Raşit Çetiner'i tanıyor musun?"

Tanıdık gelen isimle başımı salladım. Dosyasını aldığım adamdı bu onu çok iyi tanırdım.

"Evet, avukat"

TİLKİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin