Fatma Gül 🌹
"Küçük Şehrimin Büyük Lunaparkısın..."
...
Önümde duran büyük pastaya çatalı batırıp kocaman bir parça attım. Ağzıma büyük olan parçayı zar zor sığdırdım.
Çikolatalı ve çilekli olan pasta ağzımdan erirken bu lezzet karşısında kendimden geçeceğimi düşündüm. Fazla güzeldi..
Tabi yanımdaki adam kadar olmasa da..
Ona yandan bir bakış attığımda bana baktığını gördüm. Bu halimi görmüş olması beni utandırsa da gözlerimi şahin bakışlarından çekmedim.
O güzel romantik etkisinden hala çıkamadığım hatıralarımın en güzel köşesini kapan olaydan sonra eve gelmiştik ve büyük kocaman bir pasta üflemiştim.
Şimdi ise Berkin anlattığı saçma esprileri dinliyor aynı zamanda pastalarımızdan yiyorduk.
"Geçen gün geçmiş günlerimi aradım ama meşguldü"
Berk komik sesler çıkara çıkara gülüyordu bu haline kahkahalar ile gülmemek için dudaklarımı ısırdım. Herkes ona sert sert bakarken bende gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım ve kaşlarımı çatarak sert bir şekilde bakmaya başladım.
Tilkinin bakışları bana kaydı yüzümün nasıl halde olduğunu bilmiyordum ama beni görünce bir anda kahkaha attı.
Diğerlerinin odağı olmadan hemen yüz ifademi eski halime çevirdim. Güzel kahkahasının sesi tüm odada yankılanmıştı. Kimseden ses çıkmaz iken fırsatı değerlendirerek bu güzel melodiyi dinledim.
"Aha sonunda biri güldü"
"Siktir lan senin o aptal espirilerine gülmedim"
Tilkinin gülen yüzü anında ciddileşip kaşları çatık bir vaziyet almıştı bile.. onun bu ruh hali değişimlerine bir türlü alışamıyordum.
Sağ elimi uzatıp çatık olan kaşını aşağıya doğru indirdim. Bu hareketime şaşırmıştı. Pürüzlü teni elimin altında iken yanağını hafifçe okşayıp elimi geri çektim.
"Olum nerden buluyorsun böyle espirileri"
"İnternetten"
Berk pişkin pişkin sırttı. Cidden gidip internette aratıyor muydu? Birde bunların hepsini ezberliyor muydu? Bu çocuk cidden boş bir insandı.
"Ben öyle internetin..."
Demirin ağzından çıkacak küfürü neşenin ağzına elinin tersini vurması ile sonlandı.
"Küfür yok demir küfür yok!"
Neşe, demiri azarlarken bu tatlı hallerine gülümsedim. Tekrar tabağıma döndüğümde küçük parça pastam tek kalmıştı. Onu da hızla yiyip tabağı yerde oturup etrafını sardığımız masaya bıraktım.
Herkes tabağını yerken tilkinin tabağı olduğu gibi duruyordu. Bu durum kaslarını çatmama neden oldu çikolatalı pasta sevmiyor muydu?
Tabağına baktığımı fark ettiğinde başı ile tabağı gösterdi. "Ye ben yemiyeceğim"
"Çikolatalı sevmiyor musun?"
Bir tabağına bir de ona baktım çikolatayı sevmeyen insan mı olurdu ya gerçi onu daha önce çikolata yerken görmüştüm.
"Hayır, sadece pastada meyveliyi tercih ediyorum "
Anladım dermişcesine kafamı salladım. Tilki önünde duran pastasını benim önüme itti. 'Beni ye' dermiş gibi duran pastayı vakit kaybetmeden elime aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİLKİ (Tamamlandı)
Ficção AdolescenteO Aden! Kalbi kırık kız. Herkesi yakardı yıkardı. Herkesin ona yaptığı gibi... Kırıktı batardı O Ekin! Namı değer tilki. hırsına mahkum ateş misali kor. Yüreği yangın yeri yandığı gibi yakardı. Bu onların hikâyesi.. birbiri için doğru insanlar, ama...