TİLKİ (Tamamlandı)

Bölüm 36

Fatma Gül 🌹

"Artık sen benim canımsın, canlı kalan tek yanımsın.."

-duman

...

Kalbimin hızını arttıran dudakları dudaklarımın üstünde duruyordu. Öpmüyordu sadece hissediyordu. Hissediyordum.

Hissediyorduk..

Benden bir atak bekleyen dudakları dudaklarımın üstünde titredi. Bedenim ürperir iken daha fazla dayanamayıp onu öptüm.

Beni öperken dudaklarında küçük bir tebessüm oluşur gibi oldu yada ben öyle hissetmiştim. Bilmiyorum.

Tek bildiğim onu ve dudaklarını özlediğimdi. Beni belimden tutup kendine çekti ve tamami ile kendine bastırdı.

Onun kollarında olmak tarif edilemez bor duyguydu. Öpüşü sertleşip dudaklarımı sızlatsa da ondan bir adım bile geriye gidememiştim.

Elim yumuşak saçlarına dokundu. Saçları elimden kayıp giderken sertçe ensesinden tuttum ve daha sert öpmesi için kendime çektim.

Tilkinin elleri belimden bacaklarıma indi bacaklarıma eliyle hafifçe okşayıp komut verdi. Bende istediğini yapıp bacaklarımı beline sardım.

Onun kucağındaydım beni bir bebek gibi taşıyordu ve bu istemsizce hoşuma gitti.
Tilki benimle beraber eğilince sırtım yumuşak yatağa değdi.

Dudaklarımızı kısa bir an ayırıp tek eliyle üstündeki tişörtten kurtuldu.
Tekrar dudakları dudaklarımı buldu.

Ellerim benden bağımsız olarak hayranı olduğum köprücük kemiğine doğru yol aldı. O küçük çukura dokundum.
Onu bu denli hissetmek mükemmel ötesi bir şeydi.

Tilkinin eli tişörtümden içeriye girdi. bu beni ürpertti anlık bir duraksama yaşasam da çok geçmeden onun soğuk tenime dokunan ellerine alışmıştım.

Tilki tişörtün eteklerinden tuttu ama kaldırmadı. Dudaklarını benden ayırıp bir kaç saniye gözlerimin içine baktı. İzin vermemi bekliyordu.

Onu onaylacak herhangi bir şey yapmadım. Ama gözlerimdeki istediği arzuyu görmüş olacak ki tişörtü yavaşça yukarıya çekti.

Tilkinin eli göğsümün hemen altında iken gelen sesle durdu. Telefon sesi nefes alıp verişlerimizi bile duyduğumuz bu sessiz ortamı bir bıçak misali kesmişti.

Tilki gözlerini sinirle yumup bir kaç saniye bekledi ve tekrar açtı koyulaşmış göz bebekleri ile bana bakmaya devam etti.

Elimi tilkinin omzundan çekip cebimde titreyen telefonu aldım. Arayan ismi gördüğümüzde tilki sinirle homurdandı

"Serhatını da berkini de sikeyim ya"

Serhatın ismi olan ve Israrla çalan telefona bakıp tekrar bana baktı. "Açacak mısın?"

Başımı olumlu anlamda salladığım da üstümden kalkıp kendini yanıma attı.
Aslında bu atmosferi bozup açmamalıydım ama serhatla konuşmayalı bir saat bile olmamıştı. Aradıysa önemli bir şey olmalıydı.

"Efendim?"

"Aden buluşalım mı?"

Ani sorusu ile kaşlarımı çattım. Neden buluşmak istiyordu ki? Kaşlarımın çatılmış halini gören tilki de kaşlarını çattı. Bu duruma bir an gülmek istesem de kendimi topmaya çalıştım.