Fatma Gül 🌹
"Seninle var olmadım ama sayende yok oluyorum"
Genç kız balkonda oturmuş ayaklarını dışarıya doğru havanın akışına bırakmıştı. Rüzgar tenini yakıp geçerken hissetmiyordu. Hissedemiyordu.
Arkasını dönüp sokak lambasının için verdiği kadarı ile yatakta uyuyan adama baktı. Kalbi hızlanır iken buna dayanamayıp hemen kafasını çevirdi. İnsanın kalbi paramparça iken hızlanınca daha çok sızlıyordu.
Kız tekrar önüne dönüp korkulukların demirliklerine tutundu ayaklarını sallar iken dudaklarından acı bir tebessüm firar etti. bu anı hatırlıyordu hemde dün gibi...
...
"O balkonda ne yapıyorsun hemen gir içeri" babasının kızgın sesini duyan kız kalmak için kılını dahi kıpırdatmadan öylece durdu.
"Sana içeri gir dedim!"
"Girmiyeceğim istersen yine döv"
Saatler önce yediği darbelerden sonra buraya kaçmıştı ama bu koca evde huzur bulup tek kalmak neredeyse imkansızdı.
"Sende annen gibisin..."
...
Adam son sözlerini söyler iken kız o zamanlar bu sözün üstünde durmamıştı. Ama şimdi anlıyordu annesine benziyordu. Bir insan annesine benzediği için korkar mıydı? O korkuyordu.
Annesi gibi kör olmuştu. Görmüyordu önündeki yalancı sözleri.. görmüyordu onu sevmeyen gözleri..
Kızların kaderi annelerine benzermiş bir kızın daha kaderi annesine benzedi. Bir kız daha annesinin çektiklerini çekti...
Annesini ilk defa o zaman anladı. Annesinin bu halinden şikayetçi olan ve korkan bir kız annesinden beter halde olmuştu.Annesine yakındığı günlere üzüldü... Şuan ona kızacak kimse yoktu kimsesizdi herkes vardı ama kimsesizdi. Biraz çaresiz belki biraz da korkmuş ama en çok güvensizlik ve kalp ağrısı vardı.
Bugüne kadar güveni hep kırılmış tekrar onarılmıştı. Aslında onarılan güveni değildi hiç bir şey eskisi gibi onarılamaz olamazdı. Sadece kırıkları görmemesi için üzerine bir perde çekmişlerdi o perde de yok olduğunda kırıklar daha çok canını acıtıyordu.
Hani ağlamak istersin ama o ortamda ağlayamazsın da boğazında koca bir düğüm oluşur ne konuşabilirsin ne de o his gider Öyle bir duyguydu işte ne yapsa olmuyordu.
Güneş yavaş yavaş tepeye doğru çıkarken kızın gözlerinden tek bir damla yaş firar etmedi. Sustu sadece bazen susmak konuşmaktan daha iyidir. Bazen susmak tüm kelimelerin en ağırıdır.
O da içine oturan ağır yükle beraber sustu.Saat sabahın yedisini gösterir iken genç kız güçlükle ayağa kalktı. Yatakta huzursuzca kıpırdanan adama bakmamaya çalışarak ses çıkarmadan odadan çıktı.
Adımlarını zor bela atıyordu sanki küçük bir engele takılsa yada biri dokunsa yere yığılacakmış gibi.
Omuzları çökmüş bir vaziyette ilerledi. Ağlayamaması onu daha beter ediyordu ama biliyordu ki ağlasa bile geçmeyecekti.
Günler geçse aylar geçse de bu his geçmeyecekti.Yavaşça koridordan ilerleyip beyninde kazınan yere doğru ilerlemeye başladı. İçinden
"Geçmeyecek"
Diye sayıklıyordu. İstediği yere vardığında duraksadı bu duraksama kararsızlık değildi kararlıydı sabaha kadar oturduğu balkondan düşünüp durmuştu o da annesi gibi yaşayıp evlendiği zaman bile böyle durumlarla karşı karşıya gelmek istemiyordu en çok da eğer bir çocuğu olurda tıpkı annesinin yaşadığı hayat gibi bir hayat yaşasın istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİLKİ (Tamamlandı)
Teen FictionO Aden! Kalbi kırık kız. Herkesi yakardı yıkardı. Herkesin ona yaptığı gibi... Kırıktı batardı O Ekin! Namı değer tilki. hırsına mahkum ateş misali kor. Yüreği yangın yeri yandığı gibi yakardı. Bu onların hikâyesi.. birbiri için doğru insanlar, ama...