Bölüm 8

3.3K 444 135
                                    

"Takvimde ki bazı günlere çok kırgınım"


En uzun bölümü yazdım keyifli okumalar kelebeklerim🦋

Saatlerdir açık televizyon karşısında oturuyorum. Neşe izlediğimiz programdan sıkılıp uyuya kalmıştı. Berk ise telefonu ile uğraşıyordu.

Tilki yemekte bana söz hakkı tanımamıştı ama madem anlaşma yaptık o zaman benim de söz hakkım olmalıydı.

Demir ve tilki çalışma odası dedikleri yukarıdaki odaya gitmişlerdi. Benim ise burda İçim içimi kemiriyordu. Bu dediğini nasıl yapacaktım.

Bu kadarını yapamazdım. yakalanır isem babamın bana yapacaklarını tahmin bile edemiyorum. O holdinge beni gömerdi!

Tilkinin bunu bildiğine adım gibi eminim. En iyisi tilki ile bu düşündükleri planı tekrar konuşmaktı..

Yerimden kalkıp gittikleri odaya yöneldim. Neşe ve Berki ne kadar sevsem de bu durumu normal karşılamalarına sinir oluyorum
Yukarıya çıkıp odanın önünde durdum. Beyaz kapıya diktim gözlerimi

Yanlış mı yapıyorum?

Neyi ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Yanlış yoldaydım..

Yanlış neydi?

Yada karşıma hiç doğru seçenek çıkmış mıydı?

Onca yanlışın içinde doğruyu aramak ne kadar sağlıklıydı?
Belki de doğru seçenek hiç bir zaman olmamıştı.

Her türlü zarar görücektim bunun bilincindeyim. Ama bu zararın bu şekilde babamdan gelicek olması beni korkutuyordu. Beni öldürmesinden korkmuyorum. O bedenime zarar verirdi ama öldürmezdi. O benim ruhumu öldürüp bir ölü gibi yaşamamı sağlardı ve asıl korktuğum da buydu zaten.

Kendimi toplayıp kapıyı çaldım içeriden onay sesi geldiği zaman içeri girdim. İlk defa girdiğim odaya ufaktan göz gezdirdim.

Büyük bir masa vardı kapının karşısında tilki masanın başında oturuyor karşısında ise demir vardı. Bir tarafta ise büyük sayılmayacak kadar duran dosyalar için dolap vardı.

Gözlerimi Tilkiye çevirdim her zaman ki gibi gözlerimin tam içine bakıyordu derinlere.
Demir ise bana değil tilkiye bakıyordu beni görmezden gelmesine alışıktım.

"Biraz konuşabilir miyiz?"

Neler diyeceğimi ona karşı çıkacağımı o da biliyordu bunun farkında herşeyin bilincindeydi

Tilki suskun çocuğa kapıyı işaret etti. Demir yüzüme bile bakmadan kapıdan çıktı Ardından sertçe kapı kapandı kapının sesinden irkilsem bile belli etmemeye çalıştım.

Odada ölüm sessizliği mevcut oldu gözlerimiz biribirinden ayrılmıyordu ne ben ne de o bir söze başvurdu.
Derin bir nefes çektim ciğerlerime bir yerden başlamam gerekiyordu

"Tilki bak bu yaptığımız çok tehlikeli babam beni orda görürse yakalanır isem çok kötü olur."

Tilki gözlerini benden çekip masaya dikti birşeyler düşünüyordu. Cevap vermesini bekledim ama hayır bir cevap bile vermedi beni oraya cehenneme yollucaktı resmen.

"Umrunda değilim farkındayım ama beni böyle ateşe atamazsın! yapma bunu lütfen bu kadarı fazla olayla alakası olmayan beni buraya kadar sürükleyemezsin"

"Umrumda olmadığını nereden çıkardın?"

Gözlerimiz birbirine tekrar değdiğinde yine o his oluştu bedenimi ruhumu ele geçiren o his

TİLKİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin