X - Cardinem

3.3K 399 52
                                    

Sacra / SBAM

"Seni Nil'e gönderiyorlar."

"Neden?"

"Sacra için tehlikelisin, tehditsin fakat seni yok edemiyorlar. Seni mümkün olduğunca uzağa göndererek senden kurtulduklarına inanacaklar."

"Orada ne yapacağım?"

"Birçok şey evlat... Sandığından, bildiğinden, düşündüğünden çok daha fazlasını... Bundan başka bir şey söyleyemem. Fakat sana bir tavsiye verebilirim. Bu evrende varlığın sadece bir şekilde kabul edilebilir. Mixta olduğunu herkesten sakla."

Nil / NOCTE - An

Beyaz parıltılı, gümüş rengindeydi. Üst dönemlerinki gibi altın sarısı ve mat olacağını sanmıştım fakat bu arma siyah zeminde yeterince 'ben buradayım' diyen bir ışıltıya sahipti. Korkuyordum ve armayı elime dahi alamadan Cura'nın yanına gittim. Onu uyandırdığımda ben daha açıklamamı tamamlamadan büyük bir heyecanla kendi armasını eline aldı. Mat, altın sarısı armada siyah harflerle büyük bir şekilde 'D-I' yazıyordu. Neden bilmiyorum ama bu onu mutlu etti ve yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşti. Belki de yeterince zararsız olduğu ya da E gibi en düşük seviye olmadığı içindi fakat bana nedense birinci seçenek gibi geliyordu.

Sevincini uzun bir süre yaşayamadan pembe geceliğiyle yataktan kalktı ve benim armamın başında öylece durmaya başladık.

"Belki de B'dir." Cura beni rahatlatmaya çalışsa da B olması bile ikimize yeterince korkunç geliyordu. Kendi gücünden korkmak gülünç bir durumdu fakat Nil'de isteyeceğiniz son şey güçtü. Sacra bizi sahip olduğumuz güçler yüzünden Nil'e sürgün etmişti ve o gücün tehlikelisine sahip olmak ise...

Hızlıca armayı elime alıp her zaman gelmeyecek anlık bir cesaretle diğer yüzünü çevirdim. Gri, gümüş rengi beyaz ışıltılarla süslüydü ve üstünde ateş kırmızısı bir renkle 'A-I' yazıyordu. Armayı siyah tişörtümün üstüne taktığımda ise her şeyden daha çok dikkat çekiyordu. Sanırım tam da onların istediği gibi...

Cura hareketsizdi ve sessizce beni izliyordu. Korktuysa bile bunu en yakın arkadaşına belli etmek istemiyordu. Sonuçta korktuğu kişi de en yakın arkadaşıydı.

"Benimle arkadaşlığını bitirmek istersen anlayabilirim." Ben hiçbir zaman gücümü tehlikeli olarak görmedim. Hatta küçükken Quae'nin gücünü öğrendiğimde kendimi çok değersiz ve bir hiçmişim gibi hissetmiştim. Şimdi ise binlerce nullanın bulunduğu bu yerde tehlikeli sayılan birkaç kişiden biri oldum. Cura gerçekten benimle konuşmak istemese bile onu anlardım.

"Sen en yakın arkadaşımsın. A seviyesinde bir en yakın arkadaş... Daha iyisini bulamam bile." Söyledikleri beni güldürmüştü. Fakat cidden A'dan ötesi yoktu değil mi?

Cura hazırlanıp üstünü değiştirirken ben kıyafetlerimle yatmış olduğumu fark edip saçlarımı hızlıca açıp tekrar topladım ve onun hazırlanma süresinde biraz daha kestirdim. Son olarak siyah elbisesinin üzerine pelerinini giyip sol tarafına armasını taktı. Havalı duruyordu ve armalarımızı pelerinlerin üstüne takacağımızı bildiğim için genelde elimde taşıdığım bu gereksiz havalı şeyi giymek zorunda kaldım. Son olarak da derin bir nefes alıp tüm cesaretimizi toplayarak Cura'yla birlikte odadan çıktık.

Üçüncü kat, yani biz birinci dönemlerin olduğu kat, üst dönemlere göre epeyce az kişi olduğumuzdan genelde sessiz olurdu. Fakat bugün Mane'deki kalabalık günlerimiz gibi hareketli ve sesliydi. Sadece ben gittiğim yerlere sessizliği götürüyordum. Armamı fark eden nullalar gülüşlerini, sohbetlerini yarıda kesip arkamdan fısıldamaya başlıyordu. Herkes bana ve armama bakıyordu. Birkaç gün önce hiçbir anlam ifade etmediğim bu kişiler şimdi şaşkınlıkla beni izleyip benden korkuyorlar hatta bana saygı gösteriyorlardı. Yolumdan çekilip bana yer verirken takılıp düşen birkaç kişi bile olmuştu. Bir armanın popülariteye katkısının bu kadar fazla olması şaşırtıcı ve tuhaftı. Yine de bu saygıyı, korkuyu, merak edilmeyi bana karşı değil de gücüme karşı hissetmeleri sinirimi bozuyordu. Onlar için 'Quem' hiçbir anlam ifade etmiyordu.

MixtaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin