XXXVI - Veda

2.6K 329 5
                                    

"Kes şunu, Rebel!" Ira'yı ilk defa eksik katlar dışında bir yerde görüyordum.

Çember şeklindeki kalabalığı aşıp gördüğüm sahnenin trajedisi ve tuhaflığıyla sarmalanırken şaşkınlıktan öylece kalakalmıştım. Çaresiz bir şekilde kanlar içinde yerde yatan kişi, Aliud'tu. Bilinçsiz bir şekilde başı Alea'nın dizlerinin üzerinde benzetmekten korksam bile kelimenin tam anlamıyla ölü gibi yatıyordu. Alea ise ağlamaktan ve çığlıklar eşliğinde yardım istemekten yorgun düşmüş gibiydi. Buraya kadar her şeyin bir açıklaması olabilirdi. Olayların miladı anlatılsa bir şekilde her şeye kılıf uydurabilir, bütün bu saçmalıklara mantık çerçeveleri yerleştirebilirdim. Evet, yapabilirdim şayet onların karşısında nefret dolu gözlerle bakan Rebel olmasaydı. Hangi tarafın, hangi amaçla, ne uğruna, nasıl böyle bir iğrençliğe göz yumduğunu ve buna hangi nedenleri sunacağını, bu çirkinliği ne tür bahanelerle örteceğini merak ediyordum. Kimdi bu sahnenin kurucuları? Daha katılalı bir gece olan ve evim gibi gördüğüm, içinde bu hayatta güvenebildiğim nadir kişilerin de bulunduğu Ad-Hoc mu? Yoksa her fırsatta beni arkamdan bıçakladığını düşündüğüm grubumun sessiz, zararsız ve belki de içlerinde bana en dürüst gelen ikilisi mi?

Burada, şimdi, katili oynayan benim yandaşım ve mağdur olan benim karşıtımken, böyle varsayılıyorken, ben aksine düşmanımın önüne geçip onları korumak istiyordum. Onların karşısında olan Rebel değil de Quae ya da Ira olsaydı yine böyle hisseder miydim, bilmiyorum. Onlara karşı çıkmaya cesaret edebilirdim belki, fakat onlara karşı çıkmak onların düşüncelerinin aksini iddia etmek demek oluyorsa sanırım durup bir düşünürdüm, benim göremediğim neyi gördüklerini. Rebel için aynı durum geçerli değildi. Bu kız öfkesinin ona söylediklerini yapıyordu. Nefretle sarmalanmış esir olduğu bütün o karanlık duyguları sürekli olarak yaşıyor ve kendine bitmek tükenmek bilmeyen savaşlar yaratıyordu. Ya da belki de her şey bunun tam aksiydi. Belki de burada bulunmasının, bunları yapmasının sebebi Ira'nın ondan istemesiydi. Hatta belki de her şey Quae ve Ira'nın onayıyla gerçekleşiyordu, dahası her şeyi onlar tasarlamış bile olabilirdi ve ben biraz önceki hareketimle onları da karşıma almış olabilirdim. Tıpkı şu an Rebel'i karşıma aldığım gibi...

Rebel, Alea'nın üstüne yürümeye başladığı sırada, Alea kalabalıkta beni bulmuş, gözleriyle adeta bana yalvarmıştı. Aslında bunu yapmasına da gerek yoktu. Çünkü ben çoktan kararımı vermiş ilk adımımı atmıştım. Her ne olursa olsun bana yanlış gelen şeyin karşısında duracaktım. Quae ve Ira, hatta Fons ve Amentes beni tanıyorlardı ve böyle bir durumda bunu seçeceğimi kesinlikle bilirlerdi. Bu yüzden kesinlikle beni bu iğrenç durumun içine sürükleyecek herhangi bir hamle yapmayı düşünmezlerdi. Çok da kafa yormama gerek yoktu. Bunu yapan Ad-Hoc olamazdı.

Rebel karşısında beni gördüğünde kısa bir an için duraksasa da çok geçmeden daha da öfkeli gözlerle bu sefer benim üzerime doğru yürümeye başlamıştı. Rebel'in gücünü bilmiyordum. Bu da ona karşı nasıl savaşacağımı bilmediğim anlamına gelirdi. Savaş tekniklerinde öğrendiğimiz kadarıyla birinin gücünü bilmiyorsak her zaman ilk hamleyi biz yapmalıydık ve bu hamle öldürücü olmalıydı. Çünkü karşımızdaki bilmediğimiz güce bir şans verirsek bu durum yüzde doksan ihtimalle bizim ölümümüzle sonuçlanırdı. Her şey bu kadar basitti aslında. Tek bir hamle ve daha sonra o hamlenin sonuçları...

Bir arkadaşı öldürmenin damgası ve tıpkı Ira'nın yaşadığı gibi bir hayat... Şimdi sanki Ira'yı çok daha iyi anlıyordum. Belki de o da böyle bir durumla karşı karşıya kalmıştı. Belki de çok daha acımasızıyla... Seçeneklerinin hepsi seçemeyeceği, düşünemeyeceği, tenezzül bile etmeyeceği kadar kötüydü ve yapabildiği sadece kötünün hafifletilebilir azaplı olanını seçmekti. Şu an bir hamle yapıp Alea ve Aliud'u korumak, Rebel'i bu uğurda kaybetmek, güçlü ve cesur birinin yapabileceği bir şeydi. Tıpkı Ira'nın yapacağı cinstendi. Buradan kaçmak ve her iki tarafı da kendi halinde bırakmak, korkak ve umursamaz biri için iyi bir seçenekti. Bunu yapmayacağımı zaten Rebel'in önüne geçerek kanıtlamıştım. Benim seçeneğim ise genelde acizlerin ya da kahraman olmaya çalışanların seçeneğiydi. Rebel'in dinleyeceği biri gelene kadar kurban rolünü üstlenmek, belki de bu uğurda kendini feda etmekti. Ben bu üç yolda hiç düşünmeden bunun üzerinde yürürdüm.

MixtaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin