XL - Emanet

2.9K 293 46
                                    

Nil / NOCTE – Yakın Gelecek

Söyleyebileceğim fazla bir şey yoktu vedaları sevmezdim. Böyle çarpık olayların sonuçları olan vedalar ise bana hep katlanılmaz gelirdi. Annem de böyle aniden, tuhaf ve çocuk yaşta anlamlandıramadığım sebeplerle gitmişti. Onu kaybetmeye de tıpkı şimdi olduğu gibi hiç hazır değildim. Tepkisizliğimin ardında fırtınalar koparken ona da söylemek istediklerimin yarısını bile söyleyememiştim. Hatta hiçbirini...

Aslında düşününce annem bile tam olarak bana ait değildi, değil mi? Hatta ben onun çocuğunu zehirleyen, kötü biriydim. Bu şekilde beni sevmemesinin nedenini de anlayabilirdim.

Şimdi karşımda duran çocuk ise farklıydı. Ona söylemek istediklerimi söyleyecektim. Eğer giderse herhangi bir pişmanlık hissetmeyecektim. Bana verdiği değer ya da saygıyı ben de ona gösterecektim. Kelimelerimi doğru seçemesem bile nefesime sadece düşündüklerimi katacaktım. Çünkü onun bana karşı her zaman dürüst olduğunu hissediyordum. Öyle ki bazen canımı yakacak kadar ve ben aşılmaz duvarlarında bana bir çatlak yaratıp oradan içine, hayatına sızmamı sağlayan bu çocuğa; cevaplarının canımı yakacağını bildiğim sorularımı yine de soracaktım.

"Eksik katlarda oda arkadaşın benim, unuttun mu? Hücreni benimle paylaşmıştın. Zehirli bir hücreyi bana oda yapmıştın." Her zamanki gibi karşımda dim dik, kendinden emin duruyordu. Söyleyeceklerine en başta kendisi, yüzde yüz inanıyor gibiydi ve bu da karşısındaki kişide ona koşulsuz güvenme isteği uyandırıyordu. Herkese karşı mesafesini koruyup ilginç bir şekilde herkesi kendine bağlıyordu. Bütün suratsızlığının ve soğukluğunun ardında, hepimize buzdan bir kalkan örüp sıcaklığını bize veriyordu. Aslında bu yüzden soğuktu ve bu yüzden soğukluğu yanlış anlaşılıyordu.

Bunları bilmeme rağmen onun karşısındayken ben bile korkuyordum. Belki de onu son görüşüm, onunla son konuşmam olacaktı. Sözlerinin gerçekliğini, ondan duyacağım son kelimelerin beni alt üst edecek kadar acımasız olacağını bilmek, beni korkutuyordu.

"Bütün doğruların yalan, yalan yanlış bildiklerin doğru, Quem. Eksik katlarda senin için oda hazırlayan ben değilim. Bütün bir hücreyi, seviyorsun diye beyaza boyayan ben değilim. Dolabıma sana uygun kıyafetler yerleştirip senin için özel olarak Amentes'ten micontlar isteyen de ben değilim. Herkese karşı açık ve anlayışlı olmaya çalışırken neden sadece ona bakarken kör olmaya çalışıyorsun?" Bu sözleri duymadığım sadece Ira kalmıştı. Demek Ira bile böyle düşünüyordu. Gerçekten ona haksızlık ediyor olmalıydım.

"Quem, bundan daha önemli bir şey var. Gücünü sürekli olarak eğit ve onu kullan. Hükmetme konusunda çok zayıfsın. Fiziksel ve kimyasal birçok olayı tetikleyebilirsin. Bunu unutma."

"Ira, gücümün hala %97'sini mi bilmiyorum?" Gülümsedi.

"%96" Sanırım Ira'dan bunu duymak bile benim için büyük başarıydı

"Herkes dağılıyor, Ira. Bundan sonra ne olacak?"

"Kaos, savaş, kayıplar ve acılar... Bundan sonra sadece bunlar olacak."

Nil / NOCTE - An

Toplantı salonunda Cura ve Amor'u görmek hepimizi epeyce şaşırtmıştı. Böylece örgütü öğrendiklerini biliyorduk. Örgütün yerini ve o örgütte kimlerin olduğunu öğrendiklerini de biliyorduk. Asıl soru şuydu sanırım; argentum bir eşyaları olmadan bu iki sıradan nulla nasıl Ad-Hoc'un sarmaşıklarla süslü gizli kapılarını aşabilmişti? Bize ihanet eden kimdi?

Toplantı salonu, tarihinde belki de ilk defa bu kadar sessiz bir anı yaşıyordu. Quae'nin tatlı bir şekilde yüzünü buruşturduğunu görünce istemeden de olsa kıkırdamıştım. Amor'dan ciddi anlamda nefret ediyordu. Yeşil gözleri sesimi duyup beni bulduğunda bana istekle bakmaya başladı. Annesinden şeker isteyen bir çocuğun masum bakışlarıyla eş değer tutulabilirdi. Fakat bu bakışların sahibi herhangi bir çocuk değil de Quae olduğu için beni bile epeyce etkiliyordu. Beni kaybetmekten deli gibi korkuyordu ve bunu bana her an gösterecekti ta ki ben ona 'kendimi senin için feda etmeyeceğim' diyene kadar. Ben ise ona karşı kaybedip bu sözleri söylemekten korkuyordum ama bu gece kaybeden hepimiz olacaktık. Belki de benim yokluğum bunun karşısında bir hiç sayılacaktı.

MixtaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin