Sacra / SBAM – Geçmiş
Cardinem endişeli adımlarla Cura'nın odasından çıktı. Her ne kadar kendini sakinleştirmeye çalışsa da gerginliğini üzerinden atamıyordu. Quae'nin deneyleri sırasında hiç kimse onunla muhatap olmamıştı. Sanki onun babası burada bir bilim adamı olarak tutulmuyormuş gibi davranılmıştı. Bu yüzden de SBAM kurallarına göre kendi çalıştığı bir deney ya da çalışma olmadığı için Cardinem Quae'nin deneylerinden hiçbir zaman bilgi alamıyordu. Ona ne yapacaklarını, ne yaptıklarını öğrenemiyordu. Aynı şekilde onu kurtaramıyordu.
Quae güçlü bir çocuktu. Her zaman öyleydi. Çaresiz kaldığı bir durumda etrafına duvarlar örer ve en güçlü şekliyle dim dik dururdu. Ancak Cardinem artık o duvarların erimeye başladığının farkındaydı. Gözlerinin rengi solmuş, ağzından çıkan kelimeler yaşama isteğini kaybetmişti. Ölmeyi bekliyor gibiydi. O da babası gibi düşünüyor olmalıydı bir mixta olarak tek kurtuluşu ölüm olmalıydı.
"Deneğin ikna kabiliyeti sadece canlılar üzerinde sınırlı kalmıyor. Son birkaç aydır deneğin gücünün sınırlarını öğrenmeye çalışıyoruz ve çalışmalarımızın sonucunda dikkat çekici, önemli veriler elde ettik. Deneğin bu zamana kadar kaydı tutulmuş, güçleri incelenmiş ve yok edilmiş bütün mixtalardan daha güçlü olduğunu kanıtladık. Sacra'nın yöneticisine elde ettiğimiz verileri gönderdiğimizde ilgisini çekti."
Cardinem adamın son sözleriyle bir adım daha atamadı. Kalbi hissedeceği kadar hızlı atmaya başlamıştı. Bu en kötü senaryoydu. Ölmek artık Quae'nin en iyi seçeneği olmaktan çıkmış tek seçeneği haline gelmişti. Eğer gücü Tempus'un yani Sacra'nın yöneticisinin ilgisini çektiyse, o adamın düşüncelerinin içine sızabilecek büyüklükte bir güçse Quae'yi ölümden çok daha beter şeyler bekliyordu.
"Denek şimdiye kadar ki bütün isteklerimize yanıt verdi ve sözümüzden çıkmadı." Cardinem 'Kim bilir onu neyle tehdit ediyorsunuz?' diye düşünürken gitmek üzere oldukları yerin neresi olduğunu fark etti. 1001. laboratuara doğru ilerliyorlardı. Mixtaların yok edilme işleminin gerçekleştiği yere doğru... Cardinem şaşırmıştı. Düşündükleri doğru değil miydi? Onu gücü için yaşatıp ona hayatı boyunca işkence etmeyecekler miydi? Aksine Cardinem'in kurtuluş olarak gördüğü gibi onu öldüreceklerdi. Nasıl olurdu bu? Cardinem oğlunun kurtuluşu olacak şeye kendini hazır hissetmiyordu. Gözlerinin önünde onun nefes alışının durması, o güzel yeşil gözlerini bir daha göremeyecek olması gerçeğiyle savaşamıyordu. Belki de hatalıydı. Belki de Quae yaşarsa bir şekilde bunların hepsinin üstesinden gelebilirdi. Cardinem kendi düşüncelerinin çıkmazına sürükleniyordu. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmiyor, Quae için en iyisini seçemiyor, olasılıkların sonuçlarını hesaplayamıyordu. Bir baba olarak hayatında ilk defa kendini bu kadar güçsüz ve çaresiz hissediyordu.
"Aynı şekilde deneyler boyunca hiç kimseye zarar verecek bir eylemde bulunmadı. Duygu kontrolü çok güçlü ve düşüncelerinin okunması çok zor. Uyarılara yanıt veriyor. Yaşamsal faaliyetleri düzenli. Bütün bu iyi ve düzenli verilerin sonucunda istediklerimizi yapacağına, Sacra için çalışabileceğine nerdeyse emindik. Fakat deneylerin son aşamasında ufak bir sorunla karşılaştık."
Cardinem bu işkenceye daha fazla katlanamıyordu. Oğlunu da alıp bu lanet olası yerden gitmek, kurtulmak istiyordu. Kendi evini, ailesini, Nil'i özlemişti. Uçurumları ve karanlığı... Nocte'nin ihtişamını ve eğitim vermeyi özlemişti. Mesleğini özlemişti. O çocukların arasında olup onların saygıyla önünde eğilmelerini ve her seferinde onlarla dalga geçip onları kızdırmayı özlemişti. Tatlı bir docetti ve bütün küçük nullalar onu severdi. Cardinem de onlarla olmayı seviyordu. Siyah duvarlara sarılı gümüş sarmaşıklarla bir sır gibi sakladıkları Ad-Hoc'u, oradaki ailesini de özlemişti. Dostlarını, yoldaşlarını, amaçları için omuz omuza verdiği, güvendiği kişileri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mixta
FantasyBu evrende varlığın bir şekilde kabul edilir. Mixta olduğunu herkesten sakla.