Sacra / SBAM
"Onu daha fazla burada tutamayız."
"Bu kararın Tempus'a ait olduğuna biliyorsun. O istediği sürece bu şey burada kalacak."
Dışarıda bir kez daha hareketlenme oldu ve bu sefer konuşan kişi diğer iki adam değildi.
"Ona 'şey' demekten vazgeçin."
◆
Nil / NOCTE
"Bu sadece gücünüzün ne olduğu ile ilgili değildir. Etki ettiği alan, kullanabilme süreniz ve şekliniz, yönetme kapasiteniz gibi birçok şey incelenmektedir. Bu yüzden Mane'deki ilk günlerinizde çeşitli, kişisel testlerden geçtiniz." O zamanları hatırlıyorum. Tek kişilik küçük odalarda tutuluyorduk. Kendimi suçlu gibi hissetmişitm ve gücümü kullanmak zorunda kaldığım birçok şeyle karşılaşmıştım. Hoş anılar değildi.
"Yakın bir zamanda armalarınızı alacaksınız. İlk dersimize başlayalım, bu gece sadece tanımların üzerinde duracağız."
Devamıysa sıkıcı bir yığın bilgiydi...
Uygulama eğitim salonundan ayrılırken Cura'nın benimle gelmeyeceğini anladım. Benden mümkün olduğunca uzakta durdu ve gözlerini kendiyle savaş vererek kaçırdı. Küçük bir çocuk gibi davranıyordu. Bu meseleyi daha sonra halledecektim.
Zihnimdeki belirsiz bir yön bulma dürtüsüyle kendimi altıncı kattaki büyük kütüphanenin girişine getirebildim. Quae'yle karşılaştığım gecenin aksine biraz kalabalıktı. Alfabetik, kronolojik, konularına göre ve daha birçok anlayamadığım farklı düzenlerle yerleştirilmiş kitapların içinde kaybolmaya başladım. Birkaç saat sonra neredeyse vazgeçecektim ki rastgele çektiğim bir kitabın üzerinde 'Semboller ve Motifler' yazısını gördüm. Tavandan yere kadar uzanan camların önüne yerleştirilmiş büyük masalardan kimsenin olmadığı bir tanesini gözüme kestirdim. Camın kenarındaki sandalyeyi çekip oturmak üzereyken karşımda benimle eş zamanlı oturan tanıdık bir yüz gördüm.
"Affedersin, fark etmedim Quem. Yalnız kalmak istiyorsan başka bir yere geçebilirim." Karşımda daha adımı bildiğine hayret ettiğim kişi Mane'deyken hiç konuşmadığım havalı ve herkesçe tanınan popüler biriydi. Şaşkınlığımı gizleyip gülümsemeye çalıştım.
"Önemli değil Amor. Sonuçta aynı anda oturduk." Onun da elinde kalınca bir kitap vardı ve kitabın üzerinde 'İmperium' yazıyordu.
"Ulcus'ların Mane'e geldiği zamanları anlatan tarihi bir kitap. Ailemden birini bir Ulcus'un verdiği kararla kaybettim." Ne diyeceğimi bilemiyordum. İlk defa konuşuyorduk ve o benimle daha ikinci cümlesinde özel hayatıyla ilgili büyük bir bilgi paylaşıyordu.
"A şey tekrar özür dilerim seni zor bir durumda bıraktım. Kitaba baktığını görünce açıklama yapmak istedim. Sen ne okuyorsun peki?" Konuyu değiştirmesine üzülerek ve sevinerek onun hızına ayak uydurmaya çalışıyordum. Kitabı kaldırarak adını gösterdim.
"Dolabımın üstündeki sembolleri merak ettim aslında." Onun nedenlerinin yanında benimkisi gülünç kalsa da buna aldırmıyormuş gibi görünüyordu.
"Araştırmanın önüne geçmek istemem ama o kitapta bulabileceğini sanmıyorum. Fakat ben sana o sembollerin ne olduğunu söyleyebilirim." Yüzüne yerleşen şakayla karışık şeytani gülümsemesinin altında neler yattığını düşünmemeye çalışarak meraklı bir tavırla ona bakmaya başladım.
"Sevindim. Bu karmaşık yazıları okumaktansa birinden dinlemeyi tercih ederim."
"Fakat karşılığında senden bir şey isteyeceğim." Evet, şimdi o gülüşün sebebini anlamaya başladık.
"İsteğin ne peki?"
"Önce anlatmayı tercih ederim. Böylece sen de bana karşı kendini borçlu hisset ve dileğimi geri çevirme." Tam itiraz cümlelerini sıralayacakken benim konuşmama fırsat vermedi.
"O semboller bizden önceki nullaların kendi güçlerine buldukları şekiller. Benim dolabımdaki sembollerden biri ellerinde ve beyninde ipler olan bir kukla mesela. Bundan da benden önce benim yatağımda kalan çocuklardan birinin bununla ilgi bir gücü olduğunu anlıyorum. Bunun gibi bir şey işte ve sen de bir kereliğe mahsus o dolabın üstüne gücünle ilgili bir sembol çizebiliyorsun. Bu yüzden güzel ve pişman olmayacağın bir şeyler bulmaya çalış." Gerçekten hiç beklemediğim bir cevaptı ve bir şekilde bu ritüel hoşuma gitti. Odama gidip o sembolleri tekrar incelemek istiyordum ama tabii ki Amor'a borçlanmıştım ve o bana gittikçe büyüyen bir gülümsemeyle bakıyordu.
"İsteğim ise bundan sonra yemek saatlerinde bizimle yemek yemen ve tabii arkadaşın Cura da gelebilir." Aramızı düzeltebilirsem gelir elbette. Bu durum Mane'deki gibi kaçıp bahçede yemek yiyemeyeceğimiz anlamına geliyordu. Yine de sanırım olayın ilginç tarafı da buydu; Mane'deki gibi bahçede yemek istemiyordum. Nocte'deyken herkesle birlikte bir şeyler yapmak istiyordum.
"Bilgiler ve teklifin için teşekkür ederim. Hatta hayatına dair önemli bir şeyi benimle paylaştığın için de teşekkür ederim. Şimdi odama gidip o sembolleri incelemek istiyorum." Hızlıca toparlanıp masadan kalktım ve gitmeden önce bir kez daha Amor'a baktım. Hala gülümseyerek beni izliyordu.
"Yemek saatinde görüşürüz." Başıyla onaylayan hafif ve havalı bir hareket yaptı ve ben de hızlıca üçüncü kata, odama doğru ilerledim.
◆
"Bu gece sessizsin." Bunu Quae için yaptığını bilmek beni sinir ediyordu. Bütün bu nullaların bana karşı davranışlarını şekillendiren kişinin ben değil de Quae olması yanlıştı. Ben bendim ve benim kararlarıma karışma hakları yoktu. Özellikle de benim onunla olan ilişkime göre beni yargılayamayacaklarını biliyordum. Eğer bunu yapan en yakın arkadaşımsa bu konuyu onunla konuşup çözmeye çalışabilirdim. En azından bir kere dahi olsa bunu yapmalıydım.
"Evet. Sen de öyle." Kızgın ve her zamanki gibi tatlı gözüküyordu ve ben onun bu haline gülünce o da gülmeye başladı.
"Şu konuya açıklık getirelim Cura. Tamam, Quae'den hoşlanabilirsin ama bilmelisin ki ben ondan çocukluğumdan beri nefret ediyorum. Bu yüzden ona şefkat göstermemi bekleme. Ona karşı hissettiğin duygulara beni karıştırma. Anlaştık mı?" Karmaşık bir yüz ifadesiyle kafasını onaylarca sallasa da hala mutsuz gözüküyordu.
"Quem. Nocte'de de yemek kaçırabilir miyiz ki?" Bu ani konu değişimi beni bir kez daha güldürdü.
"Evet, biz yaramazlar ekibi istersek burada da yemek kaçırabiliriz ama hayır kaçırmayacağız. Birine birlikte yemek yiyeceğimize dair söz verdim." Gözlerindeki parıltılardan ve meraklı bakışlarından neyi soracağını biliyordum.
"Amor." Bunu söylememle koridorun ortasında çığlıklar atıp dans etmeye başladı. Ben ise rezil olmamak için adımlarımı hızlandırmaya başladım.
◆
Yasa XIII: Sacra nullaların güçlerini SBAM'da (Sacra Bilim ve Araştırma Merkezi) araştıracaktır.
Yasa XIV: Ulcus haricinde hiçbir nobile Nil'e gidemez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mixta
FantasyBu evrende varlığın bir şekilde kabul edilir. Mixta olduğunu herkesten sakla.