Merhabalar, merhabalar ✨
Bölüme geçmeden önce sol alt köşedeki yıldızınızı parlatmayı 🌟 ve beni takip etmeyi lütfen unutmayınız 🙏
İyi okumalar ✨
🍇 🍇 🍇
Seza Samyeli
Telefonunu kapatıp kenara fırlattım. O kız her kimse beni delirtiyordu. Ona her ne kadar belli etmesem de beni korkutuyordu.
Ailemin bütün her şeyi onun tek parmağının ucundaydı. Bütün itibarım, şerefim her şey onun iki dudağının arasındaydı. Ne yapacağımı nereye gideceğimi hiç bilmiyordum.
İşi şakaya, gırgıra vurmaya çalışıyordum ama bir yandan da içim içimi yiyordu.
Dediklerinde ve söylediklerinde sonuna kadar haklıydı. Benden ilk önce huzurumu alacağını söylemişti ve yapmıştı da huzurumu tamamen benden almıştı. Sürekli içimden kuruyordum, onun kim olduğunu düşünüyordum, bana neler yapabileceğini düşünüp duruyordum.
Her yerde beni izliyor izlenimine beni o kadar inandırmıştı ki her sokak başında dönüp arkama bakıyordum. Huzur diye bir şey bırakmamıştı bende.
Sonra benden uykularımı alacağını söylemişti ve bunu da yapmıştı. Uykularımı da aynı huzurum gibi benden söküp almıştı. Uyuyamıyordum bunu her ne kadar ona göstermemeye ve belli etmemeye çalışsam da kendime yalan söyleyemezdim.
Her gece rüyamda başka bir kabus görüp kan, ter içerisinde uyanıyordum. Nefesimi kesiyordu gördüğüm rüyalar. Beni yavaş yavaş yok ediyordu. Bir uçurum vardı ve o kız dediği gibi beni yavaş yavaş itiyordu uçurumdan aşağıya. Ayaklarım yerde her ne kadar o uçuruma yürümemek için direnmeye çabalasada olmuyordu. Kendi bedenime hükmedemiyordum.
Onu o gün, evime getirmemde ki bir başka neden de onun kim olduğunu öğrenmekti ama onun böyle dövüştüğünü bile bilmiyordum.
Ona ne yaptığımı, onun gibi bela birisine nasıl bulaştığımı düşünüyordum ama bir türlü bulamıyordum.
Benimle oyun oynuyordu. O oyunu ne kadar oynamak istemesem de beni zorla oynatıyordu. Bana mızıkçılık hakkı bile vermiyordu. Oyundan çıkma hakkım bile yoktu. Bu oyunu o da her ne kadar oynamak istemese de oynuyordu. Kendisiyle beraber bana da acı çektiriyordu.
Bana fotoğraf ve günlük sayfaları bırakıyordu. Onlarla bana anlatmaya, beni delirtmeye çalışıyordu. O çatıda okuduğum günlük sayfasından sonra bir daha başka günlük sayfasını okumadım.
Her ne kadar inkar etsem de doğruydu, hatırlıyordum. Benim her ne kadar unutmaya çalıştığım olayı, gelip bana hatırlatıyordu. Beni oradan, oraya sürükleyerek bir şeyler gösteriyordu.
Hayır o günlük sayfalarını okumayacaktım. O bana bıraktığı anlamsız resimlere bakmayacaktım.
Öfkesinin ateşi gözünü o denli bürümüşki, o ateşle beraber yandığında bihaberdi. O ateşle beni de yakacaktı. Kendisi yanmıştı, beni de yakacağını söylüyordu.
Ben ölürsem ya da ruhen ölürsem, bana öyle söylüyor, küllerinden yeniden doğacağını söylüyor.
Daha fazla düşünmedim, onu düşünmemek adına aklıma Papatya'yı getirdim. Ona adını ben vermiştim. Belki şu ana kadar delirmememdeki en büyük etki o'ydu. Onun düşüncelerinden kaçmak için ben Papatya'ya sığındım.
Onun gözlerini, yüzünü, ellerini aklıma getirdim. O kız bana acı çektiriyordu, Papatya'yı düşünmek ise bana kendimi iyi hissetmemi sağlıyordu.
Belki de ona bu denli bağlanmamın sebebi de o kızdı.
Yüzümü avuçlarımın içerine aldım. "Düşünme, düşünme, düşünme..." diye tekrar ettim kendimi.
Düşündükçe kafayı yiyiyordum ve o da bunu istiyordu kafayı yememi. Sanırım yedirmişti de bilmiyorum. Böyle durduk yere etrafa saldırıyorum, hiç bir şey olmadığı halde başka birisine bağırıyorum. Ondan çıkarmak istediğim bütün sinirimi hep başkalarından çıkartıyordum ve bu da bir huzursuzluk olarak ekleniyordu.
Banyoya gidip yüzüme su çarptım. Sonra bir kere daha, sonra bir kere daha. Su biraz beni dizginliyordu, beni ferahlatıyordu. Biraz kendime gelmemi sağlıyordu. Kenardaki havluya uzanırken aynada kendimle göz göze geldim. Yüzümdeki su damlaları, boynuma doğru yol izliyordu. Bu korku dolu kahve gözler bana ait değildi. Hayır aynadaki korkak ben değildim.
Ne kadar korkmuyorum desem de yalan söylüyordum. Ondan, hiç kimseden korkmadığım kadar korkuyordum. Deli gibi korkuyordum. Rüyalarımda hep başka suretler olarak beni rahatsız ediyordu.
"Düşünme, düşünme, düşünme." diye bir kere daha tekrar ettim. Bazen saatlerce bu kelimeyi tekrar ediyordum ama hayır yine kafamın içerine kanser hücresi gibi sızıp beni yok etmeyi başarıyordu.
Bu aynadaki korkakla daha fazla göz göze gelmek istiyordum. Aynaya var gücümle yumruk attım. Parçalara ayrıldı. Elimden anında kan damlaları damlamaya başladı. Bana ruhen zarar verdiği gibi fiziksel de zarar veriyordu. Suyu bir kere kadar açıp elimi suyun altına tuttum. Kırık cam parçalarında yüz parçaydım şimdi. Buradan bir an önce çıkmam gerekiyordu.
İlk yardım çantasını alıp odaya geri döndüm. Elimin içindeki cam parçaları parıldıyordu. İlk yarım çantasından çıkardığım cımbız sayesinde elimdeki küçük cam parçalarının hepsini çıkardım. Üzerine bir şey sürme zahmetine girmeden gazlı bezi etrafına doladım, doladım, doladım.
Düşünceler yine aklıma hücum edince gazlı bezi ne kadar sardığımdan bile bihaberdim. En son gazlı bezin sonu da elimden gidince kendime geldim. Elimin üstünde şimdi kocaman tabaka olan gazlı bez vardı. Kafamı duvara vurmamak için kendimi zor zapdediyordum. Fazla sardığım gazlı bezi geri açtım, kesmek için ilk yardım çantasında makas aradım ama bulamadım.
Bir anlık boşlukla yatağımın baş ucundaki komodinin çekmecesini çektim, o ara onlarla göz göze geldim. Günlük sayfaları ve fotoğraflar. Aklımda makas bulmak fikri havaya uçtu. Sadece onlara baktım.
Elimi onlara doğru götürdüm, son anda elimi zap edip almaktan vazgeçtim. Hayır onları okuyamazdım. Bu benim sonum olacaktı, bunu hissediyordum. Bu yüzden onları okumak bana yasaktı.
Çekmeceyi sert şekilde kapattım. Onu bir anda anlamak, benden ne istediğini öğrenmek istiyordum. Ama içimdeki ses bunların benim sonumu getireceğini haykırıyordu, bu yüzden yapamıyordum. Onları okuyamıyordum
Yatağa cenin pozisyon uzanıp, yorganı yarı üzerime çektim. Kafamdaki Düşünceler beni Uçuruma her dakika daha çok yaklaştırıyordu.
Gözlerimi sımsıkı yumdum. Belki uyumuş numarası yaparsam, kafamdaki bitmek bilmez düşünceleri kandırabilirdim. Ama kanmadılar daha çok etkisi altına aldılar beni ve ben yine uyuyamadım.
Bir önceki gece de uyuyamamıştım, emindim ki yarın akşam da uyuyamayacaktım.
🍇 🍇 🍇
Bölüm sonu 🎉
Seza'nın ağzından olan bölümü nasıl buldunuz? Peki düşünceler? Hemen yorumlarınız Alayım bu satırın altına.
Ben kaçıyorum sizde lütfen 🙏 bölümü oylamayı 🌟 ve beni takip etmeyi lütfen unutmayınız.
Sevgilerimle 🐢
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzümlükek | Texting (TAMAMLANDI)
General Fiction~~TAMAMLANDI ~~ ✔️✔️ Üzümlükek: Cedric'in, Chen'e neden üzümlü kekim dediğini biliyor musun? (00.01) Üzümlükek: Tabi ki de bilmiyorsun. (00.01) Üzümlükek: Çizgi film yerine aksiyon filmlerini tercih ettiğini en iyi ben biliyorum. (00.02) Üzümlükek:...