51.Bölüm

1.9K 183 26
                                    

Merhabalar, merhabalar ✨

Bölüme geçmeden önce sol alt köşedeki yıldızınızı parlatmayı 🌟 beni takip etmeyi ve bol bol yorum 💬 yapmayı lütfen unutmayınız 🙏

İyi okumalar ✨

🍇 🍇 🍇

"Neymiş ben onu terketmişim. Bak nasıl da gülüyorum ama. Ben onu terketmişim. Sen kimsin lan? Hayatımda hangi vasıfla yer alıyorsun da ben seni terkediyorum. Git de onun kafasını kırma."

Konuşa konuşa kendime güzel bir sofra çıkardım ortaya. Çay bardağına sıcak demli çayımı döküp konuşmaya devam ettim.

" Senin için kafamda o kadar çok işkence planı var ki yani bunlar Çin işkencelerinde bile yazmıyordur. Eminim ki yazmıyordu. Sen beni nasıl bir psikopat yaptın anlamıyorum."

Bir tane zeytin ağızıma atıp çekirdiğini ağızımdan çıkardım. "O kafanı morartan kişinin ellerine sağlık. Keşke bana da haber verseydi de gelip senin ağzını, burnunu dağıtsaydım."

Üstünden dumanı tüten sıcak çayımdan bir yudum alıp bu sefer peynir ağızıma attım.

"Seni ıslak havlunun içeresine sabun koyup sabaha kadar dövmek gerek. O zaman belki adam olursun."

Aklımdan bir an ıslak havlunun içeresine sabun koyup dövmek fikri geçti. Tanrım bu vahşet olur. İstemsiz şekide sırıtmaya başladım.

"Evet evet bu fikir çok iyi. Hatta kafanı sıfıra vurup, kafana hayvan derisi geçirip, kızgın güneşin altına bırakmak var."

Bu Çin işkencelerin bir başkasıydı. İnsanların delirmesi ve ölmesi için başka bir yoldu.

"Seninle o dönemlerde yaşasaydık gör bak bakalım seni nasıl da her gün öldürüyordum ama ne yazık ki seninle bu dönemde karşılaştık. Kelebeğin bile intihar ettiği çağda. Olsun ben her şeye rağmen seni yok edeceğim.

" Ay bir de hastaymış. Kıyamam. Bak hasta olmuş bir de rayların üzerinde yatmış. Ben senin ağzına sıçayım. Sen kim köpeksin lan?" sesim evin içinde yankı yapınca hemen sustum. Ne ara bu kadar yükselmiştim. "Tamam sakin kalıyoruz ve bağırmıyoruz."

Ağızıma bir zeytin daha attım. "Şerefsiz, adi." diye hırsla ona söylememe devam ettim. "Bir de iyimiş gibi görünmeye çalışıyor. Lan sanki bok gibi olduğunu bilmiyoruz. Sanki ne halde olduğunu görmüyorum."

Çayımdan bir yudum daha aldım. Sinirden ellerim ve dizlerim titriyordu. "Seni daha beter yapacağım. Neymiş çok güzel uyumuş. O eve sanki nasıl gittiğini görmedim, sanki akşam uykundan nasıl kabuslar ile uyandığını görmedim. Sanki rüyanda neler söylediğini duyamadım." o gidene kadar orada kalmış onu izlemiştim. En son ayağa kalkıp evine gitmişti. Onu evine kadar izlemiştim hatta evine rahatlıkla girmiştim.

Gece boyu uykusunda o kadar konuşup o kadar uyanmıştı ki ama hep benim adımı sayıklamıştı" Üzümlükek." diyordu sürekli.

"Benden korktuğunu, ondan uzak durmam gerektiğini, onu delirttiğimi söylüyordu." Bu kadarını görmek bile bana yeterince mutluluk vermişti. Çünkü onu yok ettiğimin farkındaydı.

"Direniyorsun. O günlük sayfalarını okumamak için o fotoğraflara bakmamak için direniyorsun ama onlara bakacaksın. İstersen de istemesen de onlara bakacaksın ve hepten yıkılacaksın." ağızıma domates attım sonra hemen peyniri. İkisinin tadı birbirine karşında çok güzel oluyordu. Sanırım çocukluğumdan beri değişmeyen tek şey bu oldu domatesle beraber giden peynirin güzel tadı.

" Şerefsiz bir de ailesini yurt dışına göndermiş. Piç kurusu ne de olsa ne yapacağımı çok iyi biliyor. Ama kaçsınlar benim için hiç önemli değil, onların itibarını yok ettikten sonra ellerinde hiç bir şeyleri kalmayacak." önlerinde saygı ile eğilen adamlar gidip yüzlerine tükürecekler. Bunu başaracaktım. Bunu yapacaktım. Kendim için, onun için yapacaktım.

" Başaracağım. " dedim." Başaracağım ve mutlu olacağım. Sonsuz mutluluk. Deniz kadar özgür, gökyüzü kadar huzurlu olacağım. Bana bağlı paslı zincirlerden kurtulacağım. Her biri teker teker kırılacak. Geriye sadece ben kalacağım." bardağın dibinde kalan son çayı da mideye indirdim.

" Bugün kendime bir iyilik yapıp filim izleyeceğim. Evet onu düşünmeden bir şey yapacağım, hatta ilk defa onu değil televizyonu izleyeceğim. Onun olmadığı hayatımı şimdiden düşündüğümde mükemmel görünüyordu. O yok ve huzur var."

Sofrayı toplayıp televizyonun karşısına geçtim. Hatta yetmedi kendime mısır bile patlatmıştım. Onun çöküşü benim yükselişim oluyordu. Ben ilk defa kendimi bu kadar enerjik ve mutlu hissediyordum. Ben ilk defa mutluydum çünkü onu yok ettiğimi görüyordum.

Bu beni mutlu ediyordu. Korku filimi açıp televizyonun karşıma geçtim. Böyle şeyler beni korkutmuyor bilakis daha çok güldürüyordu. Bunu izledikçe aklıma Seza ve altına işlediği gün geliyordu. Korku filimi karşında ilk defa gülen kız diye tarihe geçmeliydim. Hatta Biruni gibi bende  "Sarayımın en manyak insanı" diye tarih kitaplarına konu edilmeliydim. Ne yani Biruni oluyordu da ben olmayacak mıydım?

Kendime güle eğlene korku filimine daldım. İlk defa bu kadar huzur doluydum.

🍇 🍇 🍇

Bölüm sonu ✨

Bu bölüm size tatlı bir bölüm bırakmak istedim. Üzümlükek'i nasıl buluyorsunuz? Onu seviyor musunuz? Hemen görüş ve yorumlarınız alayım.

Ben kaçıyorum sizde lütfen 🙏 beni takip etmeyi, bölümü oylamayı 🌟 ve her satır arası yorum 💬yapmayı unutmayınız. Değerli yorumlarınız benim için kıymetli.

Sevgilerimle 🐢

Üzümlükek | Texting (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin