NASIL?

4.8K 172 7
                                    

Eve geldiğimizde hala Uray'ın yüzüne bakmamaya devam ediyordum. İlgisini hangi anlamda çekiyordum ya da ilgisi hoşuma gider miydi bilmiyordum. Gergin hissediyordum.

Odama çıkmak için merdivenlere yönelirken birine çarptım.
"Gel yardım ediyim." Poyraz'ın evde olması beni rahatlatmıştı.
Sol elimi bilegine koydu ve beraber merdivenleri çıkmaya başladık. Gözüm bandajlıyken nasıl görünüyordum hiçbir fikrim yoktu. Ama rahatsız hissettiriyordu. Beni kısıtlıyordu.

Odaya geldiğimizde beni yavaşça yatağa oturttu ve karşımdaki koltuğa seslice nefesini vererek yerleşti.

"Bu gözünün hali ne?" Böyle ani bir çıkış beklemediğim için net göremesem de bakışlarımı gözleri sandığım yere sabitledim.

"Bildiğin bir şeyi neden bir daha soruyorsun?" Salaklığımı suratıma vurmasını falan cekemeyecektim. Zaten tek gözle görmeye çalışmak başımı çok ağrıtıyordu.

"Çünkü saçma sapan davranışların sana zarar veriyor. Herneyse,yorgun görünüyorsun ben gideyim." dediğinde kafamı yavasça salladım.

"Istedigin herhangi bir sey var mı?" Istemiyordum.

"Hayır,teşekkür ederim. Uyumak istiyorum." dedim ve kafasıyla onayladı.

"Iyi geceler."

"Sana da."

Poyraz odadan çıkalı uzun bir süre geçmesine rağmen uykuya dalamamıştım. Başımın ağrısı artık ağlatacak bir boyuta gelmişti ve ben kafam sanki 10 kiloymuş gibi hissetmeye başlamıştım. Yüzümü burusturup öylece tavana bakıyordum ve gözlerimden istemesem de birkaç damla gözyaşı döküldü. Böyle aciz olmaktan nefret ediyordum. Ağrının üzerine sinirimde eklenince kafam zonklamaya başladı ve dudaklarımdan bir hıçkırık sesi çıktı. Hemen ellerimi ağzıma götürdüm ve cok zorlansam da yüzümü yastığa gömdüm ve sessizce ağlamaya başladım. Normalde 2 gözüm farklı gördüğü için baş ağrısı sıksık yaşadığım bir şeydi. Ama bazen aynı bugün olduğu gibi dayanılmaz oluyordu.

Ben sessizce hıçkırıklarla ağlarken birden kapım açıldı ve giren kimse ışığımı yaktı. Hemen çığlık attım.

"Lütfen kapat,lütfen!" sesim kısık ve ağladığım için boğuk çıkmıştı. Işık gözümü sanki mümkünmüş gibi daha fazla ağrıtıyordu. Hemen ışığı kapadı.

"Neyin var?" Of olamaz. Neden Poyraz değil de Uray?

Ses vermediğimde omzumdan -bilinçli mi değil mi bilmiyorum- beni kuvvetini kullanmaktan çekinmeyerek döndürmeye kalktı ama o hareket başımda bıçak saplanması gibi bir hisse neden oldu ve ağlamam arttı.

"Bade neyin var?' Sesi sabırsızdı ve omzumu o tepkimle beraber bırakmıştı.

"Başım...çok...ağrıyor." ağladığım için hıçkırıklarımın arasında konusuyordum ve yüzüm hala yastıga dönük olduğu için sesim boğuk çıkmıştı.

"Gözünden dolayı mı?" dedi ama konuşmak işkenceydi.

"Evet çok ağrıyor." dedim ama küçük bir çocuk gibiydim. Birden ellerini yatakla karnımın arasına yerleştirdi ve kucakladı. Ani hareketleri çığlık atmama neden oluyordu.

"Uray sanırım öleceğim." dedim çünkü tansiyonum düşmüştü. Nefes alışverişim hızlandı.

Gözlerimi açtığımda başımda dikilen Uray beni görmesiyle hareketlendi. Ne zaman bayılmıştım haberim bile yoktu.

İçimdeki Sen #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin