DENEME

5.1K 219 14
                                    

"Ne cevap vermemi istersin?" Suratında muzip bir ifade vardı.
"O ifade ne öyle?" dedigimde gülümsemeye başladı. Of. Hala cevap vermemişti ve suan cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açıyordu. Düşününce Uray'la bir evde yanlız kalabileceğimi düşünemiyordum. Öte yandan hem Uray hem Poyraz... Bunu da tahmin edemiyordum. 2 ihtimalde ürkütücüydü. En yakın zamanda başımın çaresine bakmalıydım.
"Geç bakalım" dediginde kapının açılmış olduğunu gördüm. Iceri girdigimde rahatsız hissettigimden kafamı kaşıdım ve yanagımın içini ısırmaya başladım.
"Gel sana odanı gostereyim."
"Hala cevaplamadın."
"Neyi?" Kesinlikle salağa yatıyordu.
"Herneyse" dedim ve peşinden devam ettim.
Uray evde değildi sanırım. Olsaydı beni rahatsız etmeye çoktan başlamıştı. Ama son dediklerinden sonra belki de hiç bulaşmazdı bana. Bu ev kimindi ayrıca? Dev'in diye tahmin ediyordum ama öyle olmayadabilirdi.
"Işte burası. Biraz erkeksi ama idare et. Daha sonra yeni mobilyalar alabiliriz istersen." gülümsedim.
"Önemi yok.Bu odanın kilidi var degil mi?" Napayım en önemli detay buydu benim icin.
"Dikkat etmemistim."derken kapının arkasına baktı ve anahtarı gördüğümde rahat bir nefes aldım.
"Istersen sen esyalarını yerleştir. Dinlen falan. Acıkırsan buzdolabını senin sevdiğin şeylerle dolduruldu. Keyfine bak."
"Sen gidiyor musun?" Aslında gitse daha rahat ederdim ama içim birden huzursuz oldu.
"Evet? Islerim var ama 1-2 saate dönerim.Yoksa kork-"
"Hayır tamam. Ben şey yapayım. Yani..odaya" dedigim seyin anlamsızlıgını farketmistim ve kıpkırmızı kesildim. Allah'tan kapıyı suratına kapatmıstım. Yüzüm yanarken gözlerimi kapadım ve burada nasıl yasayabilecegimi düşündüm.

Valizimi açarken dış kapının kapanma sesini duydum ve tekrar valize döndüm. Odama ait bir tuvalet olsa cok iyi olurdu ama yoktu.Huzursuzca nefesimi dışarı verdim ve dolaba esyalarımı yerleştirmeye başladım. Işim bittiginde odadan çıktım ve aşağı inmek için merdivenlere yöneldim ama asagıdan bir ses gelmesiyle duraksadım. Uray gelmiş olabilir miydi? Ya da Poyraz? Genelde korktuğumda beynimden yüzlerce senaryo gecerdi ama benim tek yaptığım olduğum yerde dikilmek olurdu. Çünkü kafamda hangi senaryoya uyacagımı düşünürdüm. Aşağıda bir hareketlilik hissettiğimde odama yöneldim. Telefonum bile yoktu. Ne yapacaktım?
Merdivenlerin gıcırdadıgını duydugumda seslice yutkundum. Kalbim deli gibi atıyordu.
Kapımın kolu cevrildi ama kilitli oldugundan acılmadı.
"Burada birisi var." diye fısıldayan yabancı birinin sesini duydugumda duvara yapıştım. Kalbim artık çıkmak uzereydi. Eger iceri girerse ona zarar verebileceğim sert bir cisim aradım ama oda boştu. Ellerimi sacımın içinden geçirdim ve beynime 'sakin ol' komutu verdim çünkü kalbimin bu kadar hızlı atması astımımı tetikleyebilirdi.
Etrafa bakınırken yatağın altını gördüm ve düşünmeden oraya girdim. Kapıya 2 el silah sıkıldıgında çığlık atmamak için ellerimi agzıma götürdüm. Bu sefer ölecektim. Kapının açıldığını duydugumda iyice dibe sindim. Gözlerimi kırpmadan korkuyla yatagın kenarlarından bakacak 2 çift gözü beklerken bekledigim sey oldu ve ben bu sefer cıglıgımı serbest bıraktım.
"Ne yani böyle mi kacacaksın? Buna kaçmak değil kendi ölümünü beklemek derler" diyen Uray'ı gördüğümde yaşadığım şoktan dolayı seslice ağlamaya başladım. Onun suratında ise ciddi bir ifade vardı. Dışarı çıktığımda sırtını yumruklamaya başladım.
"Psikopat! Manyak! Senden nefret ediyorum. Nefret nefret nefret!" diye bagırırken bir yandan da sırtını yumrukluyordum. Ilk başta tepkisiz kalsa da ani bir hareketle çömeldigi yerden kalkıp bileklerimden tuttu ve beni duvara çarptı.
"Kendine gel." Ruhsuz tavırları sinirlerimi daha çok bozuyordu.
"Ya sıktığın kurşunlardan biri bana gelseydi?"
"Ben işimi riske atmam."
"Öyle mi? Böyle söylediğinde keşke o kurşunun önünde olsaymışım diyorum çünkü senin şu kendinden emin tavırların beni deli ediyor." diye bagırdıgımda merdivenlerin ordaki Poyraz dikkatimi çekti.
"Sende biliyor muydun? Neden yaptınız ya? Bide sizinle aynı evde mi kalacagım ben?" derken hala sinirle gözyaşlarım akıyordu.
"Kendini koruman gerekiyor. Bunu sana öğretmek için buradayız."
"Neden kendimi korumam gerekiyor? Kimden korumam?" Sabrım taşmak üzereydi.
"Herkesten. Düşmanlarından. Düşmanlarımızdan. Enis'ten ve en önemlisi Atalay'dan."

İçimdeki Sen #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin