FİRAR

6.3K 281 6
                                    

Okulda haftalar birbirini kovalamış ve sınav haftamız gelip çatmıştı. Bu süre içinde Enis'le olan arkadaşlığım az da olsa ilerlemiş,dev okula gelmemeye başlamıştı. Onun benimle yaşıt olabilme ihtimali çok garip geliyordu. Yanımda 4 katım gibiydi ve ürkütücücüydü.

Onu dinlememiştim. Enis'le konusmaya devam ediyordum. Ama burada olmadığı için göremiyordu ve ben onun okula gelmemesine seviniyordum açıkçası. He bide...

Didem beni öldürecekmiş gibi bakmaya devam ediyordu çünkü Enis ve ben genelde birlikte takılıyorduk.

Ben bunları düşünürken fizik hocamız tahtadaki işlemin sonucunu yazdı ve dersi bitirip bizi serbest bıraktı. Kafamı sıraya koyup gözlerimi kapadım. Çok uykum vardı ve yarın matematik sınavım olduğundan uyuyamayacağımı biliyordum.

Gözlerimi açtığımda karşımda benim gibi kafasını sıraya koymuş, yüzü bana dönük ve gözleri kapalı olan Enis'i gördüm. Ne kadar masum görünüyordu böyle. Ben ona bakarken birden gözlerini açtı ve benim ona baktığımı görünce sol yanagındakı ufak gamzesini ortaya çıkaracak bir şekilde gülümsedi.Hemen tekrar gozlerimi kapadım.

'Beni öylece dikizleyemezsin." Ben böyle seylere hala alışamamıştım. Ne zaman böyle konuşmaya başlasa hemen kızarıyordum. Gözlerimi açmadım ama yanağımda bir el hissettim. Gözümü yavaşça araladigimda Enis'in bana gözünü kırpmadan baktığını gördüm. Yanağımdaki eli güven vericiydi. Ama böyle seyler bana çok uzaktı. Ne kadar güven vericiyse bir o kadar da rahatsız ediciydi benim için. Elimi refleks olarak elinin üstüne getirdim ve yavaşça cektim.

"Bana kısa da olsa herzaman cevap ver, olur mu?" Sesi ciddiydi ama sinirli değildi. Sadece isteğini dile getiriyordu.

Yavaşca başımı salladım ve gülümsedim. O da bana gülümsedi.

Ders zili çaldığında okulun bir an önce bitmesi için dua etmeye başladım. Yorgunluktan ölmek üzereydim.

Neyseki ders bir şekilde bitti. Hemen toparlanmaya başladım. Bugün yürüyebilecegimi zannetmiyordum ama baska çarem de yoktu. Ağır adımlarla yürümeye başladım. Okuldan çıktığımda biri kolumu sertçe tuttu ve beni sürüklemeye başladı. Bu acı ve bu eller tanıdıktı.

"Ya manyak mısın! Bırak!"

"Sus!" Sestonu sakin ama tehditkardı. Kolumu tüm gücünü kullanarak sıkmıyordu ama yeterince acıyordu.

'Ne istiyorsun benden ya,bırak!' Sesim çok tedirgin çıkıyordu. Zaten öyleydim. 1 haftadır okula gelmiyordu ve şimdi bir anda ortaya çıkmış üstüne birde beni sürükleyerek bir yere götürüyordu.

Siyah bir arabanın önüne geldiğimizde arabanın kilidini açtı ve beni arka koltuğa savurdu. Ne yapmaya çalışıyordu bilmiyorum ama korkum git gide büyümeye başlamıştı. Beni savurduktan sonra sürücü koltuguna geçeceği sırada hemen kapıyı açtım ve koşmaya başladım. Peşimde miydi bilmiyorum ama koşmamla beraber "siktir," dediğini ve sonra yaklaşan ayak seslerini duydum. Peşimdeydi ama yakalayamamıştı henüz. Hemen daha da hızlandım. Ama saptığım sokağın çıkmaz sokak olduğunu gördüğümde çaresizce arkama döndüm. Ve dönmemle birlikte korkunç bir suratla karşılaştım. Kemikli suratı sinirden kaskatı olmustu. Gerginlikten ve korkudan midem bulanmaya başladı. Nefesim daraldı. Astımım vardı. Hergün düzenli ilaç almamı gerektirecek kadar ciddi olmasa da çok hızlı kostugumda kriz geçiriyordum ve şuan ilacıma ihtiyacım vardı. Ama kahretsin. Çantam devin arabasındaydı. Kalbimi tutarak nefes almaya çalıştım. Ama tek hissettiğim boğulmak oldu.

İçimdeki Sen #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin