DEV

6.8K 313 22
                                    

Kendime geldiğimde revirde tektim. Enis beni bıraktıktan sonra derse gitmiş olmalıydı. Benim icin bu kadarını yapması bile çok degerliydi.

Kafamı hafifçe yukarı kaldırdığımda kapının orda bir gölge gördüm. Ama görür görmez yok oldu. Belki de hayaldi. Şu an bunu düşünemeyecek kadar yorgun hissediyordum.

Yurda gitmek istiyordum ama şuan yurüyemeyeceğimi biliyordum. Sıkıntıyla iç çektim. Yavaş yavaş doğruldum ve revirden çıktım. Sınıfa gidecektim ama sonra karar degistirdim. Ders dinleyecek halim de yoktu.

Lavaboya gittim ve aynaya baktığımda bembeyaz bir surat gördüm. Ellerimi yüzümü yıkadım ve zilin çalmasını beklemeye başladım.

Tahminen 10 dakika sonra zil çaldı ve ben ağır adımlarla sınıfa doğru yürümeye başladım.

O anda biri omzuma dokundu.

"İyi misin" tanimadigim biriydi.

"Kimsin sen?" Bir adım geriye gittim.

"Boşver kim olduğumu. Neden bayıldın,neyin var?" Tek kaşım istemsiz olarak kalkmıştı.

"Sanane?"

'Bak umrumda olduğundan falan değil. Sadece cevap ver," dedi sesi sanki çok inceymiş gibi bir de yükselterek.

"Geber,"dedim ve yürümeye başladım. Biraz korkmuştum. Kimdi ve umrunda değilse neden nasıl olduğumu soruyordu ki?

Arkamı dönük bir sekilde yürürken birine çarptım.

"Ah!" omzum acımıştı.

"Ah, Bade. Seni revirde göremeyince çok korktum. Nasılsın simdi? Miden hala bulanıyor mu?" Enis bunları nefes almadan bir anda söylemişti. Beni önemsiyor muydu gerçekten? Asla emin olamazdım.

"İyiyim. Beni revire kadar taşıdığın için teşekkür ederim."

"Saçmalama. Ayrıca sen baygın degil miydin? Yoksa seni taşıyayım diye numara mı yaptın?" Evet, tabiki saniyeler bile gecmeden benimle uğraşmaya başlamıştı.

Bu sefer samimi bir sekilde gülümsedim. "Evet. Sana kendimi taşıttırmak içindi her şey."

Çok güzel gülüyordu ama ona karşı cidden boştum. Ben tüm erkeklere karşı boştum, ama neyse.

"Çok yorgunum,çekil de sınıfa gireyim," dedim kedi bakışlarla.

"Taşımamı ister misiniz, hanımefendi?"

"Hayır,istemiyorum. Güzel taşıyamıyorsun." Baya baya gülüyordum. Enis'le muhabbet etmek iyi geliyordu.

"Bak sen," dedi ve beni omzuna almak icin eğilirken Uray Enis'i yakasından tuttu ve dolaba çarptı.

Enis'in yüzü acıyla buruşurken ben daha ne olduğunu bile anlamamıştım ki dev beni bileğimden tuttu ve cekiştirmeye başladı.

"Hey! Napıyorsun, bırak!" diye cırlarken o sanki bir nesneyi tutup sürüklüyormuş gibi devam ediyordu.

Diğer elimle omzunu var gücümle sıktım ve şaşkın bir şekilde bana döndüğü an yumruğu suratına geçirdim. Çok etkilenmese de baya şaşırmıştı ve elini yanağına götürdüğü sırada bileğim serbest kaldı. Hemen koşmaya başladım ve sınıftan çantamı bile almadan okuldan çıktım.

Bir anda ne olmuştu öyle? O devden zaten korkuyordum ve bu hareketinden sonra tek düşündüğüm şey, uyuyan devin uyanmış olmasıydı.

İçimdeki Sen #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin