SINAV

6.3K 255 11
                                    

Bugün matematik sınavım vardı ve ben hic calısmamıstım. Ayrıca 2 gündür yemek yememistim ve enerjim kalmamıştı.

Yataktan aniden kalktım ve banyoya doğru yürümeye başladığımda gözüm kararmaya basladı. Bu genelde her sabah olurdu ve ben görüşüm tamamen kapanıncaya kadar ilerler daha sonra bir yere tutunarak geçmesini beklerdim. Bugün de aynı şekilde yaptım ve duşumu alıp yurttan cıktım.

Okula geldiğimde ders başlamıştı. Ilk derse girmemeye karar verdim ve kütüphaneye girdim. Çok az ogrenci vardı ve kütüphane ortamı o kadar sıcaktı ki çok hosuma gitmisti. Ders çalışmak için gelmiştim ama bir anda vazgectim ve kitaplara dogru yöneldim. Kitap okumayı cok seviyordum. Kitaplara göz gezdirirken bir tanesini elime aldım. Fantastik kitapları, özellikle meleklerle ilgili olanları cok seviyordum. Bu kitapta onlardan biriydi.

Zamanın nasıl gectigini anlayamamıştım ve zil çaldı. Koridorlar öğrenci sesleriyle canlandı. Kalabalığı kesinlikle sevmiyordum. Hemen kütüphaneden çıkıp sınıfa dogru ilerledim. Sınıfa girdiğimde Didem ve arkadaşları hariç kimse yoktu. Sessizce yerime geçtim ve 2 ders sonra olan matematik sınavıma çalışmaya başladım.

"Sessiz bir sürtük," dedi Didem benim duymamı ister bir şekilde bağırarak.

Kafamı o tarafa doğru cevirdim ve hepsinin bana baktığını gördüm.

"İyi numara. Masum kız ayaklarına yatarak tüm erkekleri avucunun içine almak. Sende bir seyler olduğunu biliyordum Bade," dedi ve ben gittikce sinirlenmeye başlıyordum. Bu konuda çok hassastım ve ileri geri konuşmasına izin vermeyecektim.

"Rahat bırak beni," dedim. Harika. Nasıl da etkileyici konuştum öyle.

"Bırakmassam naparsın?"

Hiçbir şeyden korkum yoktu. Nasıl olsa birini öldürecek canilikteydim,degil mi?

"O küçük aklının alamayacağı şeyler yaparım. Sakın bana bulaşayım deme," dedim ve gozlerimi kısarak ona bakmaya devam ettim.

"Asıl ben sana öyle seyler yapacağım ki buradan koşarak uzaklasacaksın," dedi ve sınıftan sinirli bir sekilde çıktı. Seslice içimi cektikten sonra ders calismaya devam ettim. Ama aklıma girmiyordu. Kafamı sıraya sertçe vurdum.

"İntihar girişimi?" dedi tanıdık bir ses.

Tabiki Enis'ti. Gülümsedim ve alnımı ovaladım.

'Demek matematikle ilgili bir sıkıntımız var?" dedi ve kitabı önümden alıp kendi önüne koyarak incelemeye başladı.

'Yoksa başka bir sıkıntı mı var?' dediginde ona döndüm.

"2 gündür çalışamadım ve son güne bıraktım. Çalışsam yapabilirdim," dedim aslında o kadar dert etmesem de.

"Ben sana yardımcı olurum," dedi ve eline kalemi aldı.

"Sınav 2 saat sonra ve 2 konu var. 2.sınava daha çok çalışırım sorun degil," dedim ama beni takmadı.

Enis 2 saatte bana ogrendigimiz tüm konuları tekrar etti ve örnek çözdürttü. Şuan tamamen hazırdım ve daha 5 dakika vardı.

"Anlamadığın bir yer yok degil mi?" dediğinde minnettar bir sekilde ona gülümsedim.

"Hayır. Gerçekten çok teşekkür ederim.Harika bir hocasın," dediğimde o küçük gamzesi yine gülümsemesiyle belirginleşmisti.

"Her konuda yanıma gelip benden yardım isteyebilirsin," dedi ve zil çaldı.

Benimle neden bu kadar ilgiliydi bilmiyordum. Dev onun hakkında neden öyle şeyler söylemişti? Kafam allak bullaktı. Kimseye güvenememek çok kötü bir şeydi.

Sınavlar icin sınıf degiştirmek gerekiyordu ve sınava gireceğim sınıfa girdigimde dev'in sırada rahat bir şekilde oturduğunu gördüm. Bana bakmıyordu ama başka boş yer olmadığı için onun önüne oturmak zorunda kaldığımda bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum. Ona bakmayacaktım.

Bu şekilde cidden çok rahatsızdım. Bir an önce bitmesi için dualar ederken hoca sınıfa girdi ve kağıtları dağıtmaya başladı.

6 soruyu çözmüştüm ama 4 soru tamamen boştu. Zaten tam odaklanamıyordum. Sıkıntıyla iç çektim.

Arkamdan dev kalemiyle sırtımı dürttü ve birden korkuyla arkamı döndüm.

"Kağıdını bana uzat,"diye fısıldadıgında "asla," dedim ve önüme döndüm. Bir de benden kopya mı istiyordu?

"Uzat şunu bana."

"Çalışsaydın."

Gülmeye benzer bir ses çıkardı ve uzun parmaklı elleriyle ağzını kapadı.

"Çalışmamışım işte. Hem bana borçlusun,"dediginde elimi alnıma koydum ve gözlerimi kapadım.

Hoca bizim tarafa bir iki kez baksa da yakalanmamıştık.

"Bekliyorum," dediginde kağıdımı önüne atmamla o da kağıdını bana uzattı ve resmen kağıtları değiştirdik. Kağıdına baktığımda tüm sorular yapılmıştı. Gözlerim şaşkınlıkla büyürken isim soyisim yazan yerde adımı görmemle arkamı döndüm.

Kağıdı doldururken benim ona dönmemle dudağının kenarı kıvrıldı ve tekrar kağıda döndü.

Öylece kağıda bakarken zil çaldı ve hoca kağıtları toplamaya başladı.

Sınıftan çıkarken ona "neden yaptın bunu?" diye sordum.

"Çünkü canım öyle istedi,"dedi ve sanki bana hiç yardım etmemiş gibi takmadan devam etti.

"Normali bana denk gelmez zaten," diye mırıldandım ve sınıfa gidip yerime oturdum.

"Nasıl geçti fıstık?"

"İyiydi. Yani...baya iyi geçti."

"Yapamadıgın soru oldu mu?" Dediğinde "Hayır," diye gecistirdim.

Son dersin de bittiğini müjdeleyen zil çaldığında herkes toparlanmaya başladı. Normalde ilk ben çıkardım ama günlerdir yemek yemediğim icin midem bugün baya kötüleşmisti ve lavaboya gitmem gerekiyordu. Çantamı toparlayıp sınıftan çıktım. Okulda kimse kalmamıştı. Hemen tuvalete girip kapıyı kapadım. Kusmak istiyordum ama midem boş olduğundan sadece öğürdüm. Kapıyı açmaya yöneldiğimde kapı açılmadı. Telaş yaparak kapıyı zorladım ama kilitliydi. Biri beni buraya kilitlemisti. Sabah Didem'in söylediği sözleri hatırladım. Onlar olmalıydı. Bağırmak istiyordum ama o kadar yorgun hissediyordum ki bağırarak gücüm yoktu. Kapıya uyguladıgım kuvvet beni daha da yormustu. İstemsizce yere çöktüm ve gözyaşlarımı serbest bıraktım.

İçimdeki Sen #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin