Şu şarkıyla okuyun demiyorum size. Açın sizi en duygulandıran şarkıyı,onu dinlerken okuyun.
"Iyyyy!" Bilmem kaçıncı öğürüşümle Uray'ı tekrar güldürmüştüm. Ama şu anki durumumda elimde değildi. Baştan alayım.
Uray'la o güvenlik olayından sonra ne yapsak diye düşünürken uzun zamandır sinemaya gitmediğimi farkedip sinema teklifi sundum ve o da kabul etti. Filmlere bakarken uzun süren bir atışmadan sonra kanlı manlı bir zombi filminde karar kılmıştık. Zombilerden korkmazdım ama beyin yiyen tiplemeler görmek de pek haz vermiyordu açıkçası.
Midem kalkarken elimle önüme kalkan yaparak Uray'a döndüm. Aynı anda o da bana döndüğünde şirince gülümsedi. Yüzümü buruşturarak taklidini yaptığımda gülerek bana yaklaştı.
"Korktuysan çıkabiliriz," dedi alayla. Ona dönmeden filmi izlemeye devam ettim ama tekrar biri parçalanıp bağırsakları beni öğürtünce ona döndüm.
"Kusacağım Uray," dedim ağzımı tutarak.
"Yo yo yo," dedi benden uzaklaşarak. Omzuna vurduğumda kafasına geri atarak sırıttı. En sevdiğim gülüşüydü bu. Ha? Uray'ın gülüşlerini sıralamış bir de en sevdiğimi mi seçmiştim?
"Gel," dedi fısıldayıp elimi tutarken. Beraber ayaklanıp sonunda şu lanet filmden kurtulduğumuz için şükrediyordum. Zaten girenlerin çoğu 10 dakika içinde çıkmıştı. Biz iyi idare etmiştik.
Dışarı çıktığımızda elimi tutmaya devam ederken avuç içlerimin terlemeye başladığını hissettim. Ona döndüğümde yüzünde belli belirsiz bir tebessümle biraz daha ilerledikten sonra durdu ve ben de onunla birlikte durdum.
"Beğendin mi?" İkimiz de ciddi ciddi bakışırken aynı anda gülmeye başladık.
......
"Bugün bir şeyler olacak," dedi gülümseyerek. Çatalımı kenara bırakırken tekrar ona döndüm.
"Ne gibi,dev?" Gözlerini devirdi. Kafamı eğerek güldüğümde o da güldü. Bugün keyfi çok yerindeydi. Sinirlerini aldırmış gibiydi ve bunu neye borçluyduk hiç bilmiyordum.
"Çok yaratıcıymış."
"Sana da cuk oturuyor," dediğimde gözlerini kıstı.
"Tam da hayalindeki erkek tiplemesi dimi?" dedi alayla. Dil çıkardım.
"Tamam Bade beni ne kadar çok beğendiğini biliyorum açıklama yapmana gerek yok." Yanaklarım kızarırken kollarımı masaya yasladım.
"Egon dillenmiş bakıyorum da." Gülümserken parlayan dişlerinden bakışlarımı çekerek gözlerine odaklanmaya çalıştım.
"Karşımda bakışlarıyla beni taciz eden sensin." Uray ne zamandan beri bu kadar açık sözlüydü?
"Ya saçmalamasana," deyip saçlarımı önüme düşürdüğümde karşımdan uzanarak öne düşen saçlarımı hafifçe kaldırdı ve alttan alttan tebessüm ederek bakmaya başladı. Uray ne zamandır bu kadar sevimli olmuştu bilmiyordum. Şu an yanaklarını sıkmamak için zor tutuyordum kendimi.
"Pşt." Hala aynı şekilde bakarken seslenince gülmemi durduramamıştım kafamı kaldırdığımda o da arkasına yaslandı.
"O kadar rahatsız olma ya. Ben de seni sık sık süzüyor olabilirim. Yani belki. Ihtimal olarak söylüyorum." Dediklerine şaşırırken gözlerimin büyüdüğüne yemin edebilirdim. Her şeyi açık açık konuşacak mıydık şimdi? Utanacağımı bilsem de bana uyardı.
"Diyorsun." dediğimde "Dedim bile." diyerek sırıttı.
"Benden hoşlanıyorsan açık açık söyle Uray'cım. Platonik olmak utanılacak bir sey değil." diyerek gülümsedim. Gülüşü yüzünde silinirken bakışları ciddileşti. Fazla samimi konuştum diye sinirlenmişti sanırım. Ayarım yoktu. Zamanı gelince 'aptal ben' diye kafama vuracaktım.
