KORKUSUZ

4.1K 239 12
                                    

Öylece kalakalmıştım. Nasıl tanıyamamıştım bu adamı asagıdayken ben.

Ormanda beni sıkıştıran adamdı bu. Az daha beni öldürecek kişi. Soluğum yavaş yavaş kesiliyordu ama onu farkedemeyecek kadar korkmuş ve şaşkındım. Adamın her hareketi benim için hayati önem taşıyordu. Elindeki silahı doğrultup sıktığı bir kursuna bakardı her sey. Sonunda içime oksijen girmeyince kriz beni yuttu ve olduğum yere yığıldım.

Uyandığımda kafam sanki duvara defalarca vurmusum gibi zonkluyordu. Dayanılmazdı. Hayatımda yaşadığım en büyük acıydı bu ve 2 elimi başıma götürdüm. Bir arabadaydım. Evet evet, suan hareket ediyordum ve aniden dogrulmamla kafama giren sancı beni 2 büklüm yaptı. Kahretsin,acıdan ölebilirdim.

"Uray?" Sesim fısıldar gibi çıkmıştı. Daha sesli söylemeyi planlamıştım bunu.

"Taze bitti,prenses," gözlerimi kapadım. Her sey bitmişti. Atalay'a gidiyordum. Beni 2. kez harabeye çevirecekti. Biraz olsun düzelmiştim. Uray ve Poyraz her ne kadar onlara sayıp dursam da bana iyi gelmişlerdi. Şimdi başladığım yere döneceğimi düşündükçe gözlerim sulandı ama sonunda ölüm olsa da sonuna kadar savaşacaktım. Acaba Uray ne yapıyordu? Beni öylece bırakır mı ki? Önümdeki 2 adama baktım. Biri araba kullanıyordu diğeri telefonuyla ilgileniyordu ve sol elindeki silah bana dönüktü. Herhangi bir hareketlenmem de bana sıkılacak kurşunu da içinde hazır bekliyordu.

Yere bakıp adamın eline vurabilecek sert bir sey aradım ama ne gezer. Tek bir seçeneğim vardı o da adamın elinden silahı hızlı bir şekilde alacak ve... Allah'ım,ben birini vuramam.

Caresizligime lanet ettim ve ağlamaya başladım. Göz yaslarım birbirini kovalarcasına akıyordu. Atalay'ı birkez daha görürsem bunu kaldıramazdım. Biterdim.

"Nereye götürüyorsunuz beni?" diye sordum hafif catallaşmış sesimle.

"Gidince görürsün. Seni bekleyen çok özel biri var," dedi dikiz aynasından bana bakarken pis pis sırıtarak. Allah'ım bana yardım et!

Adam telefonuna bakmaya devam ediyordu ve bir anda gelen deli cesaretiyle elindeki silaha tekme attım ve yere düşmesine izin vermeden havada kaptım. Titreyen ellerim bana büyük oranda engel olsa da ellerimi sabitlemeyi başardım. Adam gözleri alev atarak bana döndü ve sadece güldü.

"Acınası... Aptalca ve acınası." Dedi ve içten olmayan bir kahkaha attı. Hareketimden şüphe etmeme sebep olmak istiyordu ama yemedim ve blöfüme başladım.

"Durdurun arabayı!" Sesim titrememisti. En azından daha az korkmus görünüyordum. Yani sanırım.

"Ne yapabilirsin ki?" dedi ve bana bakmaya devam etti. Arabayı süren adam da arabayı daha hızlı sürmeye başladı ve bana dikiz aynasından bakıp güldü. Benimle dalga geciyorlardı. O sinirle aralarına ateş ettim. Ikiside bunu beklemedikleri icin afallamışlardı. Sağdaki adam torpidoyu açtı ve elindeki şırıngayı gördüğümde adeta kanım çekildi ve şarjörü hızlıca kontrol ettim. 4 kurşunum vardı. Eline şırıngayı düzgünce yerlestirdikten sonra bana döndü ve gözleriyle bacağımı aradı ama ondan en uzak köşeye sinmiştim ve eline ateş ettim. Öyle bir bağırdı ki bir an neredeyse ona acıyacaktım. Düşen şırıngayı araba süren adamın boynuna soktum ve icindeki ne tür bir zehirse son damlasına kadar icine akıttım. Adam bir küfür savurdu ama anlayamadım. Ilac nasıl bir seyse hemen etkisini göstermişti ve adam arabanın kontrolünü kaybetti ve yana yığıldı. Araba deli gibi gidiyordu ve karşımızda bize doğru gelen tırı görmemle gözlerim kocaman oldu. Eline sıktığım adam neredeyse ağlayacaktı. Deli gibi gülümsedim. Beni delirtmişlerdi. Tır 300 metre otedeydi ve zaman yoktu,adam ayağını gazdan çekmemişti özürlü.

Hemen silahın arkasıyla yandaki adamın kafasına vurdum ve bayılmasını sagladım. Öne gecerek igrenerek adamin kucağına oturdum ve ayagini gazdan cektim. Yukarıya baktığımda tırın daha da yaklaşmış oldugunu gördüm. Kalbim deli gibi çarpıyordu ve sonunda arabayı durdurmuştum ama tır biraz daha geç durmuştu ve olacak şiddetli carpışmanın yanında dokunma kadar az etki gösteren bir şekilde tırla çarpıştık. Aniden sarsıldım ve kafamı direksiyona vurdum ve birde üstüne hava yastığının acılmasıyla iyice arada ve nefessiz kaldım.

Başımın agrısı hala devam ediyordu ve adamlar uyanmadan arabadan çıkıp kacabildigim kadar uzaga kacmalıydım ama hareket imkanı yoktu. Tır şoförü ne alemdeydi bilmiyordum ama çok büyük zarar görmemiş olmalıydı.

Aniden yandan gelen araba kayması sesiyle oraya dikkat kesildim. Adamların devamı geldiyse her şey boşuna olmus olurdu ve kaçış imkanım %0a inerdi. Kalbimin artık yerinden çıkacağını düşündüğüm sırada cama biri var gücüyle vurdu ve korkuyla irkildim. Altımdaki adam ölü gibiydi. Çok şükür ki. Ama yandakinden emin olamıyordum. Derken birkaç darbe daha geldi arabaya ve arabanın arka kapısı açıldı.

"Burada değil. Lanet olsun ne olmuş burada?" Allah'ım Uray. Sesi ne kadar da telaşlı geliyordu. Benim için endişelenmiş miydi? Kucağında oturdugum adamdan beni göremiyordu,ah lanet olsun.

Çırpınmaya başladım. Beni gormezlerse olacakları düşünmek bile istemiyordum çünkü biraz daha burada kalırsam ya bu adamlar uyanıp beni öldürecekti ya da ben bu hava yastığıyla boğulacaktım.

"Bade? Poyraz gel. Önde!" Sesindeki umut o kadar garip bir hisse neden olmuştu ki bende. Belki de beni öldü falan sanmıştı.

Arabaya sert birkac darbe daha gecirdikten sonra kapı açıldı ve beni yavaşça aşağı çekip asfalta yatırdı. Kafamı koluna aldı ve yuzume dokunarak incelemeye basladı.

"Bade! Ah,şükürler olsun. Yasıyorsun,Allah'ım!" Aniden sarıldı ve Poyraz da uzaktan rahatlamış bir şekilde bana gülümsemeye başlamıştı. Yüzlerinde izler vardı. Gergin suratları benim sayemde eski haline dönmüştü ve bende gülümseyebildigim kadar onlara gülümsedim.

"Kafasındaki ufak sıyrık hariç, o iyi Poyraz. O iyi ve hala benimle." Uray son cümlesinde çıkardığı o aglamaklı sesiyle birlikte gülümsedi ve Poyraz da aynı şekilde ona gülümsedi.

"Hadi seni götürelim buradan." dedi ve beni kucaklayarak arabaya doğru ilerledi. Güvendiğim kolların arasındaydım ve suan tek umursadığım şey buydu.

Istedigim oy ve yorum gelmedi. Ama yazasım vardı hehehe :D Bir sonraki bölümü 10 yorumdan sonra yazmaya başlayacağım yeni bölüm isteyenler lütfen emege saygı gösterip benim istedigimi yapın bu çok uçuk bir sayı degil, herneyse. Bu arada , ayayay Bade ve Uray arasında hafif hafif elektriklenmeler başladı bakalım gelecek bölümlerde neler olucaaak :D

İçimdeki Sen #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin