HASTANE

3.8K 195 6
                                    

Gittigimiz yerin ev olmadığını anlamam biraz uzun sürmüştü. Nereye gidiyorduk bilmiyordum ama suan kafam Uray'ın bacaklarının üstündeydi ve uzun bir süre böyle kalabilirdim. Poyraz arabayı dikkatle sürüyor, arada beni kontrol etmek için arkaya dönüyordu.

Daha uykuya bile daldığımı farkedemeden araba durdu ve Poyraz kapıyı beni uyandıracak kadar sert bir şekilde vurarak arabadan çıktı. Gözlerim agrıyordu ve suan tek istedigim sey uzun bir uykuydu. Uray'ın elini saçlarımda hissettiğimde ağır çekimde bakışlarımı gözlerine kaydırdım.

"Daha iyi misin?" dediğinde konusacak gücüm olmadığı için kafa sallamakla yetindim.

"Beni çok korkuttun."dedi eli hala saçımda gezinirken.

"Özür dilerim,kurtulamayacagımı düşünüyordum ama bir şekilde kurtuldum," hala aklım almıyordu olanları. Yaşanmamış gibiydi ama bir o kadar da gerçekti.

"Olanları gerçekten merak etsem de şuan seni yormak istemiyorum," dediğinde gülümsedim.

Poyraz kapıyı bizim için açtığında Uray dikkatle kendini ve beni çıkardı ve hastaneye geldiğimizi gördüm. Şuan testler veya başka hiçbir seye halim olmadığı gibi konuşup itiraz etmeye de aynı şekilde halim yoktu. Sessiz kalmayı tercih ettim.

"Sadece muayene amaçlı," diyerek beni rahatlatmaya çalışan Uray'a kafa salladım. Poyraz'a baktığımda yüzündeki rahatlamış ifade yokluğumda ne kadar korktuğunu ele veriyordu ve bana değer verdikleri için onlara minnettardım.

Muayene uzun sürmedi ve hastaneden bekledigimden daha kısa bir sürede ayrıldık. Eve geldiğimizde Uray beni kucaklayarak koltuğa kadar taşıdı ve oldukça dikkatli bir şekilde oturtturdu. Konusulacak seyler vardı ve sanırım bunu ertelemeyecekti.

"Bade? Üzgünüm ama nasıl kurtuldun ya da neler yaşandı o arabanın içinde bilmek istiyorum. Bu mucize gibi bir şey ve ben hala inanamıyorum," o kadar hızlı konuşmuştu ki onu anlamam için tüm dikkatimi vermem gerekmişti.

"Ben,bilmiyorum. O kadar ani oldu ki her şey. Bana silah tutuyordu. Ani bir cesaretle bana doğru tuttuğu silahı attığım tekmeyle düşürdüm ve tam ortalarına ateş ettim. Hiçbirine isabet etmediğinde önce silahı almamı o kadar umursamayan adam ateş etmemle pis bir gülüş attı ve torpidodan bir şırınga çıkardı ve içine bir ilaç koydu. Bana uzandıgında ben şoför koltuğunun arkasına, gidebilecegim en uzak köşeye sığınmıştım çünkü bana zarar verecek bir şey çıkardığını biliyordum. Bana döndüğü an eline ateş ettim ve şırıngayı yere düşürdü," nefeslenmek için durduğumda Poyraz'ın da koltuğa sessizce yerleştigini gördüm. Uraysa pür dikkat beni dinlemeye devam ediyordu.

"Daha sonra o kıvranırken igneyi şöförün boynuna batırdım ve nasıl bir zehirse adam direkt bayıldı. Elimdeki silahla da yandakinin kafasına vurdum ve o da bilincini kaybetti. Sonrasını biliyorsunuz işte. Öne geçtim ve tırla kafa kafaya girecekken bir anda durdurabildim," dedim son anda bakışlarımı yere çevirerek.

Uray gülmeye başladığında doğru duyup duymadığımı kontrol etmek için kafamı kaldırdım ve gülmemek için kendini tutsa da basarılı olamayan bir Uray, yan tarafında da ona nazaran biraz daha başarılı olan fakat gulmesini yine de tam saklayamayan Poyraz'la karşılaştım.

"Ne? Niye gülüyorsunuz?" dediğimde Uray kendini biraz daha toparlamaya gayret etti ve yüzüme döndü.

"Poyraz, hatırlat da birdaha Bade'yi sinirlendirmeyeyim," dedi ve tekrar elleriyle yüzünü kapayarak gülmeye devam etti.

Arkadaslar bu hikayeyi bırakmak istiyorum. Girdap cok daha tecrübeyle başladığım bir hikaye. Kurgum kafamda ve cok memnunum. Sizi onu okumaya davet ediyorum :d

İçimdeki Sen #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin