4. Bölüm: "Şiirsel Düşler"

80 10 213
                                    

Merhaba!

Nasılsınız, iyi misiniz?

Beni soracak olursanız çok iyiyim, kurgu bana güzellikler kattı, inşallah daha da güzel olacak gidişatımız.

Bölüm şarkımız:
Funda Arar - Kırık Düşler

Medyada ilk kapağımız var, ben pek sevenemiştim, sonra tasarımcım sağ olsun, beni kırmadı, şimdiki kapağımızı hazırladı. Görseli kısaca inceledikten sonra şarkımızı açarak bölüme geçebilirsiniz.

Keyifli okumalar!

4. Bölüm: "Şiirsel Düşler"

Yağmur tanelerinin doludan daha keskin şekilde gökleri deldiği vakitte, kadının inilti dolu çığlıkları doldurmuştu etrafı. Her inlediğinde, karşısındaki diğer kadın, içini çekerek pansumanlamıştı kollarında ve bacaklarındaki izleri... Usulca, kolunda gezdirirken pamuğu, kadını incelediğinde, acıdan boğuk sesler çıkarmasına rağmen, çehresinde zerre gözyaşı olmadığını gördü. İnsan, acının verdiği refleksle bile, hiç mi ağlamazdı? Kendisi, eşinden öğrendiklerinden sonra, dünden bu zamana ağlamaktan perişan olmuştu. Yaşadıklarını düşünmesi, bir kadın olarak, onu daha iyi anlayıp üzülmesine sebep olurken, karşısındaki kız, epeyce soğuktu. Korkularını, acılarını, belki de böyle soğuk davranarak, gözyaşlarından uzakta durarak göstermekteydi. Melek, elindeki sargı bezini biraz kaldırarak, alnının kenarında, kaşının biraz tepesinde gezdirdi, kanı durmuştu. Yara bandını alırken hemen o kısmın üzerini sarmaladı. Yarı uykuluyken boğazından birkaç lokma geçse, daha doğru olacaktı. Eve gelirken Özcan'ın arabası ile geldiği için ufak bir tüp getirmişti. Yemekler çıkarabilirdi ortaya, malzeme de vardı. Yatakta ki kızın üzerini örterken kalkmış, camları kapatmıştı. En azından artık kaçma girişiminde bulunamazdı, Fatih, koltuk değneğini almış, odadan çıkarmış, bir daha da onunla tutmayacağını söylemişti. Melek, şimdilik en doğru çözümün bu olduğunu düşündü, başka çareleri kalmamıştı. Kapının dışına çıkarken ardından örttü, ortadaki koltukta karşılıklı oturmuş, olup bitenleri düşünmekte olan eşi ve arkadaşına ters bakışlar atmıştı.

"Ateşi çıkmıştı da bir ara, hemen düşürdüm." Konuşurken, eli ile karnını tutan Fatih'i inceledi, o da, en az kendisi kadar ters bakışlara sahipti, sebebini de çözememişti. "Gebersin, bana ne!" Daha ilk günden, bu şekilde mi tepki verilirdi? "Karnımda, attığı tekmenin acısı ile bir de hanımefendiyi taşıdım, kendine o kadar güvenmese, şimdi bu halde olmazdı!" Melek, söyledikleri karşısında dehşete düşerken sinirle soludu. "Sen kendinde misin?" Yükseltmekten çekinmedi sesini, çünkü artık olanlara tahammülü kalmamıştı. "Kızı kaçırdın, n'apmasını bekliyorsun? Herhalde kaçırıldığı evde, oturup seninle kahve içecek değil! Daha neden burada olduğundan habersiz, hem sen, nasıl bir suça girdiğinin farkındasın, değil mi?"

"Özcan'ı ortak ettiğim için bu tavırlardaysan, merak etme, tek başıma girdim, bedelini de tek ödeyeceğim!" Fatih, Melek'in böyle biri olmadığını bilse de, anın verdiği sinirle bu şekilde, istemsizce ağır konuşmuştu. "Yapma Fatih, böyle biri miyim ben? Sen sadece Özcan'la değil, benimle de kardeşsin, ne çabuk unuttun!... Özcan, bu suça ortaksa, ben de ortağım. Anlamaya çalışıyorum olup bitenleri, başka çarenizin olmadığının da farkındayım ama biraz da içerideki günahsız kadının bakış açısıyla görmeye çalış." Hamileliğinin ilk ayında olması, haddinden duygusal davranmasına sebep olmuştu. Daha eşi ile birlikte bebeklerine sevinemeden, olup bitenler, hepsini germiş, Melek'i de haddinden fazla duygusallaştırmıştı.

"Sen bakma ona güzelim, ne dediğini bilmiyor, sinirinden öyle konuşuyor." Özcan, hızlıca eşine doğru gelirken sözleri ile teskin etmişti onu. "Yardım eder misin sen bana?" demişti eşine bakan genç kadın. "İçerideki tüpün iyi olmadığını bildiğimden, gelirken tüp getirmiştim, sağ olsun, komşulardan biri taşıdı, evden çıkarttı, sen de getirip kuruver mutfağa. Yemek hazırlamayı deneyeceğim, öyle kuru ekmekle olmaz, sıcak bir çorba içsin, hastalanırsa, işimiz daha da zorlaşır." Tam dışarı tarafına ilerleyecekken Özcan, "Sen dur!" demişti hızla doğrulan Fatih. "Ben getiririm." Hızla dışarı çıkarken Fatih, genç kadın da mutfağa doğru ilerlemiş, çorbalık malzemeler çıkarmıştı.

İstanbul Saklasın BiziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin