11. Bölüm: "Zehirli Sarmaşık"

39 9 187
                                    

Ben geldim, biraz geciktim ama çok da güzel bölüm getirdim.

Hemen bölüme geçirmek istiyorum sizleri, çok keyifle okuyacağınız bir bölüm olacak.

Bölüm Şarkımız:
Funda Arar - Mutlu Son (Medyada mevcuttur, açamayanlar için ismini de verdim.)

Keyifli okumalar!

11. Bölüm: "Zehirli Sarmaşık"

Ah,...
Ölüm gibi bir şeydi gidişin
Yasımı boynuma düğümledim.
İntihara meyilli kelimelerim
Ve nefretim bir kedi gibi tırmalıyor içimi.
Nefretim
Kemiriyor
İçimi...

Ayşe Dikici

Gün ışığı, keskin ışıklarını, umutla parlamakta olan tenine çarptığında, mutlulukla araladı gözlerini. Uzun zamandır ilk kez, bu kadar sevgi dolu, mutlu uyanmış olmanın keyfi üzerinde olsa da, yatakta tek olmanın üzüntüsü vardı kendisinde. Her tarafı uyuşmuştu ama direnecekti, doğruldu güçlükle de olsa, sağlam bacağını diğer tarafa doğru, yatağın dışına uzattı. Sevdiği adamı ararken gözleri, köşeden koltuk değneğini aldı, güçlükle tutunarak, felçli bacağını da haraket ettirip kalktı. Yürümekte zorlansa da, onu görecek olmanın, aşkının naraları çekişti kalbinde. Kaldıkları odanın kapısından çıkarken, karşısındaki dış kapının açılışını gördü. Anahtarla açılırken kapı, elinde çiçekler, ekmek; simit ve poğaçaların olduğu poşet ile giren adama baktı. "Ben geldim sevgilim!" Şeklinde seslenişini işittiğinde, kendi de odadan tamamen çıkmıştı. Sevgilim... Ne hoş kelamdı, aşkı onunla tanımak, nasıl da güzeldi... Hande, sevdiği adama doğru ilerlerken Aras'ın da kaşlarını çattığını gördü. "Ben sana kaç defa, ben olmadan, kalkmamanı söylemedim mi?" Kendisi için endişelenen hallerini severdi en çok da, bu halini gördükçe, kendini çok değerli hissederdi. "Canım, endişelenme bu kadar, ben tek başıma okula gidiyorum; eğitimimi sürdürüyorum, çoğu işimi, kendim karşılıyorum, her zaman benimle olamazsın ki." Yüzü, belli belirsiz tebessüme boyanmıştı ama geri silinmişti, sevdiği adamla bile olsa, çok zor gülerdi... Yine de simasına bakan, aşkın mutluluğunu görebilirdi. "Olsun, dikkatli ol sen, mecbur kalmadıkça, ben yokken kalkma." Sadece başını sallarken göğsüne sokuldu bir kedi misali, dudaklarını, omzuna bastırırken tebessümünden alamamıştı kendini. Aras, kendisini eli ile okula bırakır, geri de kendisi alırdı, bazen fakültesinin içine, dersin olacağı yere kadar elleri ile getirirdi.

"Ben senin aşkınla köküme kadar budanmışım, bana zarar gelmez..." Omzundan indirirken dudaklarını, başını da çekmişti. "Nereden bulursun acaba bu sözleri, çabuk geç koltuğa, kahvaltı hazır olana kadar da, ben gelmeden kalkmayacaksın..." Sevdiği adamın sözlerini, bir çocuk misali dinlerken ona doğru uzattı ellerini, kendini kucağına almasını istedi, madem emir veriyordu, kollarında taşıyacaktı kendisini. "Anlaşıldı prenses, bugün şımarıklığınız üzerinde..." Kollarını, sevdiği adamın boynuna dolarken kendisini kucağına almasına izin verdi. Aras, kollarındaki kadının ağır bedenini, koltuğun üzerine bıraktığında, mutfak tarafına doğru ilerlemişti. Hande, hemen kenardaki kumandayı eline aldığında, pazar sabahının çizgi filmini açtı, ardına yaslanarak keyifle izlemeye başladı. Çocukluğundan kalan bu özelliğini, bir de sevdiği adama göstermişti, daha da kimseler bilmezdi. Kendisini her haliyle kabul eden, sadakatinden zerre şüphe etmediği adama o kadar aşıktı ki, ondan başkasını görmez olmuştu. En sevdiği pazar sabahlarını onunla geçirmek, bir an olsun ayrılmamak istemişti, okulu olmasa belki de hiç gitmezdi.

...Kahvaltı vaktini özenle geçirirken sevdiği adamdan bir an olsun ayrılmak istememişti, okulu tatildi ama gitmesi gereken bir evi vardı sonuçta, daha evli değildiler. Kendisine kahvaltı hazırlamıştı, belki de onunla geçirdiği, geçirebileceği en güzel pazar sabahıydı. "Biz hiç ayrılmayalım, olur mu Aras, sen beni hiç bırakma?..." Kelimeleri, dilinden bir boşluğa dökülürken onun yeşil gözlerine bakmıştı, yeşil cenneti, tam da karşısındaydı. Elleri ile karnını doyururken "Söz." demişti genç kadının gözlerine eşsiz aşkla bakan adam. "Sana söz veriyorum sevgilim, biz hiç ayrılmayacağız..." Kelimeleri, kocaman bir aşkı inşa ederken kadın, bir gün enkazdan ibaret olacağından habersizce; sayısızca, bir kez daha aşık olmuştu cennet yeşili gözlerine, cehennemi yaşatacağını bilmeden...

İstanbul Saklasın BiziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin