26. Bölüm: "Çünkü Sen Kadınsın"

42 7 240
                                    

Soluk soluğa kalmış heyecanımla geldim karşınıza. Beni bile şaşırttı kaleme aldığım bölüm. Çok konuşmadan sizi hızlıca bölüme alacağım, bölüm sonunda tekrardan konuşuruz.

Bölüm Şarkımız:
Kent Şarkıları - Aşk Üşütür

Şarkımızı açarak sindirerek, sakince ve parağrafları içinize çekerek okursanız beni çok mutlu edersiniz.

26. Bölüm: "Çünkü Sen Kadınsın"

3 Ay Sonra...

Yaşamak, insana başlı başına verilmiş bir imtihandı zaten. Kimine kahır, kimine huzur; kimine kış, kimine bahar... Gece kadar karanlıktı kimine, karanlıktaki ay kadar da umuttu birilerine... Güneş kadar netti kimi için yaşamak, belirgindi, düzdü... Yokuştu bazılarına da, zemheri ayazında çıkılan kalkanlı tümsekti. Çıktıkça biteceğini sandığımız tümseklerle dolu yokuşta, hatalı kararlarımızla yolumuz daha da uzardı, kalkanımız kalınlaşırdı. Sıkıntıların üst üste gelerek birbiri ardınca ilerlediği vakitler, dönüm noktamız olurdu, vermek zorunda kaldığımız kararlar girerdi devreye. Yanlış ya da doğru, başka seçeneğimiz kalmazdı. İnsandık, şaşardık, düşerdik ama gel gör ki bunu kimselere izah edemezdik. Çok sevdiklerimiz bile, anlık kararlarımıza saygı gösteremeyerek bizden vazgeçerdi. Uğruna canımızı verebileceklerimiz, bizi canını sökercesine silip atardı hayatlarından. Yanlış kararlarımız ve kendimizi affettirmeye çalıştığımız sevdiklerimizle beraber kalakalırız kimi zaman. Birçok tarafı memnun etmeye çalışırken kendimizi ne kadar ihmal ettiğimizi anlayamayız.

Yol tamamlandığında taksi durdu, kendini düşüncelerinden çıkararak toparlandı genç kadın. Çantasını araladı, içinden çıkardığı miktarı, taksiciye uzattı. Ücreti aldığı anda kendisinden önce davranan genç taksici, hızlıca arabadan inerek kendi kapısını açtı. Kendini mahçup hissetti Hande, çok alışkın değildi. Yardımcı olmak istemişti kendisine, koltuk değneğine tutunarak ağırca indi. Yere, zoraki hissettiği karıncalanan adımlarını atarken ilerledi, ardındaki kapısını örttü. Geldiği hastanenin binasını dışarıdan inceledi, otelden daha büyük görünüme sahipti. Güzel, şık bir dış görüntüsü vardı ama hastaneden önce, doktoruna geldiğini düşündü. Geçen zamanda Mehmet Bey'le çok hoş ikili olarak dostluk kurmuşlardı. Sohbetleri, samimiyeti ilerlettikçe bildiğin abi ve kardeş ilişkisine dönüşmüştü. Yaşamın ağır sıkıntılarını geride bırakarak, şimdi de hoş bir seans geçirecek olmanın ferahlığı vardı üzerinde.

"Teşekkür ederim." dedi sakin, ince bir sesle. Yanından uzaklaşan adama desteğinden ötürü teşekkür etmek istedi.

"Rica ederim hanımefendi." Yanından tamamen uzaklaşarak aracına bindi, hızla arabasını çalıştırarak uzaklaştı.

Düzdü hastanenin bahçesi, girerken zorlanmazdı. Yürümesi rahattı, ilerledi ve kapı tarafına ilerledi. Geçen zamanda değişmişti. Daha akıcı düşünürdü mesela, tüm sıkıntıların sadece kendine ait olmadığını anlamıştı. Zaman ilerledikçe düşündü de, mutlaka çok daha ağır dertler vardı. Her insan, özellikle de her kadın, zorlu bir mücadeleden geçerdi, tüm topluma karşı düzgün davranması lazımdı. Ölçülü olmak gerekti, herkes zorlu bir mücadele içinde savaşırdı, kimse acısız değildi. Dönemeçli kapıdan geçti, biraz zorlansa da hızlandırdı kendini. Düz koridorda ilerledi ve danışma tarafına geçti. Birkaç adım geride durarak sıradakilerin işinin bitmesini bekledi. Çok sürmedi, çok da beklemedi. Danışmada diğer hastaların işlemi bittiğinde, kendisi ilerledi oradaki kadına doğru. Sıcak bir tebessüm etti danışmada bulunan genç kıza.

"İyi günler." dedi sakince. "Ben, Doktor Mehmet Ökten'e gelmiştim, randevum var." dedikten kısa süre sonra bekledi. Zaten tanırdı danışmadaki kadını, o kadar çok gelirdi ki, kadın da kendisini tanıdı. İşlemini gerçekleştirdiği anda, "Yukarı çıkabilirsiniz Hande Hanım." dedi tebessüm ederek. Sakince ardına dönen genç kadın, asansöre doğru ilerledi. Yüzünde sıcak bir tebessüm vardı, önceden tepki vermekten ne kadar korkarsa, şimdi o kadar umut dolacağına inanırdı. Girdiği asansörde kendisinden başkasının olmamasına sevindi, eğildi ve asansör aynasından kendini kontrol etti. Yaşadığı bunca zorluğun ardından kendine motive ederek bakabilmek, biraz da doktorunun emeği haline gelmişti. Psikolojik tedavi alalı çok olmamıştı aslında, sadece iki buçuk ay olmuştu ama her gününü terapide geçirmişti. Başarılı bir doktorla, sıkıntıların bir kısmını geride bırakabilmişti. Yolu uzundu, daha atacak çok adımı vardı.

İstanbul Saklasın BiziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin