5.5

1.1K 72 149
                                    

Erva'dan;

Gökyüzünde ki kara bulutları izliyordum. Yağmurun habercisi olan bu durum yeterince mahvolan beni daha da mahvediyordu. Ağlamaktan gözlerim şişmişti ve artık ne hissedeceğimi bilmiyordum. Berbat bir moddaydım.

Sevdiğim çocuğa kal bile diyemiyordum. İki gündür sürekli kendimle çelişiyordum. Bazen telefonu alıyordum elime dayanamayıp kal demek için ama sonra onun hayalleriyle oynayacağım gerçeği aklıma geliyordu. Tekrar telefonu yerine bırakıyordum.

Ne kal diyebiliyordum ne de gitmesine izin verebiliyordum.

Kalbimde ki ağırlık gittikçe artarken derin bir nefes verdim. Elimi kalbime koydum. Üzerine bastırdım. Bu acının geçmesini istiyordum. Beni terk etsin istiyordum. Ama Yiğit'e olan aşkım asla oradan gitmiyordu. Yiğit gitse bile aşkı hep benimle kalacaktı.

Gözlerimi kapattım. Karanlık esir alırken ruhumu alnımı cama yasladım.

Nolur gitme...

Uzun bir süre öylece durdu. Biri cama tıklattığında irkilerek daldığım dünyadan çıktım. Gözlerimi araladığımda gördüğüm yüz kalbimin atışlarını değiştirdi.

"Yiğit?"

Beklediğim son şey onun buraya gelmesiydi. Gözlerini gözlerimden ayırmazken yavaşça gülümsedi. Gülümsemesi çok güzeldi. Gözleri parlıyordu. Gerçek olamayacak kadar güzel bakışlarla beni izliyordu. Şaşkınca ona bakıyordum. Başka hiçbir duygu hissedemiyordum. Bir süre bana o guzel bakışlarıyla baktı. Ben ise şaşkınca ve hayranlıkla gözlerindeki o duyguyu izledim.

Sonra soğuktan dolayı buğulanmış olan cama nefesini üfleyerek daha da buğulanmasını sağladı ve bir şeyler yazmaya başladı.

Bakışlarımı gözlerinden ayırmadığım için ne yaptığını bilmesemde bir süre sonra durduğunda ne yaptığını görmek için bakışlarımı oraya çevirdim.

Seni seviyorum Selenophile

O an hıçkıra hıçkıra ağlamak istedim. Kalbim deli gibi atıyordu. Tüm vücudum titriyordu. Gözlerim yanıyordu. Ağlamak istemiyordum ama buna engel olmaya gücüm yoktu.

İnanmak zordu. O itiraf hayatımda aldığım en güzel şeydi. Yazı yavaşça silinip kaybolduğunda bile oradan bakışlarımı ayıramadım.

Gözlerim dolu dolu bakışlarımı zorla da olsa ona çevirdim. Daha sonra pencereden uzaklaşıp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açıp ona doğru ilerledim. Adım sesleriyle bana döndüğünde hiçbir şeyi umursamadan kollarımı boynuna dolayıp sımsıkı sarıldım.

O da beklemeden karşılık verdiğinde yağan yağmur bize eşlik ediyordu. Her yerimi ıslatan ve yarın hasta olacağımın habercisi olan yağmuru da, onunla beraber gelen ve tenime sızan soğukta umrumda olmadı.

Soğuktan dolayı buz gibi olan bedenimi kolları arasına sıkıştırıp ısıtmak istercesine kendine çekti.

Kafamı boynuna gömdüm. Kokusunu içime doya doya çekerken o saçlarıma bir öpücük kondurmuştu.

Çok korkmuştum. Onu kaybedecek olmaktan çok korkmuştum.

"Gideceksin sandım."

Hıçkırıklarım arasında konuştuğumda nefesini boynuma doğru verdi. Nefesinin değdiği yerler uyuşmuştu.

"Özür dilerim. Emin olmam gerekiyordu."

Selenophile • Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin