Anonim'den;
Selen'in çekiştirip durması ve heyecanını dinleyerek geldiğim alışveriş merkeziyle derin bir nefes verdim.
Karşılaşacağım kişi ile daha çok kasılmaya başlıyordum. Tedirgindim. Arkadaşım adına bile mutlu olamıyordum. Berke ile birbirini çok seviyorlardı. Onlar bu hikayenin baş karakterleri, Yiğit ile ben ise her zaman platonik olacak olan taraftık.
Yine hüzünlenmemek için düşüncelerime bir durup deyip Selen'in heyecanına ortak olmaya çalıştım. Anladığım kadarıyla bütün tayfa olacaktı.
Berke, Ömer Asaf, Melih, Oğuz ve Yiğit olacaktı. Tabi bir de Selen ile ben...
Yiğit ile resmen tanışmış olacaktım ve bu beni fazlasıyla tedirgin ediyordu.
Topuz yaptığım saçlarımdan fırlayan saçları yine tedirgenken yaptığımda ki gibi kulağımın arkasına attırdım.
Yürüyen merdivenleri aşıp sinema salonuna doğru ilerlerken kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Nefesim kesiliyor, ellerim titriyordu. Umarım bugünü sağ salim atlatabilirdim.
Göğsümde hafif bir acı vücuduma yayılıyordu. Sinema salonuna ulaştığımızda heyecanımı anlatacak tek kelime bulamadım. Selen saçlarını ve kot ceketini düzeltip ilerlemeye başladığında bende arkasından ilerlemeye devam ettim. Her zamanki çok güzel giyinmişti. Tarzı ciddi anlamda çok iyiydi. Hava o gün çok sıcak olduğu için günlük, açık mavi, kısa bir elbise giymişti. Altına da elbisesine çok uyan beyaz spor ayakkabısını giymişti. Ben ise her zamanki sportif halimdeydim. Siyah kot pantolon, üzerine mavi bir sweat shirt giymiştim. Altına da gri bir spor ayakkabı giymiştim.
Sonunda görüş alanımıza giren grupla gülümsemeye çalıştım. Neyse ki güzel rol yapabiliyordum.
Selen gidip sevgilisine yani Berke'ye sarıldığında bakışlarım bir cesaretle Yiğit'e döndü. Bakışlarında ki acı beni kahretti. Yiğit benim aksime güzel rol yapamazdı, saklayamazdı duygularını...
Yüzüme yerleşmesini zar zor engellediğim acıyla kalbim çığlık çığlığa bağırmaya başladı. Nefes almayı unuttuğumu fark edip nefes aldım. Berke ve Selen sonunda ayrılabildiğinde Selen yanıma gelip beni tanıştırdı.
"Bu Erva. Benim en yakın arkadaşım."
Tedirgince gülümserken grubun çapkını olarak bildiğim Oğuz öne çıkıp elini bana doğru uzattı.
"Ben Oğuz."
Bende elimi uzatıp elini sıktığımda bir anda elimi çevirip dudaklarına götürmüş ve öpmüştü. Ben şaşkın şaşkın ona bakarken Melih diye bildiğim çocuk göz devirip Oğuz'u ittirmişti.
"Sen onun kusuruna bakma. Ben Melih."
Nazikçe gülümsediğinde bende aynı şekilde karşılık verdim. Elini uzatmadığına göre kesinlikle sevgilisi vardı. Mesafeli yaklaşması bu kızı çok şanslı kılıyordu. Bende böyle bir sadık sevgilim olsun isterdim.
Ömer Asaf da kendini kısaca tanıtıp elimi sıktıktan sonra Yiğit'e gelmişti sıra.
Ellerim feci halde titremeye başladığında kalbim sanki kan yerine acı pompalamaya başlamıştı.
"Ben de Yiğit."
Elini uzattığında bende elimi uzatırken elimin titrediğini fark etmemesi için bol bol dua etmiştim.
Ellerimiz temas ettiğinde vücudumda yayılan elektrik beni felç etmeye yeterdi. Gözleri gözlerimde sonsuza dek kalmak istedim. Daha sonra elini çektiğinde ben de rezil olmamak için geri çekip gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selenophile • Yarı Texting
Short StoryBoslukbirak: şimdi sil gözyaşlawni Boslukbirak: ben senin yerine de ağlarım Boslukbirak: sevmeyişlerine, acı çekişlerine, başka bir kıza aşık oluşuna ağlarım Boslukbirak: sil gözyaşlarını güzel adam Boslukbirak: gece senin gozyaslwrinla ıslanmasın ...