İnstagram: Uzgunbirkedi0
"Ya Erva ne var kabul etsen? İki gündür evdesin. Resim yarışması için resim yapman gerektiğini bahane edip kendini eve tıktın. Zaten yarışmada cumaya ertelendi. Bari bugün biraz gezelim."
Offlayıp kafamı yastığa gömdüm. Tam okul bitti diye sevinip eve geldiğimde ve kendimi uyumaya hazır hissettiğimde Selen başımda belirmiş ve durmadan konuşarak beni dışarı çıkmaya ikna etmeye çalışıyordu. O gün Yiğit beni eve bıraktıktan sonra aklıma dahiyane bir fikir gelmişti. Bir taşta iki kuş vuracaktım. Aklıma gelen fikirle soluğu boyaların, fırçaların yanında almıştım. Ve iki gün boyunca odamdan çıkmadan, neredeyse nefes bile almadan yarışma için yaptığım resme odaklanmıştım. Sonucunda cidden mükemmel bir resim ortaya çıkmıştı. Her ne kadar hala tereddütlerim olsa da içimde bir parça bunu deli gibi istediği için o parçaya güveniyordum.
Selen'in bile görmesine izin vermediğim resim odamın köşesinde, üzeri örtülü son günü bekliyordu. Son gün vermeyi düşünüyordum. Daha vermeye hazır hissetmiyordum kendimi.
"Ervaaa!"
Selen'in sesiyle düşüncelerim arasından çıktım. Ona döndüm.
"Selen, neden anlamak istemiyorsun? Zaten düşüncelerim beni öldürüyor, bir de Melih olayı üzerine gruptan biriyle buluşmam yüzsüzlük olur."
Selen derin bir nefesle yanıma oturdu. Ona doğru döndüğümde elini saçlarıma koyup okşamaya başladı.
"Erva o olayda Melih'in haklı olduğunu biliyoruz. Ama suçlu olan sen değilsin. Biziz. Özür diledik, zaten. Hep beraber yanına gidip gönlünü aldık. Hem Ömer onun yanında zaten şuan."
Nefesimi tutup yanaklarımı şişirdim. Yanaklarıma hafifçe vurduğunda yorgunca güldüm.
"Kim kim olacağız?"
"Yiğit, Berke, sen, ben."
"Oğuz'da mı Melih'in yanında?"
Merak ederek ve kaşlarım kalkmış bir şekilde sorduğum soruyla sırıttı.
"Hayır, o 'yeni' sevgilisiyle buluşacakmış."
Yeni'yi ellerini havaya kaldırıp tırnak işareti yaparak söylediğinde gülmeden edemedim. Daha sonra aklıma gelen şeyle dudaklarımı büzdüm.
"Sadece ikimiz olsak olmaz mı?"
İmalı bir şekilde bana baktığında göz devirdim.
"Niye canım? Ne güzel çiftli buluşma olacak işte."
"Seleeeeeen!"
Sinirle çığlık arttığımda güldü. Bu imalarının sebebi iki gün önce Yiğit'in akşam arabayla beni bıraktığını gördüğü içindi.
"Tamam tamam. Şaka yaptım. Ama olmaz. Berke'ye söyledim bile. Bozamayız şuan planı."
"Of Selen of!"
Sinirle bağırdığımda tekrar güldü ve dolabımın karşısına geçip biraz oyalandıktan sonra çıkardığı kıyafetleri yüzüme attı.
"Giy, gel. Bekliyorum. Bunları giyiyorsun Erva. Başka bir şey giydiğini görürsem... Benim tersimi biliyorsun zaten."
Yüzünde şirin ama bir o kadar da şeytani bir gülümseme vardı. Bu gülümseme hiç hayra alamet değildi. Kesin Berke ile sevgili olmadan önce onları sürekli aynı ortamda bırakıp imalı söylediğim sözlerin intikamını alacaktı. Of! Bittim ben.
Kapıyı ardından kapatıp çıktığında offlayarak biraz yatakta tepindikten sonra ayağa kalktım.
Umutsuzca verdiği kıyafetleri incelediğimde bu senenin başlarında annemin çok beğenip almamı istediği bir elbise olduğunu gördüm. Her ne kadar bu elbiseyi hiç giyemeyeceğimi bilsem ve giyemesemde annemi kırmamak için almıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selenophile • Yarı Texting
Short StoryBoslukbirak: şimdi sil gözyaşlawni Boslukbirak: ben senin yerine de ağlarım Boslukbirak: sevmeyişlerine, acı çekişlerine, başka bir kıza aşık oluşuna ağlarım Boslukbirak: sil gözyaşlarını güzel adam Boslukbirak: gece senin gozyaslwrinla ıslanmasın ...